Bıraktığınız için sağ olun, ama artık gitmelisiniz. | Open Subtitles | شكراً على التوصيلة, لكن أظن أنه حان الوقت لذهابكن. ربما الآن. |
Eve Bıraktığınız için teşekkürler. | Open Subtitles | لنذهب من هنا شكرا على التوصيلة مأكد |
Pekâlâ, beyler, Bıraktığınız için teşekkürler. | Open Subtitles | حسناً .. شكراً لكم على التوصيلة |
Onu hiç yalnız Bıraktığınız ya da terk ettiğiniz oldu mu? | Open Subtitles | على أية حال بغير قصد؟ هل تركتيه وحيدا ؟ تركته ؟ |
Salaklar gibi giyinerek sarhoş olup beceriksizce dans etmek için evde savunmasız Bıraktığınız çocuklarınız! | Open Subtitles | الذين تركتوهم بلا اي حمايه في بيوتكم و لذا انتم يمكنكم القيا ببعض الهزات و تشربون العصير و ترقصون |
Peki ya valiziniz? 88, Prens Albert Yolu'nda Bıraktığınız eşyaların hepsi? | Open Subtitles | ماذ عن أمتعتك و أغراضك التي تركتيها في شارع الأمير ألبرت ؟ |
Bıraktığınız için teşekkür edeirm Bayan Woods. | Open Subtitles | شكرا على التوصيلة سيدة وودس |
Bıraktığınız için teşekkürler. | Open Subtitles | شكراً على التوصيلة. |
Bıraktığınız için teşekkürler. | Open Subtitles | شكرا على التوصيلة |
Bıraktığınız için teşekkürler. | Open Subtitles | شكراً على التوصيلة. |
- Bıraktığınız için sağ olun. - Burası senin evin mi? | Open Subtitles | شكرا" من اجل التوصيلة هل هذا هو بيتكِ؟ |
- Bıraktığınız için teşekkürler. | Open Subtitles | شكراً علي التوصيلة |
Hey, Bıraktığınız için teşekkürler. | Open Subtitles | شكراً على التوصيلة |
Bıraktığınız için teşekkürler. | Open Subtitles | شكرا على التوصيلة |
Bunun, odama Bıraktığınız prezervatifle bir ilgili olabilir mi? | Open Subtitles | ألهذا علاقة بالواقي المطاطي الذي تركتيه بغرفتي؟ بلى في الواقع |
Bana verilen emir, Bıraktığınız ayakkabıları getirmemdi. | Open Subtitles | أوامري الوحيدة، كانت أن أجلب الحذاء الذي تركتيه وراءكِ. |
Bana verilen emir, Bıraktığınız ayakkabıları getirmemdi. | Open Subtitles | فقط طلبت مني أن أعيد لك حذائك التي تركتيه هناك |
Doğru söylüyoruz. Arkada Bıraktığınız iki nöbetçi ölmüş. - Hemen çıkmalıyız buradan. | Open Subtitles | نحن محقون بشأن هذا الأمر، الحارسان الذي تركتوهم ورائكم ميّتان سلفًا، علينا الرحيل حالًا |
- Hayır, arkanızda Bıraktığınız karışıklığı düzeltmeye çalışıyorum henüz. | Open Subtitles | -ما زلت أرتب الفوضي التي تركتيها |
Bakın. Bana Bıraktığınız kolyeyi hâlâ saklıyorum. | Open Subtitles | انظرا، لا زلتُ أحتفظ بالقلادة التى تركتماها لى |
Öldüğünüzde, tek geriye kalan insanların hayatlarında Bıraktığınız anılardır ya da sadece kağıttaki birkaç sipariş. | Open Subtitles | " عندما ترحل كل ما تتركة ورائك هو الذكريات " " التي وضعتها في حياة الآخرين " " أو فقط بضعة سطور علي ورقة " |
Bıraktığınız için sağ olun Bay Drakeford. | Open Subtitles | سيد (درايكفورد) شكراً لأنك اوصلتني |
Bıraktığınız için teşekkürler. | Open Subtitles | شكرًا للتوصيلة. |
Yani, bu öğrencilerin oynaması için ortalıkta Bıraktığınız tek patlayıcı materyal mi ? | Open Subtitles | هل هذه المادة المتفجرة الوحيدة التي تتركونها لكي يلعب بها الطلاب |