Kadın daha da büyümüş. Benim zamanımda sadece 1.87 ve | Open Subtitles | لقد كبرت في الحجم لقد كانت في زماني تبلغ من الطول مترين ووزنها 100 كيلو جرام |
Jen, küçük kardeşimiz büyümüş ve dans klübü serserisine dönmüş. | Open Subtitles | جين, اختنا الصغيرة كبرت و ذهبت إلى ملهى رقص |
Baadshah'ı son gördüğümde küçük bir çocuktu. büyümüş olmalı. | Open Subtitles | انا اخر مره رايت بادشاه عندما كان طفل اكيد هو كبر الآن. |
Annesiyle birlikte Helsingborg'da büyümüş. Annesi ölünce, 17 yaşında oradan taşınmış. | Open Subtitles | ترعرع مع والدته في هلسينغبورغ إنتقل في عمر 17، عندما ماتت |
Ben eğer Tayvan'da veya batı dışında herhangi bir yerde büyümüş olsaydım, mutlu, başarılı LGBT kişileri bulabilir miydim? | TED | إذا نشأت في تايوان أو أي مكان آخر خارج الغرب، هل كنت سأجد نماذج من أشخاص مثليين سعداء ويعيشون حياة مزدهرة؟ |
Onu çocuk psikiyatrisine götürmüşler ve iyileşip normal biri gibi büyümüş. | Open Subtitles | , ذهبت لطبيب نفسي للأطفال , تحسنت حالتها و ترعرعت طبيعية |
Görünüşe göre, sporlardan biri, tekrar üreyebilecek olgunluğa ulaşana kadar Tanaka'nın içinde büyümüş. | Open Subtitles | يظهر كما لو أنّ أحد البويغات نمت داخل تاناكا حتى وصل نضجا منتجا. |
Şu anda gördüğüm zayıf... ..küçük hayvanlara zarar vererek büyümüş biçare bir adam. | Open Subtitles | انا فقط ارى رجل ضعيف ، وبائس مثلك الذي بالتاكيد تربى على تعذيب الحيوانات الصغيرة |
İki köpeği olan bir çiftlikte büyümüş, tek çocukmuş, eğitimini evde tamamlamış. | Open Subtitles | كبرت في مزرعة مع كلابين، طفلة وحيدة، تدريس منزلي |
Çocuk sahibi olmaya geç karar vermişler, bu yüzden... ..ananem ve dedemle büyümüş gibi oldum. | Open Subtitles | لقد وُلدتَ في وقت متأخر فأصبحت كما لو كنت كبرت مع اجدادي |
Çok büyümüş ve güzelleşmiş yarı görümcemin yanında küçücük görünmek istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن أبدو كالحمقاء أمام أختي غير الشقيقية التي كبرت لتصبح جميلة |
İki üç gün büyümüş gibi görünüyordu. | Open Subtitles | يبدو كأنه كبر يومين أو ثلاثة منذ ذلك الوقت |
Şuna bak, nasıl da büyümüş... Aman Tanrım, senin kucağımda oturduğun zamanları hatırlıyorum... | Open Subtitles | انظروا من كبر يا للهول، أذكر عندما كنتُ أُجلسك بحضني |
Cleveland'da büyümüş meteliksiz yüreği ve ruhu olan bir adam o. | Open Subtitles | هو رجل ولديه قلب وروح الذي كبر وهو مفلس في الشارع الرئيسي في كليفلاند |
İngiltere'de, Küba Füze Krizi yıllarında büyümüş bir çocuk olarak çok net anımsıyorum, | TED | أتذكرأنّني كصبيٍّ ترعرع في إنجلترا، عايش أزمة الصّواريخ الكوبية. |
Büyük büyük annem ve babam Nijer Nehri kıyısına çok yakın büyümüş. | TED | ترعرع أجداد أجدادي بالقرب من حافة نهر النيجر. |
O da bazı Vietnamlılar ile konuştu, Vietnamlı arkadaşları ile büyümüş bir çocuk olarak. | TED | وقد تحدثت بعض الفيتنامية، كطفلة نشأت مع بعض الأصدقاء الفيتناميين. |
Burada doğmuş, orada büyümüş, bu yüzden çifte vatandaşlığı var. | Open Subtitles | لقد ولدت هناو ترعرعت هناك و لديها جنسيتان |
Bu ışık taneciği büyümüş ve sihirli, altından bir çiçeğe dönüşmüş. | Open Subtitles | ومن تلك القطرة الصغيرة المنبثقة من الشمس نمت زهرة ذهبية سحرية |
Biliyorsun, ailemiz yetiştirme tankında büyümüş gençleri evlat edinmeye bayılıyor. | Open Subtitles | لا الا اذا كنت تعرفين عائلة تريد أن تتبنى مراهقا تربى في حاضنة اصطناعية |
gel zaman git zaman küçük çocuk ve en iyi arkadaşı büyümüş ve birbirlerinden ayrı düşmüşler. | Open Subtitles | مر الوقت، والصبي الصغير وأفضل صديق له، كبروا وأنفصلوا |
Oraya gidiyoruz. Mısırlar büyümüş oluyor ocaklar yanıyor ama ortalıkta kimse olmuyor. | Open Subtitles | ذهبنا هناك وجدنا الذرة تنمو و توجد نيران بالمواقد و لا يوجد أحد |
Aslında pek büyümüş sayılmaz, senin de gördüğün gibi. | Open Subtitles | في الحقيقة، لم يكبر في الحقيقة جدا، كما أنت تستطيع الإخبار. |
Bizim için çimler her zaman büyümüş, ağaçlar dallarını salmış, | Open Subtitles | لطالما كان العشب ينمو من أجلنا والأشجار تمد فروعها |
Onun ailesinin çalıştığı mülkte büyümüş. | Open Subtitles | إنها من أخبرتك بشأنها. لقد نضجت في القصر الذي كان يعمل فيه والداه |
Kasabadaki kayıtlarına baktım çocuk yetiştirme yurdunda büyümüş. | Open Subtitles | تأكدت من سجلات المقاطعة ومن الواضح أنها ترعرت في دور الرعاية الكفيلة |
Cal, Burada doğup büyümüş ve şehir hayatına özlem duyuyor. | Open Subtitles | لقد وُلدت وترعرعت هنا وهي مواكبة للحضارة |
Birbirinden habersiz büyümüş iki kızın yaz kampında karşılaşıp şok olmalarını anlatıyordu. | Open Subtitles | حول فتاتين نشأوا على حدة ثم يجتمعون في المخيم الصيفي ويفقدان صوابهما |