"bağırdım" - Translation from Turkish to Arabic

    • صرخت
        
    • أصرخ
        
    • وصرخت
        
    • صرختُ
        
    • صحت
        
    • اصرخ
        
    • فصرخت
        
    • بالصراخ
        
    • وصرختُ
        
    • صَرختُ
        
    • وأصرخ
        
    • صحتُ
        
    Öyle bir şey. O durdu ben bağırdım. Nakittin var mı? Open Subtitles نوعاً ما، إنه السبت هناك، ولقد صرخت منزعجاً هل لديك نقود؟
    Annesine söyledi. Annesi bana bağırdı ben de kızıma bağırdım, ve evden kaçtı. Open Subtitles و قامت بإخبار أمها, وأمها صرخت بي وأنا صرخت بإبنتي , فهربت ابنتي
    Ben de imdat diye bağırdım. Beni ölüme terk etmenizi istemedim. Open Subtitles لذا, فقد صرخت طلبا للنجدة, ولم ارغب فى ان تتركانى هنا لأُقتل
    Onlara bağırdım, "Onu tekrar çalıştırdım!" Ama devam ettiler. Open Subtitles و أنا أصرخ ، لقد أعدت تشغيلها لكنهما إستمرا بالتقدم
    O bana bağırdı, ben ona bağırdım. Open Subtitles ,وصرخت عليّ, وصرخت عليها وأصبح الأمر بشعاً جداً
    Ona geri gitmesi için bağırdım, ama gitmedi. Beni terketmeyi reddetti. Open Subtitles صرختُ فيه ألا يحاول إنقاذي، لكنه رفض أن يتركني
    Beni duyup duymadığını bilmiyorum, ama adamakıllı bağırdım. Open Subtitles لا أدرى إن كانت سمعتنى أم لا لكنى حقاً صرخت فى وجهها
    Bu esnada, gemide kalanlara bağırdım. Open Subtitles فى تلك اللحظه صرخت تجاه النـاجين الباقيـن فـى القـارب
    İngilizce bilmiyorlardı. bağırdım, çağırdım ama bu onların daha da heyecanlanmasına yol açtı. Open Subtitles صرخت وعويت,لكن إتضح أنه كلما زدت كلما أثيروا
    Onları durdurmaya çalıştım. Beni dolaba kilitlediler. bağırdım, bağırdım kimse gelmedi. Open Subtitles حاولت منعهما، احتجزاني في الخزانة صرخت ولم يأت أحد
    Telefonda tartıştık ve ben ona bağırdım. Open Subtitles لقد تعاركنا في التليفون و أنا صرخت فى وجهه
    Bunu zaten yaptım. bağırdım için afedersin. Biraz gerginim. Open Subtitles أنا بالفعل فعلت ذلك أنا آسفه لأني صرخت بوجهك
    Grubun erkeği benim çünkü size bağırdım. Open Subtitles أنا رجل المجموعة، على أية حال لأني صرخت عليك حسن
    Böylece patikaya gittim ve Rocky diye bağırdım sonra havlamasını duydum. Open Subtitles فذهبت الى الزقاق و صرخت باسم روكى -ثم سمعت هذا النباح
    Bugün, küçük bir kıza gökkuşağı çizdiği için bağırdım. Open Subtitles اليوم صرخت على طفلة صغيرة لرسمها قوس قزح قوس قزح؟
    Ben de niye kaldırımlara rampa yapmıyorsunuz diye belediyecilere bağırdım. Open Subtitles لقد صرخت فى بعض الاشخاص لكثره هذه الانقطاعات.
    Beni daha fazla aşağıya indirmemesi için tekrar bağırdım. Open Subtitles عرفت ذلك و كنت أصرخ مرة أخرى .. أن لا ينزلني
    Fendi çantama yulaf ezmesi döktüğü için bağırdım. Open Subtitles كنت أصرخ عليها لإلقاءها الشوفان المجروس على حاجياتي
    Caleigh vakasında, evinin önüne gittim ve bağırdım... Open Subtitles في حالة كايلي , ذهبت الى نافذتها وصرخت
    Korkunç biriydi ve beni ele geçirmeye başlayınca o kadar sesli bağırdım ki onu korkuttum. Open Subtitles لقد كان مُرعبًا، لكن حينما حاول الاستحواذ عليّ، صرختُ بأعلى صوتٍ، وأخفته.
    bağırdım, çünkü yaklaştığımda detayın hiç de orada olmadığını farkettim. TED صحت لأنني عندما أقتربت أكثر لم أجد التفاصيل هناك أبدا
    Oğlum, berbat edince ona tıpkı babamın zamanında bana yaptığı gibi bağırdım. Open Subtitles في اللحظة التي يفسد فيها ابني شيئا اصرخ فيه تماما كما كان يفعل والدي
    Bana aptal dedi ve ben de ona bağırdım. Open Subtitles لقد دعاني بالأحمق، فصرخت عليه
    Seni düşerken görünce, boğazım patlayıncaya kadar bağırdım. Open Subtitles هل تعلم بأنني اجهشت بالصراخ بينما رايتك تسقط
    bağırdım, yardım istediğimiz söyledim çekip gitti. Open Subtitles وصرختُ وأخبرتُه أنّنا بحاجةٍ إلى مُساعدة، ولقد رحل فحسب.
    Seni Köprü'ye çağırttım, oğluna bağırdım. Open Subtitles جَعلتُك تَجيءُ لي على الجسرِ، صَرختُ في إبنِكَ.
    Nefret ettim ve insanlara bağırdım. Tartıştım ve başka insanlarla tartışmayı diledim. Open Subtitles كنت أكره الآخرين وأصرخ عليهم وتجادلت معهم أو كنت أرغب بذلك
    bağırdım ve şişe kırıldı sonra da- Open Subtitles صحتُ وتحطمت الزجاجة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more