| Her gece yatarken bıçaklanan bir kadını düşünüyorum. | Open Subtitles | أَذْهبُ للنَوْم كُلَّ لَيلة أفكر في إمرأة بـ 8 جروحِ طعن |
| Pilot kabini telefonlara cevap vermiyor ve "Lüks Sınıf"ta bıçaklanan biri var. | Open Subtitles | وقمرة القيادة هاتفهم لا يجيب وهناك شخص ما طعن فى درجة رجال الأعمال |
| Jack geçitte bıçaklanan garson Lucy McCabe ile olan ilişkisinden dolayı sorgulanmış. | Open Subtitles | يجري استجوابه جاك في اتصال مع لوسي مكابي نادلة التي كانت طعن في النفق. |
| Alt devresi bıçaklanan bir polisim yavşak! | Open Subtitles | ،سنباي الشُرطي الذي طعنتهُ بالسِكين .أيها الوغد الحقير |
| Opera, sırtından bıçaklanan birisinin kanı akacağına, şarkı söylediği yerdir. | Open Subtitles | الـ أوبرا هي، عندما يُطعن رجل ما في ظهره، فبدلاً من النزيف، هو يغنّي |
| - 23. caddede bıçaklanan adam mı o? | Open Subtitles | ـ أهذه الطعنة من الشارع رقم 23 ؟ |
| Sıryından bıçaklanan adamla mı ilgili? | Open Subtitles | هل هذا حول الرجل الذي طعن في الخلف ؟ |
| Sırtından bıçaklanan kişi yardımcısı değildi, bendim! | Open Subtitles | , أنه لم يكن ذلك المساعد الذي طعن في الظهر ! أنه كان أنا |
| Sınıfındaki bazı silahlar ve bıçaklanan vitrin mankeni hakkında birşeyler duydum. | Open Subtitles | سمعت شيئاً عن " سلاح " في حصتك وعن طعن تمثال للعرض |
| Eğer aynı bıçaklanan Lobos'tan bahsediyorsak çoktan nalları dikti o. | Open Subtitles | لو عرفنا اسم الرجل الذي طعن (لوبوس) -لكان ميتاً الآن |
| Hem de bıçaklanan kurbanımızın ceketinde. | Open Subtitles | على سترة لدينا طعن الضحية. |
| bıçaklanan biri var. | Open Subtitles | هناك شخص قد طعن |
| bıçaklanan kurban Janet Thorton'ın elbisesindeki kanı incele. | Open Subtitles | أريدكَ أن تفحص الدم على ملابس ضحيّة طعن: (جانِت ثورتن) |
| Sırtından bıçaklanan kişi yardımcısı değildi, bendim! | Open Subtitles | الظهر في طعن الذي المساعد ذلك يكن لم أنه , أنا كان أنه ! |
| Ve Dusty'nin yanında bir samuray kılıcıyla karnından bıçaklanan başka bir genç kız daha vardı. | Open Subtitles | وبالإضافة إلى سوء مترب... ... كان هناك امرأة شابة أخرى أنها طعن حتى الموت... ... بسيف الساموراي الحق من خلال لها منتصف القسم. |
| Ya KGB'nin Timoshev'i kaçırırken öldürülen S Müdürlüğü memurlarından biri ya da Arlington'da kavgada bıçaklanan bir evsiz. | Open Subtitles | لربما هو مُدير المخابرات السوفيتيته "اس الذي قتل عندما كان يحاول اختطاف (تيموسيف). او انه التائه الذي طعن بينما كان يخوض قتالا في ايرلينغتون |
| - bıçaklanan oldu mu? | Open Subtitles | هل طعن أحد؟ |
| Bunlar bize bıçaklanan kişiyi gösterebilir. | Open Subtitles | من الممكن أن تدلنا الى من طعنتهُ |
| Ama, uzun araştırmalardan sonra, bana öyle geliyor ki Rap'ta ise, sırtından bıçaklanan birisi kanı akacağı yerde, ritmik ve hissi bir şekilde- konuşur. | Open Subtitles | ولكن يبدو لي بعد الكثير من البحث، أن الـ راب هو، عندما يُطعن رجل ما في ظهره فبدلاً من النزيف، هو يتكلم كلاماً على القافية، يمتزج بالإحساس |
| Fakat bıçaklanan yer açık kırmızı. | Open Subtitles | -لكن جرح الطعنة أحمر ناصع . |