Reform ya da değişimle ilgili en büyük sorun sağduyunun koşulsuz kabulüdür. | TED | المشكلة الكبيرة بالنسبة للإصلاح أو التغيير هو طغيان المنطق الشائع، |
Kanser araştırmalarıyla ilgili en büyük sorun, insanları tedavinin hemen köşe başında olduğuna inandırılmış olmasıdır. | Open Subtitles | تكمن المشكلة الكبيرة مع بحث السرطان، تم توجيه العامّة للاعتقاد بأن العلاج الثوري للسرطان على الأبواب. |
Benim için büyük sorun. Ben gece körüyüm de. | Open Subtitles | بالنسبة لي، إنها مشكلة كبيرة لديّ عمىً ليليّ |
Gitmem gerek. Eğer bu telefonu kullanırken yakalanırsam, büyük sorun olur. | Open Subtitles | يجب ان أذهب الأن "إذا رأؤني ومعي الهاتف ستكون مشكلة كبيرة" |
Olumlu. Bugün büyük sorun'la karşılaşacağız. | Open Subtitles | صحيح المهمة الكبيرة ستحدث اليوم |
Janjaweed'ler bizim için büyük sorun. | Open Subtitles | الجانجاويد هم مشكلتنا الكبرى |
En büyük sorun modern tarımla birlikte ortaya çıkan üretim fazlasıyla ne yapılacağıydı. | Open Subtitles | المشكلة الكبيرة الآن هي ما اللذي يجب فعله بهذا الفائض اللذي توفره طرق الزراعة الحديثة |
Buralarda hissettiğim en büyük sorun sizsiniz. | Open Subtitles | المشكلة الكبيرة الوحيدة هنا حسبما شعرت، هي أنت |
Her ikisini de Vaşington eyaletindeki Oso toprak kaymasında kullandık, çünkü büyük sorun afeti coğrafi mekânsal ve hidrolojik olarak anlamaktı -- arama ve kurtarma olarak değil. | TED | قمنا باستخدامهما في انزلاقات أوسو الطينية في ولاية واشنطن، لأن المشكلة الكبيرة كانت فهم الجغرافية المكانية والهيدرولوجية للكارثة وليس البحث والإنقاذ. |
Beyler, buradaki en büyük sorun ne biliyor musunuz? | Open Subtitles | أنظروا يا رجال الي المشكلة الكبيرة هنا؟ |
"Çabuk gel. büyük sorun. Vay, bugün harikayım." Ne olabilir? | Open Subtitles | "تعال بسرعة, مشكلة كبيرة واو, أنا أبدو رائعة اليوم" أحمق |
Eğer doğru zamanda uyuşturucu alamazlarsa büyük sorun çıkarırlar. | Open Subtitles | لو لم يحصلوا على الماريجوانا في الوقت المناسب.. قد يسبب هذا مشكلة كبيرة. |
Bu çocuğu taşımam benim için büyük sorun. | Open Subtitles | أن أحمل هذا الطفل الآن ..هي مشكلة كبيرة |
Bu çocuğu taşımam benim için büyük sorun. | Open Subtitles | حملي بهذا الطفل الآن هي مشكلة كبيرة بالنسبة إليّ... |
büyük sorun yaklaşıyor. | Open Subtitles | لكن موعد المهمة الكبيرة اقترب؟ |
Hayır, büyük sorun düellolarımızdan en iyisi. | Open Subtitles | لا, المهمة الكبيرة هي تحد للجميع |
Dinle, benim için büyük sorun var. Hemen paraya ihtiyacım var! | Open Subtitles | اسمع، إنّها مشكلة كبرى بالنسبة إليّ، أحتاج المال الآن |
Vietnam'la ilgili en büyük sorun, coğrafyaydı-- Ormanlar, dağlar, nehirler. | Open Subtitles | إنّ المشكلة في فيتنام هي التضاريس ,الغابات، الجبال، الأنهار. |
Ama aslında en büyük sorun bu değildi. | TED | لكن لم يكن هذا هو الإشكال الأكبر. |
Evet, son 24 saatte yaşadığın en büyük sorun neydi? | Open Subtitles | أجل، مــاهي أكبر مشكلة صادفتك خلال الـ 24 ساعة المــاضية؟ |
Daha büyük terfi daha büyük sorun. Haksız mıyım? | Open Subtitles | كلما زادت الترقيات، كلما زادت المشاكل ألست محقة؟ |