| Hayatta kalmak için neredeyse böcekten başka bir şey yemezler. | Open Subtitles | يعيشون على طعام يخلو من أي شيءٍ تقريباً بإستنثاء الحشرات |
| Söyler misin George, nasıl bir daire mikroptan arınmış olabilir,... henüz böcekten arınmış bile olmadıkça? | Open Subtitles | عليك أن تخبرنى يا جورج .... كيف تكون الشقه مانعه للجراثيم بينما هى حتى لا تمنع الحشرات ؟ |
| bir insanı öldürmeleri böcekten epeyce uzun sürüyor olsa bile. | TED | ويستغرقُ الأمر وقتًا أطول لقتل شخص من قتل حشرة. |
| Ama aslında, bitkiden değil başka bir böcekten geliyor. | Open Subtitles | لكنها في الحقيقة لم تأت من نبات، إنها أتت من حشرة أخرى. |
| İmparatorluk en sonunda bu böcekten kurtulacak. | Open Subtitles | , الأمبراطورية ستتحرر اخيراً . من هذة الحشرة عديمة النفع |
| Sonuç olarak, bitki özünü emmekte kullanılan tüp bir böcekten alınacak besini emmek için de kullanılabiliyor. | Open Subtitles | لذا يمكن استخدام الأنبوب لامتصاص الغذاء من الحشرة بالاضافة إلى النبات. |
| Ruby bana yatağın altındaki böcekten korkmamam gerektiğini öğretti. | TED | علمتني روبي أنه ليس من المفترض أن تكون خائفاً من حشرات البقّ الموجودة تحت سريرك |
| Resimdeki böcekten ses alabilmemiz için bir metreden az mesafe olmalı. | Open Subtitles | يجب أن يكون جهاز التنصت على الصورة على بعد 3 أقدام لنسمع شيئاً |
| Mavi böcekten Kule'ye. 21. MAB'in sinyalini alıyorum. | Open Subtitles | "بلو بيتل" إلى برج المراقبة, لدى قراءة لــ21 "إم إف دى". |
| Sen de git Cooper'ın böcekten bir yatağı var mıymış ona bak. | Open Subtitles | و أنت عليك أن تتأكد إن كان لـ(كوبر) سرير من الحشرات الميتة |
| Arjantin'de bu yapıyı inşa etmiş olan böcekler bir böcekten çok insani bir özellikleri sayesinde çevredeki otlakların hakimidir. | Open Subtitles | الحشرات التي شيّدت هذا البناء في الأرجنتين، تُهيمن على الأراضي العشبية المُحيطة بفضل المهارات التي تبدو وأنها أكثر إنسانية من كونها حشرية. |
| Veya bu melez böcekten gelen frekans nedeniyle olmuş da olabilir. | Open Subtitles | أو التردد من هذه الحشرات الهجينة |
| böcekten korkuyorsan. | Open Subtitles | إذا كنت تخاف من الحشرات |
| Bu boyutlardaki bir yaratığın ağırlığı, günümüzde uçan en büyük böcekten en az 10 kat daha fazla olmalıydı. | Open Subtitles | حشرة بهذا الحجم لا بد أن تكون أثقل ب 10 مرات من أكبر حشرة تطير اليوم |
| İnanılmaz ama böylesine bir güzelliğin ardında yatan tarih küçücük bir böcekten geliyor. | Open Subtitles | بشكل لا يصدق، مثل هذا المادة الجميلة وكلّ التأريخ وراها ياتي من حشرة صغيرة. |
| Seni dev böcekten kurtarırken neredeyse ölüyordum ve sen hiç birşey olmamış gibi mi davranacaksın? | Open Subtitles | كِدتُ أن أموت وأنا أحاول أن أنقذكَ من حشرة ضخمة وأنتَ تدّعي أنَّهُ لا شيء حدث؟ |
| Yeni böcekten bahsetmelisin! | Open Subtitles | عليك أن تخبريهم عن الحشرة الجديدة |
| Karanlık, bir böceği cadı makiden saklayamaz ama cadı makiyi bir böcekten saklayabilir. | Open Subtitles | .."الظلام لا يخفي حشرة عن "ترسير و لكنه يخفي "ترسيراً" عن الحشرة |
| böcekten kanı aldık mı - | Open Subtitles | الآن... عندمانحصد الدمّ من الحشرة... |
| Ona göre biz böcekten farksızız. | Open Subtitles | بالنسبة لها ، نحن لا نقدر بشيء سوى حشرات تافهة |
| böcekten bir parmak izi aldım ve veritabanında arattım. | Open Subtitles | لقد نزعت البصمات عن جهاز التنصت ووضعته فى قائمة المعلومات |
| böcekten Gözcü Kulesi'ne. Fark edildik! | Open Subtitles | "بيتل" إلى برج المراقبة لقد تم كشفنا. |