"büyükelçiye" - Translation from Turkish to Arabic

    • السفير
        
    • للسفير
        
    • بالسفير
        
    Büyükelçiye, anlık bir öfkeyle yaptığını söylerken yalan söylediğini kanıtlayacağız. Open Subtitles أنّها كانت تكذب عندما أخبرت السفير أنّها جراء لحظة إنفعال.
    Dışişleri Bakanlığı'ndan Büyükelçiye yazılı emir göndertebiliriz. Open Subtitles ربما يمكننا الإتصال بمكتب وزارة الخارجية الذى له الحق التعامل مع السفير.
    Başkan yardımcısı, Büyükelçiye... hazırlığımızdan bahsetmek için sizden yetki isteyecek. Open Subtitles نائب الرئيس يريد منك أن تصرح له لإبلاغ السفير عن نشر قواتنا
    Parti, Büyükelçiye hem veda ve hem de masum bir adamı akladığı için bir teşekkür partisiydi. Open Subtitles الآن، الحفل كان وداع للسفير وشكر لتبرئة سمعة هذا الرجل
    İfade etmeye çalıştığım şey... Büyükelçiye pek güvenmiyorum. Open Subtitles اعتقد اننى لا اثق بالسفير
    Büyükelçiye acil bir mesajım var... saldırı. Open Subtitles لدي رسالة طارئة للسيد السفير الطريق خالية
    Bu yüzden de Büyükelçiye oradaki tüm sivil vatandaşlarımızın ülke dışına tahliyesine başlaması emrini verdim. Open Subtitles لهذا السبب أمرت السفير ببدأ إخلاء كلّ المواطنين الغير عسكريين
    Son üç ayda Büyükelçiye önemli bir tehdit gelmemiş. Open Subtitles لا تهديدات موثوقة ضد السفير فى اخر ثلاث اشهر.
    Büyükelçiye ulaşmaya çalıştır. Bana randevu vermiyorlar. Open Subtitles حاولت مكالمة السفير لم يقبل أن يعطيني أي موعد
    Söyleyecek şeyleri vardı, ama Büyükelçiye saklayamadı. Open Subtitles كان لديها أخبار، لم تستطع التحدّث إلى السفير
    Büyükelçiye, kendi ülkenin generalini öldürttün. Open Subtitles أنت جعلت السفير يقتل الجنرال القادم من دولتك
    Büyükelçiye 3 gün içinde yola çıkabileceğimizi söyledim. Open Subtitles أخبرت السفير أن بوسعنا المغادرة خلال ثلاثة أيام
    Kolombiyalı Büyükelçiye ne diyeyim? Open Subtitles في غضون ذلك، ماذا أقول السفير الكولومبي؟
    Unutmayın, Büyükelçiye takdim edilirken yalvarırım sırtınız duvara dönük olsun. Open Subtitles ... تذكرن، عندما يتم تقديمكن إلى السفير لأجل السماء، فلتبقين ظهوركن على الحائط
    Efendim, kafamı çevirmek başka Büyükelçiye tutanak hakkında yalan bilgi vermek başka. Open Subtitles ...سيدى, التغاضى عن الأمر شىء ...لكن أن أكذب على السفير سيصبح هذا أمر كبير
    Eğer o uçaktaki nükleer bomba patlarsa kendi nükleer saldırımızla misilleme yapacağımıza dair Büyükelçiye bilgi verildi. Open Subtitles تم إعلام السفير للتو أنه اذا انفجرت ...القنبلة النووية بهذه الطائرة .فسوف نثأر بضربة نووية هذه ستكون ضربة تحذيرية
    Büyükelçiye, suikast girişimi hakkında yalan söylememi emretmenizin ardından kendimi koruma zamanının geldiğine karar verdim. Open Subtitles ...بعد أن قدتنى للكذب على السفير ...بخصوص محاولة الإغتيال قررت أن الوقت قد حان لأحمى نفسى
    Bir ihtimal Büyükelçiye ve eşlerimize yetişir onlarla bir kadeh içki içerim. Open Subtitles لأنه ما يزال لدي الفرصة للقاء السفير و زوجاتنا العزيزات لكأس الليلة الأخير - نعم سيدي
    ..Büyükelçiye danışmanlık yapmak üzere yanında olacaklar. Open Subtitles سوف يكونوا متاحين للسفير كمستشاريين.
    Büyükelçiye yazan kardeşiniz Leydi Edith'miş. Open Subtitles كانت أختكِ، الليدي "إيديث"، التي كتبت للسفير
    Beni Büyükelçiye bağla. Open Subtitles اوصلنى بالسفير.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more