Her neyse, onu üç hafta sonra karısının bağırsaklarından yaptığı Kızılderili çadırının altında oturuyormuş ve kendi bebeğinin bacağını çiğner halde bulmuşlar. | Open Subtitles | على أىّ حال، لقد وجدوهم بعد ثلاثة أسابيع وجدوهم جالسين فى خيمة بنيت من أمعاء زوجته مشوهين أطفالهم فى أماكن القذارة |
Geriye bakınca, Bay Cartwright'ın patlamaya hazır bağırsaklarından bir şeylerin olacağını anlamam gerekirdi. | Open Subtitles | بالنظر إلى ما سبق, فيجب علي أن أدرك أن أمعاء سيد كارت رايت الإنفجارية كانت دلالة على أمور قادمة ترجمة : مازن الطويل |
Ve ben Chicago'nun bağırsaklarından gelen çamurdan bir adamım. | Open Subtitles | وأنا فقط رجل طين من أحشاء شيكاغو. |
Seni bağırsaklarından boğazına kadar deşer, yine de burayı alırım. | Open Subtitles | يسعني تقطيعكِ من أحشائك إلى حُـنجرتك فما زلت مستخوذ عليّها |
Ya 16'nın karekökünü alırsın ya da bağırsaklarından asılırsın. | Open Subtitles | إما أن تحل الجذر التربيعي لرقم 16 أو تُعلق من أمعائك |
Ya o yüzüğü daha yeni, bir hastanın bağırsaklarından çıkarttın ya da evlenme teklifi etmek üzeresin. | Open Subtitles | لذا إما أنك أزلته من قولون شخص ما أم أنك ستتقدم للزواج |
Akbabalar gözlerini oyarken ve bağırsaklarından ziyafet çekerken, | Open Subtitles | عندما تقتلع النسور عينيه ويتمتعوا بوليمة على أحشائه |
Bir daha şaklatırsam yarın köpek bağırsaklarından çıkarsın. | Open Subtitles | إذا فرقعت أصابعي ثانية فستخرج غداً من مستقيمات كلاب عديدة أو يمكنك أنت وهذا الصغير، أن تعودا من حيث أتيتما. |
bağırsaklarından. | Open Subtitles | أمعاؤه. |
bağırsaklarından sorunu olduğu zaman hep böyle asabi olur. | Open Subtitles | إنها دائما سريعة الغضب عندما تهيج أمعائها |
İnsanlar, yıllardır hayvan bağırsaklarından Johnny kılıfları yapıyorlar. | Open Subtitles | الأشخاص كانوا يصنعون أزياء جيدة من أمعاء الحيوانات لسنوات |
...çocuklar tacir edilmiştir. Heparin-kan inceltici ilaç ürünü... ...Çin gibi maden yatakları bulunan... ...yerlerde yola çıkar. Çünkü, aktif madde domuz bağırsaklarından gelir. Elmas: “Kanlı Elmas”... | TED | "هيبارين"- مميع للدم مستحضر طبي يبدأ في ورشات حرفية مثل هذه في الصين لأن العنصر الفعال يأتي من أمعاء الخنزير |
Anneme göre cehennemin bağırsaklarından gelmişim. | Open Subtitles | من أحشاء الجحيم وفقا لماما |
Dede olacağım. Ölümün bağırsaklarından yeni bir hayata. | Open Subtitles | سأصبح جداً من أحشاء الموت، حياة جديدة، فرد جديد من عائلة (غالغر) |
Geleceği bağırsaklarından okuyacağım, kadın. | Open Subtitles | سأعلمك المستقبل في أحشائك أيتها المرأة الحمراء |
Hayır ama seninkilerden birisi tetiğini yağlayamadan senin bağırsaklarından kokoreç yapmış olurum. | Open Subtitles | كلا ، ولكني أستطيع اخراج أحشائك |
İlk önce hastalanıyorsun bağırsaklarından gelen kusma başlıyor ve sonra kan. | Open Subtitles | ...في البداية تمرض كثيراً وتبدأ أمعائك في الخروج ويتلوها الدماء |
Sanki mesanene, bağırsaklarından geçen bir halat çekiyorsun. | Open Subtitles | تحمل باخرة في أمعائك |
Ya da birinin bağırsaklarından çıkarttığın bir yüzükle evlenme teklifi etmek üzeresin. | Open Subtitles | أم أنك ستتقدم للزواج بخاتم من قولون شخص ما لكن دعنا لا نأمل ذلك |
Akbabalar gözlerini oyarken ve bağırsaklarından ziyafet çekerken, canlı olsun istiyorum. | Open Subtitles | أريد حيًّا عندما تقتلع النسور عينيه وتولم على أحشائه |