Sana pek yakışan bıyığı onun hoşuna gitsin diye bıraktın sanıyordu. | Open Subtitles | أظنها أعتقدت أنك أتيت هذا الشارب الجذاب لأسعادها |
Eğer yine beni yemeye kalkışırsa, o bıyığı suratından yolarım. | Open Subtitles | إذا حاول أكلي مجدداً سأصفع الشارب من على وجهك |
bıyığı traş edelim ve ölü deriyi alalım. | Open Subtitles | لنقم أولا بحلق ما تبقى من الشارب ونعالج الجلد |
O kaytan bıyığı oldukça, çekik gözlüler bile onun bir komutan olduğunu anlayacaktır. | Open Subtitles | حصل على شوارب قلم الرصاص حتى الأقراص سيعرفون أنه ضابط |
İki resimde de görüldüğü gibi, Hitler bıyığı ve Çinli köylü şapkası çizilmiş. | Open Subtitles | يمكن رؤيته هنا برسم شنب هتلر عليه , و قبعة على رأسه |
Evet? Belki de senin dinlemen lazımdır, "bıyığı yüzü için çok büyük olan adam". | Open Subtitles | لربما أنت من يحتاج إلى أن يستمع ياصاحب الشوارب الكبيرة على وجهه |
bıyığı aldıktan sonra koltuk altlarını alabiliriz. | Open Subtitles | والآن بعد قيامنا بحلق الشارب ربما نتصرف مع الأذرع |
- Hayır. Ama bıyığı tutturmuşum. - Evet. | Open Subtitles | كلا لكنني وضعت الشارب نعم ارى ذلك الشارب الأخضر |
İncecik bir Fransız bıyığı vardı. | Open Subtitles | ذو المؤخرة الضعيفة و الشارب الفرنسي الخفيف |
Ama minik bıyığı konusunda kendine çok güveniyordu. | Open Subtitles | و كانت خجولة جداً من الشارب الصغير الذي كان بها |
İncecik bir Fransız bıyığı vardı. | Open Subtitles | ذو المؤخرة الضعيفة و الشارب الفرنسي الخفيف |
Ama minik bıyığı konusunda kendine çok güveniyordu. | Open Subtitles | و كانت خجولة جداً من الشارب الصغير الذي كان بها |
Bilirsin, "tüm tavşanların bıyığı vardır Tavşanlar memelidir. | Open Subtitles | تعرفين، مثل كل الارانب لديها شوارب الارانب ثدييات، كل الثدييات لديها شارب |
Kuyruğu kısa. bıyığı da yok ayrıca. | Open Subtitles | ذيله قصير ، وليس لديه أيّ شوارب من أيّ نوع |
Glee kulübü resmine Hitler bıyığı mı çizeyim yoksa resimde dişlek mi olmak istersin? | Open Subtitles | هل تريد مني أن أضح لك شنب هتلر في صورتك التي في نادي غلي أم تريد أن أضع لك أسنانا بارزة |
Köpükten küçük bıyığı olurdu. | Open Subtitles | هي كانت تحصل على قليلاً من رغوة الشوارب |
bıyığı olan yaşlı bir adam. Kırmızı gözlü ve yırtık bir tişört'ü vardı. | Open Subtitles | رجل عجوز نحيل بشارب كان عنده عيون حمراء و فانلة ممزقة |
Tamam, ama bu bıyığı yine de kullanmam gerekebilir. | Open Subtitles | حسناً و لكن لا زلت بحاجة إلى إستخدام الشنب |
Bunun gibi bir bıyığı daha önce de görmüştüm, Kim bırakmıştı biliyor musunuz? | Open Subtitles | لقد رأيت شارباً كهذا من قبل، وأتعلمون لمن كان يعود؟ |
Siz iki şarlatan, o sahte bıyığı yüzünden çekip almadan kaybolun. | Open Subtitles | ،يجدر بكما أن تغربا عن وجهي وإلا سأقتلع شاربك المزيف |
Sanırım sürücünün uzun sarı saçları ve bıyığı vardı. | Open Subtitles | شعر السائق و شاربه أعتقد أنها كانتا أشقر اللون |
Yapılı. Kaslı. Sanırım onun bıyığı seninkinden daha gürdü. | Open Subtitles | ذو بنية قوية ، وعضلات مفتولة وشاربه كان أضخم من خاصتك كثيرًا أيضًا |
Olabilir. bıyığı vardı, bir de gözünde bir parça vardı. Korsana benziyordu. | Open Subtitles | ربما, هو لديه لحية يرتدي عصابة للعين يشبه القراصنة |
O bıyığı olan 10 yaşındaki velet üçkağıtçı mıydı yani? | Open Subtitles | هل تقصد أن الولد الذي لديه شارب ذو العشر أعوام كان مزيف؟ |
bıyığı çıkmış. Küçük Anwar'ın bıyığı çıkmış! | Open Subtitles | أوه، لقد ظهرت شواربه انور الصغير ظهرت شواربه |
Sivri elmacık kemikleri, bıyığı var ve aradaki boy farkını da görebilirsiniz, çünkü Jonas, Nicole'un başına gelmeyecek olan ani büyüme aşamasından geçiyor. | TED | لديه عظام الزاوية في وجهه وشارب ويمكنكم أن تلاحظوا فارق الطول لأنه مرّ بطفرة نمو بينما لم تمرّهي |