Artık büyümek istediğimden emin değilim. | Open Subtitles | حسناً، لستُ متيقنة تماماً أنّي أريدُ النضوج بعد الآن. |
Sonra, soru büyümek ya da büyümemek olmaktan çıkar, ama ne büyütmek istiyorsun? | TED | ثم ، يصبح السؤال ليس النمو أو لا نمو ، ولكن ما الذي تريده أن ينمو؟ |
Ne büyük bir trajedi. Orada büyümek cennette olmak gibiydi. | Open Subtitles | أنت تعلم مثل هذه المأساة دائماً تكبر أكنك في الجنة |
O büyümek zorunda kalacak ve o bilir Babasının televizyonda kendini patlattı O | Open Subtitles | سيكون عليه أن يكبر و هو يعلم أن أباه فجر نفسه على التلفاز |
Bu birleşme esastır neden Ve bu bir şirket olarak büyümek istiyoruz eğer. | Open Subtitles | و لهذا السبب هذا الإندماج أساسي إذا أردنا أن نكبر كشركة |
Etrafta ahlaksız polislerle birlikte büyümek beni yeterince motive etti. | Open Subtitles | النشأة وسط كل فساد الشرطة ذلك كان محفزاً حقيقياً لي |
büyümek demek yardım istemek demektir. Ben de bunu yapıyorum. | Open Subtitles | النضج يعني طلب المساعدة ، و ذلك الذي أقوم به |
Keşke seni daha küçükken tanıyabilseydim, annesiz büyümek senin için zor olmalı. | Open Subtitles | أتمنى لو كُنت أعرفك و . أنتِ أصغر لابد أنه كان صعباً عليكِ . أن تكبري بدون أم |
Taşrada büyümek kimseye iyi davranmaya mahkum etmez. | Open Subtitles | الكبر في البلاد لا يدين أي شخص إلى السلوك الجيد |
Asıl sorun büyümek değil unutmaktır. | Open Subtitles | النضوج ليس هو المعضلة. أن تنسى هي المضلة. |
Asıl sorun büyümek değil, unutmaktır. | Open Subtitles | النضوج ليس هو المعضلة. أن تنسىَ هي المعضلة. |
büyümek istediğiniz sürece dilediğiniz modeli seçebilirsiniz. | TED | اختر أيّ مستقبلٍ تريده طالما أنك تختار النمو. |
Tüm yapmaları gereken büyümek ve bölünmek. | TED | وكل ما عليهم فعله هو النمو والانقسام والنمو والانقسام. |
Şimdi şu ibne gibi olmak için mi büyümek istiyorsun? | Open Subtitles | الآن هل تريد أن تكبر و تصبح مثل هذا الأحمق؟ |
Bu da senin olduğundan daha çabuk büyümek zorunda olduğun anlamına geliyor. | Open Subtitles | قولك هذا يعني انه كان عليك ان تكبر بسرعة ، هاه ؟ |
Eğer hayvanlara ilgi duyan bir çocuksanız burası, büyümek için kesinlikle sihirli harikalar diyarıdır. | TED | إنها حتماً منطقة عجائب سحرية للعيش فيها خاصةً إذا كنت طفلا يود أن يكبر ليصبح حيوان |
32 yaşında ve büyümek için bu haftayı seçti. | Open Subtitles | اثنين وثلاثين عاما من العمر وانه يختار هذا الأسبوع أن يكبر. |
Bu adla büyümek zor oldu. | Open Subtitles | إنه نوع من القسوة التي نكبر بها. |
Sizin için zor olmalı baba olmadan büyümek. | Open Subtitles | حسناً.. لابد وان ذلك كان قاسي .. النشأة بدون اعتناء ذكوري ؟ |
Her yerde kitap olan bir yerde büyümek ve insanlarla o kitaplar hakkında konuşmak, az buz bir okumuşluk değildi. | TED | ولكن النضج كطفل مع كتب في كل مكان مع أشخاص للتحدث معهم حول هذه الكتب هذا لم يكن شئ تعليمي نوعا ما |
büyümek seçim yapmak demektir, çocuksu ihtiyaçlarla yetişkin arzuları arasında seçim yaparsın. | Open Subtitles | لقد قمتي بأختيار هذا ما يعنية أن تكبري .. القيام بالأختيارات الأختيار بين أحتياجات الطفولة و رغبات الكبار |
Bu sadece büyümenin bir parçası. büyümek? Olgunlaşmak daha doğru değil mi? | Open Subtitles | انه مجرد جزء من االنمو الكبر,انها نفس الكلمة |
Sen hoş bir çocuksun ama bugün büyümek için iyi bir gün. | Open Subtitles | أنت فتى لطيف لكن اليوم يوم مناسب كي تنضج |
Bana büyümek zorunda olduğumu söylüyorsun ama hâlâ çocukmuşum gibi davranıyorsun. | Open Subtitles | تقولين لي دوماً إن علي أن أنضج لكنك تعاملينني كطفلة رضيعة |
Küçük işlerde olanlar büyümek için gerekli parayı alamıyor ve mikro işler bunlardan doğamıyor. | TED | وان المشاريع الصغيرة لا تستطيع ان تحصل على التمويل الكافي للنمو وهذه المشاريع الصغرى لا تستطيع ان تتجوز حيزها الضيق |
Ne olduğunu hiç bilmeden büyümek çok mu iyiydi? | Open Subtitles | هل البلوغ وأنت لا تعرف من تكون أفضل حقا؟ |
büyümek ve gerçek bir işe sahip olmak istiyor musun? | Open Subtitles | تريدين ان تكبرين وتحصلين على عمل حقيقي ؟ |
Evde bir erkek olmadan büyümek nasıl bir duygudur bilirim. | Open Subtitles | أدرك كيف يبدو الأمر أن تنشأ بدون وجود رجلٍ في المنزل |