Beni bu işte, yalnız bırakmayacağına inanıyorum. | Open Subtitles | أَعتقدُ بأنّك لَنْ تَتْركَني أَتحمّلُ المخاطرَ |
Beni bırakmayacağına söz vermişti. | Open Subtitles | وَعدتْ هي لَنْ تَتْركَني. |
- Beni bırakmayacağına söz ver. | Open Subtitles | - يَعِدُ بأنّك لَنْ تَتْركَني. |
Ama bana yeni ikizimi çalmayacağına, ve eski kullanılmış ikizle bırakmayacağına söz vermelisin. | Open Subtitles | لكن عليك أن تعاهدنى أنك لن تسرق توأمى الجديد و تتركنى مع المستعمل |
Ama benim içimde bu işi halledene kadar beni rahat bırakmayacağına dair bir his var. | Open Subtitles | ولكننى أشعر أنك لن تتركنى وحيداً في هذا حتى نكتشف هذا |
Beni bir daha yalnız bırakmayacağına söz ver. | Open Subtitles | عدنى ، انت لن تتركنى ابدا ثانية |
Beni orada yalnız bırakmayacağına söz ver. | Open Subtitles | عدنى أنك لن تتركنى وحدى هناك |
Beni bırakmayacağına söz ver. | Open Subtitles | أوعدنى أنك لن تتركنى |