"büyük bir baskı" - Translation from Turkish to Arabic

• ضغط كبير
• من الضغط

Komşu ülkelerin üzerimizde büyük bir baskı kurmaya çalışacaklarını düşünüyorum.
أنا اتوقع ان الدول المجاورة سوف تفرض علينا ضغط كبير

büyük bir baskı altındaydım. Bana bağırıyordu.
كنت تحت تأثير ضغط كبير لقد كان يصرخ فى وجهى

Postacı olarak insanlara evrak teslim etmek üzerimde büyük bir baskı yaratıyor.
حتى مستوى البريد كساعي بريد, إنه ضغط كبير عليّ أن أقوم بإيصال رسائل للناس

Bizim gibi Bay Bob Eubanks'ın tabiriyle alem yapacak genç bir çiftin üzerinde de epey büyük bir baskı var.
و هناك الكثير من الضغط على الثنائيات الشابة مثلنا للإنخراط في ما يحب السيد بوب يوبانكس أن يدعوه صناعة الفوضى.

Beyaz bahçe çitinin ardında o mükemmel aile olmaya çalışmak, büyük bir baskı.
يكمنُ هناك الكثير من الضغط في محاولة أن تكونوا تلك العائلة المثالية وراء ذلك السور الخشبي الأبيض.

Postaları ulaştırmak adına, bir postacı olarak insanlara mektuplarını ulaştırmak üzerimde büyük bir baskı yaratıyor.
حتى مستوى البريد كساعي بريد, إنه ضغط كبير عليّ أن أقوم بإيصال رسائل للناس

büyük bir baskı altında olduğunuzun farkındayım ama mesnedsiz ithamlarda bulunmanız için ortada bir sebep yok.
أتفهم أنكِ ترزحين تحت وطأة ضغط كبير لكن لا يوجد سبب لهذه الإتّهامات العارية عن الصحة

Sınıf atlamak üzerinde büyük bir baskı yaratabilir.
ربما هو ضغط كبير عليها أن تتخطى صفًا دراسيا.

Biliyor musunuz, bu çok büyük bir baskı.
أتعلمين ،هذا ضغط كبير كنت لأنفصل عنه إن كت مكانك

Janice, kesinlikle en çok istediği şey bu. Sadece şirketinin işi çok yoğun ve çok büyük bir baskı altında.
"جانيس" ،هو بالتأكيد يريد لكنه فقط مشغول في العمل وتحت ضغط كبير

Üzerimde büyük bir baskı hissediyorum .ve sen bunu anlamıyorsun.
...أنا بس ...أنا عليا ضغط كبير و أنت... أنت مش هتفهم

Bu yeni bir ilişki için çok büyük bir baskı olur.
انه فقط ضغط كبير في بداية العلاقة

Bak, üzerinde büyük bir baskı olduğunu biliyorum ve elinden geleni de yapıyorsun.
أعلم بأنك ترزح تحت ضغط كبير وكنت تعمل جاهداً...

Onu yeniden atatmak için büyük bir baskı altındaydım.
كنتُ تحت ضغط كبير لتغير مكان عمله.

Bir pislik gibi davranmam için üzerimde büyük bir baskı var.
أنا تحت ضغط كبير للتصرف كأحمق ..

- Zaman faktörüyle birlikte, büyük bir baskı... - Boşver, İngiliz.
...أنا تحت ضغط كبير - أصمت أيها الإنجليزى -

- Tabii ki bu. Bak görünüşe göre üzerinde çok büyük bir baskı vardı.
بالطبع إنه هو، إسمعي يبدو أنك كنت تحت الكثير من الضغط

Babası öldüğünden beri büyük bir baskı altında.
لقد كان تحت صفقة كبيرة . من الضغط منذ أن مات والده

Üzerimde çok büyük bir baskı var. Herkes benden, bu işi hemen öğrenmemi bekliyor.
هنالك الكثير من الضغط ، و الجميع يتوقع أنني سأتقنها بسرعة