Özel genetik sıralamaları bakteriye yerleştirerek, kanserin büyümesini bozan hücreleri de buna dahil ederek farklı molekülleri sentezlemek için bakteriler görevlendirilir. | TED | عن طريق إدخال تسلسل جيني معين داخل البكتيريا، يمكن توجيهها لاصطناع جزيئات مختلفة بما في ذلك تلك التي تعطل نمو السرطان. |
gördüğünüz dendritik desenler mantarın ipliksi tutunma orgablarının büyümesini simgeler. Tıpkı bitkilerin kökleri gibi. | TED | النمط الشجيري الذي ترونه يحاكي نمو فطريات الميسيليا التي تعادل جذور النبات. |
Nedense aklımda hep o küçük kızın şarkısı çalıyor ve büyümesini beklemem ile ilgili söylediği o son söz. | Open Subtitles | إنها تضبط فى ذهنى ،بطريقة ما على ما قامت الفتاة الصغيرة بغنائه و فكرت فى آخر شئ قالته لى عن انتظارها حتى تكبر |
Ne kadar zamandır bu şeyle birlikte yaşayıp büyümesini izliyor? | Open Subtitles | كانت تعيش حاملة هذا , تراقب يكبر لكن إلى متى؟ |
Hiçbir müdahalede bulunmanız gerekmiyor, tam anlamıyla, yalnızca büyümesini izliyorsunuz. | TED | لا يتوجب علينا القيام بأي شيء؛ فقط نشاهدها تنمو حرفيا. |
O uyurken saçını öpüp, nefesini koklamak, büyümesini izlemek nedir, hiç bilemezsin. | Open Subtitles | تقبل شعره و تشتم انفاسه عندما ينام و تراه وهو ينمو امامك |
Azot ve fosfor, bitkisel plankton denilen mikroskobik bitkilerin büyümesini tetikliyor. | TED | يقوم النيتروجين والفسفور بتحفيز نمو نباتات مجهرية تسمى بالعوالق النباتية. |
Ama Hindistan bunu başardı. Sahara Altı'nın büyümesini, Hindistan'ın hikayesi ile karsılaştırınca, epey benzer olduklarını söyleyebiliriz. | TED | إن وضعت دول صحارى أفريقيا فوق قصة نمو الهند، فإنهما يتطابقان |
Şey, klasik yaklaşım müdahaleye başvurmaktan oluşur ki bu özgün hedefteki kesik elyaf büyümesini teşvik eder. | TED | حسناً, المقاربة التقليدية تتألف من تطبيق إجراء تداخلي يقوم بتحريض نمو الألياف المقطوعة باتجاه الهدف الأصلي |
O küçük bir kız değil artık. Belki büyümesini istemiyorsun. | Open Subtitles | حسنا , انها لم تعد فتاه صغيره بعد الان واذا لم تلاحظ ذلك فربما لانك لا تريدها ان تكبر |
Onun yalnız büyümesini istemiyorum. Yalnız büyümek iyi değildir. | Open Subtitles | لا أريدها أن تكبر وحيدة، ليس من الجيد النمو وحيداً. |
Ana okulunun sanat eğitimi vermesini Angelica'nın sanatla çevrili büyümesini istiyoruz. | Open Subtitles | نحب مناهج الفن ما قبل الدراسة نريد منها أن تكبر محاطة بالفن |
O kadar hızlı büyümesini istemeyen anneyle çocuğu arasındaki bağ gibi. | Open Subtitles | مثل الرابط بين الطفل والأم التي لم ترد أن يكبر بسرعة |
- Joo Goon'un seni nasıl sevdiğini görmek çocuğumun güneşin altında büyümesini izlemek gibi güzeldi. | Open Subtitles | رؤيتي للسيّد وهو يقع بحُـبّـكِ كان مثل ،إبني وهو يكبر جيداً تحت عناية الشمس |
Babasının tren hırsızı olduğunu düşünerek büyümesini istemiyor. | Open Subtitles | لأنهما رزقا بطفل، صبي انها لا تريد له ان يكبر مفكرا بوالده قام بسرقة القطارات |
Ona bunu ekeriz ve adaletin büyük çiçeğinde büyümesini izleriz. | Open Subtitles | نزرع لهم عليه ، ويراقبه تنمو لتصبح زهرة كبيرة للعدالة. |
Rahmimde? Çantanda da olabilirdi ama bebeğin Gucci taklidi bir şeyde büyümesini istemiyoruz. | Open Subtitles | رغبنا أن يكون في كيـــسك لأننا لم نرغب بطفل ينمو في حقيبة قوتشي |
Hey,bana yardım et.Bu bebeğin benim gibi fakir büyümesini istemiyorum. | Open Subtitles | حسناً؟ ساعدني في التأكد ألا ينشأ هذا الطفل فقيراً مثلي |
Televizyon seyredip arkadaşlarının büyümesini seyrederler. | Open Subtitles | يشاهدون التلفاز، يشاهدون أصدقائهم يكبرون |
Korkak büyümesini istiyorsanız... | Open Subtitles | هذا بالطبع يا سيدي إن أردتها أن تنشأ عصبية وجبانة جبانة ؟ |
Bitkilerin büyümesini, hayvanların hayatta kalmasını sağlar. | TED | وهو يساعد جميع النباتات على النمو ويحافظ على حياة جميع الحيوانات. |
Kendi ülkesinden çocuklarının korku içinde büyümesini istemediği için ayrılmış. | Open Subtitles | غادرَ لأنه لم يرد لأطفاله أن يكبروا خائفين في بلدهم |
Tam tahmin ettiğim gibi ve tam olarak oğlumun bu düşünceyle büyümesini istemem. | Open Subtitles | بالتحديد. وهذا هو الموقف الذي لا أريد أن ينضج ابني وهو في ذهنه |
Bu durum belirli aralıklarda tekrarlandı ve her seferinde, cıvık mantar yavaşladı ve tepki olarak büyümesini kontrol altında tuttu. | TED | قاموا بتكرار هذه العملية على فترات، و في كل مرة، كان عفن الوحل .. يبطئ من نموه كَرَدةِ فعل. |
Eğer zevkin büyümesini seçersen, kendini acıya hazırla. | Open Subtitles | إن أردتَ اختيارَ متعةِ النموّ فجهّز نفسكَ لبعض الألم |
Bebeğin babası müzisyen ve onun müzikle dolu bir evde büyümesini çok isterim. | Open Subtitles | والد الطفل موسيقي و احب ان اعرف انه سوف يترعرع في منزل موسيقي |
Güneş, planktonların büyümesini sağlayacak olan mikroskobik bitkileri harekete geçiriyor. | Open Subtitles | تواصل الشمس تزويد نموّ النباتات المجهريّة التي تصنع ازدهار العوالق |