"büyüteç" - Translation from Turkish to Arabic

    • عدسة مكبرة
        
    • العدسة
        
    • عدسه مكبره
        
    • عدسة مكبّرة
        
    • المكبّر الرائع
        
    Öyleyse neden bir büyüteç alıp sebze bahçenize dadanmış, kolunuzu ısıran ya da kulağınızın dibinde sürekli vızıldayan bu yaratıklar hakkında biraz daha fazla bilgi edinmiyorsunuz? TED إذاً لماذا لا تخرج عدسة مكبرة وتتعلم المزيد عن من يقضم الخضروات في حديقتك، وتلسع ذراعك، أو تطير بالقرب من أُذنك فقط.
    Bir ağaca baktığınızda, onu dev bir bütün olarak görebilmek için bir büyüteç lazım. TED عندما تنظرون إلى شجرة. تتطلب عدسة مكبرة لرؤية شجرة عملاقة.
    bir büyüteç ve biraz bant... Open Subtitles أو لنستعمل عدسة مكبرة وشريطًا لاصقًا
    bir kaç saat sonra da güneş ışıkları diğer büyüteç camında parlayacak, ve bir başka koku yayılacaktır. TED بعد بضع ساعات, ستنعكس أشعة الشمس على العدسة المكبّرة التالية, وستنبعث رائحة مختلفة.
    Tam tersi oldu: Daha büyük görünmesini sağladı, sözlüğün metni üzerinde sanki bir büyüteç varmış gibi. TED ولكن ما حصل هو العكس أصبحت مكبَّرة مثلما تكبر العدسة كلمات القاموس
    Elbette, ailenin büyüteç altındaki karıncalar gibi kıvranıp, yanmalarını izlemek çok eğlenceliydi. Open Subtitles و بالتأكيد كنت أستمتع برؤية ذويك يتلوون و يحترقون كنمل تحت عدسه مكبره
    Sabah, güneş ışığı aşağı parlayacak ilk büyüteç camında, shot bardağının altında bir ışık demeti odaklanması olur. TED في الصباح, ستشرق الشمس وتنعكس على أول عدسة مكبّرة, لتسليط شعاع ضوئي أسفل الكأس الزجاجية.
    Bu bir büyülü büyüteç. Open Subtitles إنه ... إنه ، المكبّر الرائع
    Bir; bu şehirde, Olsen Kardeşler gibi eline bir büyüteç alarak Zale Ailesi'nden kimsenin peşinden gidemezsin, gidemeyeceksin, gitmeyeceksin. Open Subtitles أولا لا يمكنكِ و لن تقومي بملاحقة أحد أفراد عائلة (زايل) في هذه المدينة (كـالتوأمين (أولسن مع عدسة مكبرة
    Bir büyüteç gibi kullanabiliriz. Open Subtitles مثل يمكن أن نستخدمها مثل، عدسة مكبرة
    büyüteç var mı? Open Subtitles هل لديك عدسة مكبرة
    Şan büyüteç gibidir, derler. Open Subtitles يقولون الشهرة مثل عدسة مكبرة
    büyüteç mi? Open Subtitles عدسة مكبرة ؟
    Bu sadece 10 kat büyüten bir büyüteç. Evet, 10 kat. TED هذه العدسة تكبر الصورة بـ 10 مرات. اجل, 10 مرات.
    Kızgın bir güneş büyük bir büyüteç gibi her yeri kavuruyordu. Open Subtitles القمر الفضي المُشتعل في السماء مثل العدسة المكبرة الضَخمة
    Bu sembol asırlardır kullanılıyor meditasyona konsantre olmayı bir büyüteç gibi sağlıyor. Open Subtitles تمّ استخدام هذا الرمز منذ قرون يقومون بتركيز الأفكار التأملية مثل العدسة المكبّرة
    Elbette, ailenin büyüteç altındaki karıncalar gibi kıvranıp, yanmalarını izlemek çok eğlenceliydi. Open Subtitles و بالتأكيد كنت أستمتع برؤية ذويك يتلوون و يحترقون كنمل تحت عدسه مكبره
    Bir büyüteç alıp o minik otellere mi bakacağım? Open Subtitles أخذ عدسة مكبّرة وأنظر إلى تلك الفنادق الصغيرة؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more