"bırakmazsan" - Translation from Turkish to Arabic

    • تتوقف عن
        
    • تكف عن
        
    • تتركها
        
    • لم تتوقف
        
    • تطلق سراح
        
    • لم تضعي
        
    • لم تتوقفي
        
    • إن لم تفعل
        
    • تطلق سراحنا
        
    Eğer bu nefret dolu konuşma tarzını bırakmazsan, burada çalışamazsın. Open Subtitles ان لم تتوقف عن استخدام اللغة المسيئة لن تعمل هنا.
    Eğer peşimi bırakmazsan, seni şikayet edeceğim. Open Subtitles إذا لم تتوقف عن مضايقتي، سوف أتصل بالشرطة
    Aptalca şeyler söylemeyi bırakmazsan, ağzını sabunlu su ile yıkarım. Open Subtitles إذا كنت لا تكف عن أداء اليمين الدستورية غسل فمك بالماء والصابون
    Eğer onun peşini bırakmazsan, seni öldürürüm. Open Subtitles إذا لم تتركها لشأنها فسوف أقتلك
    Eğer Gani'yi serbest bırakmazsan bütün dünya, televizyondan, internetten bu CD'yi izleyecek. Open Subtitles ..إن لم تطلق سراح جاني كل العالم سيشاهد هذا على التلفاز والإنترنت والجوال
    Hastamı rahatsız etmeyi bırakmazsan, kıçını ısıracak. Open Subtitles وربما يقوم بعضك لو لم تتوقف عن إزعاج مريضى
    Ve eğer o iğneyi kullanmayı bırakmazsan müziğini elinden alıp, seni cezaevine kapatacaklar. Open Subtitles و اذا لم تتوقف عن استعمال هذه الإبرة سيحرمونك من موسيقاك و يضعونك في السجن
    Eğer kaçmayı bırakmazsan senin bir uyuşturucu kaçakçısı olduğunu düşünecekler. Open Subtitles سيبدأوا فى التفكير أننى أواعد مُرّوج مُخدرات إن لم تتوقف عن الإختباء
    Eğer hemen içmeyi bırakmazsan korkarım ki daha önce öleceksin. Open Subtitles إذا لم تتوقف عن الشرب فوراً أنا أخشى بأنك ستموت قريباً.
    Ama içkiyi bırakmazsan çok yakında öleceksin. Open Subtitles ولكنّك ستفعل في القريب العاجل إذا لم تتوقف عن الشرب
    Sigarayı bırakmazsan ölürsün. Okulda öğrettiler. Open Subtitles اذا لم تكف عن التدخين ستموت هذا الذي قالوه لي في المدرسة
    Beni izlemeyi bırakmazsan, ikisinden birini öldürürüm. Open Subtitles إن لم تكف عن تتبعي. فسأقتل واحداً منهم.
    "Eğer asılmayı bırakmazsan, kör olacaksın." demiş. Open Subtitles لو لم تكف عن الإستمناء " " سُتصاب بالعمى
    Eğer onun peşini bırakmazsan seni öldürürüm. Open Subtitles إذا أنت لا تتركها لوحدها أنا سأقتلك
    Eğer bırakmazsan asla öğrenemezsin. Open Subtitles لن تتعلم أبداً , أذا لم تتركها
    Ben söylediğimde, Jane'i bırakmazsan, karın ölecek. Open Subtitles اذا لم تطلق سراح (جين) عندما آمرك بذلك ستموت زوجتك
    Ama o silahı bırakmazsan sen olmayacaksın. Open Subtitles لكن لن تكوني .كذلك إذا لم تضعي ذلك المسدس أرضاً
    Benimle flört etmeyi bırakmazsan, Seni öpmek zorunda kalacağım. Ugh! Open Subtitles إن لم تتوقفي عن مغازلتي فسأضطر إلى أن أقبلكِ
    Seni aramam, seni takip etmem ama bırakmazsan, seni ararım. Open Subtitles لن أبحث عنك لن أطاردك لكن إن لم تفعل سأبحث عنك
    Annem iyi değil. O şeker hastası ve eğer bizi bırakmazsan ölecek. Open Subtitles أمي ليست بخير ، عندها مرض السكر وستموت إذا لم تطلق سراحنا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more