Nasıl hissettiğini anlıyorum, ama bu çocuğun ilk büyük fırsatı. | Open Subtitles | أعلم ما تشعرين به لكن هذه الفرصة الكبيرة الأولى للبنت |
Hayatım boyunca bir adamın sahip olabileceği o büyük fırsatı bekledim, ve sahip oldum. | Open Subtitles | طول حياتى, انتظرت الفرصة الكبيرة التى قد يحصل عليها رجل, وهذه فرصتى |
O zaman aklınız başınıza gelmiş olur ve önünüzdeki büyük fırsatı fark edersiniz. | Open Subtitles | وتكون أدركت الفرصة العظيمة التي بغنتظارك. |
Oyunculuk kariyerindeki büyük fırsatı değerlendirmek için burada kalmak istedi. | Open Subtitles | قالت أنها في حاجة لأن تكون هنا. لهذه الفرصة العظيمة في مسيرتها التمثيلية. |
Bir şeyler yapmam gerekiyor bu hayatımın son büyük fırsatı. | Open Subtitles | أعظم فرصة متبقية ..... فى الحياة العالم بأكمله فى حالة الحرب ... |
Bir şeyler yapmam gerekiyor bu hayatımın son büyük fırsatı. | Open Subtitles | أعظم فرصة متبقية ..... فى الحياة العالم بأكمله فى حالة الحرب ... |