"büyüdün" - Translation from Turkish to Arabic

• كبرت
• نشأت
• ترعرعت
• ترعرعتِ
• تربيت
• نشأتِ
• كبرتِ
• ترعرت
• نضجت
• نشأتي
• ناضجة
• تكبر
• نشأتَ
• كَبرتَ
• كبرتي

Hayır, sen değil, sadece eski halin. büyüdün ve değiştin.
لا ، لست أنت ، فقط أنت السابقة لقد كبرت و تطورت

Evet tabii ki, sen bu evde büyüdün ama burası bankanın evi.
نعم، بالطبع، كبرت هناك في بيتك، لكنّه منزل البنك.

sen burada büyüdün aynı benim büyüdüğüm kurallarla sen ne sikim olduğunu sanıyorsun?
لكنك نشأت هنا و بنفس القواعد التي نشأت أنا عليها من تظن نفسك؟

- Altoona'da büyüdün. Lise aşkınla evlendin.
أنت ترعرعت في ألتونا وتزوّجت حبيبتك من الجامعة

Küçüklüğünden beri başkalarıyla dövüşmemi izleyerek büyüdün.
منذ كنت صغيراً ترعرعتِ لتريني أقاتل الآخرين

Söyle bana. Kız kardeşinle büyüdün. Bu virüsü ilk elden gördün.
أخبرني فحسب، لقد تربيت مع أختك وأول من رأى هذا الفيروس

Artık büyüdün ve Tanrı'nın görevini yerine getirme zamanın geldi.
حسناً,والآنبماأنك كبرت, ويجب إستجابة دعوة اللورد

Çünkü hep kendini çok farklı biriymiş gibi hissederek büyüdün.
أنت كبرت و تشعر أنك مختلف عنا طوال الوقت

Sen dizime yattın, ben bir hikaye anlattım sana... büyüdün.
..رقدتَ على قدماى، وأنا سردتُ لكَ حكايه كبرت

Genç bir kız olarak, cadı dünyasında büyüdün, başka bir diyarda.
كبنت مراهقة، كبرت في عالم الساحرات، العالم الآخر.

Senin bilmen gerekiyor. Libya'da büyüdün değil mi?
لا بد أنك تعرف أنت نشأت في ليبيا، أليس كذلك؟

Çok acıklı, babasız büyüdün tabii. Kimse sana bir şey öğretmedi.
أنه محزن أنك نشأت بدون أب ولم يعلمك أحدا شيئا

İki ebeveynle büyüdün. Köpeğin hiç ölmedi.
لقد نشأت مع كلا والديكَ, وكلب الذى لا يموت

Zengin bir ailenin yanına sinerek büyüdün.
لقد ترعرعت متسللاً بجانب عائلة غنيّة.

Sen burada büyüdün yani. Anlıyor musun?
انا اقصد انك ترعرعت هنا, اتعلم ؟

Sen, İsimsiz Düzen'de büyüdün.
لقد ترعرعتِ بين صفوف الجيش المجهول وعلّمتكِ أموراً عديدة

Kapıyı çalsana. Ahırda mı büyüdün?
ان تطرقي الباب , ماذا هل تربيت في حظيرة؟

Zengin büyüdün. Yani kolay gelen paraya alışıksın.
حسناً, نشأتِ ثريّة لذا أنت معتادة على اليُسر في المال

Şuna bak! Çok güzelsin. Ne kadar büyüdün.
أنظري إليكِ, أنت في غاية الجمال وقد كبرتِ

Bu aile içinde büyüdün. Hayatın boyunca sadık ve emin bir ferdimiz oldun.
لقد ترعرت في هذه العائلة لقد كنت عضو مخلص وأمين لهذه العائلة

İkincisi, 20'li yaşların boşa geçmedi. Sadece büyüdün.
وثانياً, أنت لم تضيعي عشرينياتك لقد نضجت فحسب

Evet, lavabonun dibindeki küçük su damlacıklarını. Hangi çöplükte büyüdün bilmiyorum ama bu iğrenç bir şey.
أجل، هذه القطرات منتشره في أنحاء الحوض لا أردي في أيّ كوخ نشأتي ولكن هذا مُقرف

Yani tabii sen artık... ayıcıklarla oynamak için büyüdün ama... önemli olan düşünmektir.
و أَعرِف أنكى الآن أصبحتى ناضجة أكثر لتعلق بالدببة... إنها فكرة تلك الإحصاءات

- Baban, dosttu. Siz arkadaştınız! Lânet olsun, sen benim ellerimde büyüdün.
كان والدك صديقي، صديقي، لقد راقبتكَ تكبر

Bunu anlamalısın. - Sonuçta sen de kaya trolleriyle büyüdün.
يفترض أنْ تتفهّم الأمر فقد نشأتَ مع متصيّدين صخور

Öyleyse, tüm o liberal, çok kültürlü, çok cinsiyetli konuşmaların arasında büyüdün ve buna rağmen onurlu bir adama dönüşebildin , öyle mi?
آه! لذا إذن، كَبرتَ بكُلّ ذلك المتعدّد الثقافاتِ التحرّريِ , polysexu l doublespe k, وأنت ما زِلتَ تَظْهرُ رجل شرفَ , h ؟

İyiyim ama bana dayı demekten vazgeçmen lazım. Sen de büyüdün bu da bizi pratik olarak aynı yaşta yapar.
أنا بخير , لكن لا تناديني بخالي الآن لقد كبرتي بما يجعلنا عمليا في نفس العمر