"bağdat'ta" - Translation from Turkish to Arabic

    • في بغداد
        
    • فى بغداد
        
    • على بغداد
        
    • الى بغداد
        
    • حالُك
        
    Bağdat'ta liderin Ali Baba'nın takipçilerini sevenler çok. Open Subtitles هناك الكثير من الناس في بغداد يحبون أتباع قائدك ، يا علي بابا
    Bağdat'ta öğretmendim ama okuluma bomba düştü. Open Subtitles كنت مدرسا في بغداد, لكن قنبلة فجرت مدرستي
    Bağdat'ta durum gerçekten çok kötü. Pansumanları bile yok. Open Subtitles انه كابوس حقيقي في بغداد انهم لا يسمحون حتى بالفرق الطبية
    Sen Bağdat'ta kal. Hediye taşıyan hamal kılığına girmiş askerler göndereceğim. Open Subtitles إبقى انت فى بغداد سأرسل جنودا فى زى حمالين يحملون الهدايا
    Albayı seviyorsunuz, o da sizi seviyor ve Bağdat'ta randevunuz vardı. Open Subtitles أنت قابلت كولونيل أربوثنوت و وقعتما فى حب بعضكما فى بغداد
    Hatta Bağdat'ta az kalsın ölüyormuş. Open Subtitles لقد ماتت تقريبا في بغداد انهم لا يعرفون من انقذها
    O geceyi Bağdat'ta geçirdim oradan Landstuhl'a geçtim. Open Subtitles قضيت الليلة في بغداد ثم ذهبت الى لاندستول
    Bağdat'ta birliklerine yapılan bombalı saldırıda kaydedildi. Open Subtitles عندما ضربت وحدتهم قنبلة على جانب احدى الطرق في بغداد
    Bağdat'ta BM'in merkezi 19 Ağustos 2003 Open Subtitles المكتب الرئيسي للمكتب الأمم المتحدة في بغداد على 19 أغسطس 2003
    Bağdat'ta BM Karargahına yapılan bomba yüklü kamyon saldırısında 17 ölü, 100'ün üzerinde yaralı var. Open Subtitles قتل 17شخصا على الأقل وجرح أكثر من 100 آخرون في انفجار سيارة مفخخةفي المقر الرئيسي للأمم المتحدة في بغداد
    Geçen hafta Bağdat'ta vurulan fotoğrafçıyı duydun mu? Open Subtitles أسمعتِ عن ذاك المصور الذي قُتل الأسبوع الماضي في بغداد ؟
    2 hafta evvel, Bağdat'ta konakladığı otel odasından kaçırılmıştır. Open Subtitles اختطف من غرفة فندقه في بغداد قبل أسبوعين
    Yıllarca Bağdat'ta çalıştım orada sayısız hikaye yazdım çoğu savaşta ön cephelerdendi. Open Subtitles عملت في بغداد لسنوات وكتبت قصصًا لا تحصى هناك، كثير منها من الخطوط الأمامية للحرب.
    Bağdat'ta onca kadın ve çocuğu öldüren adamın babandan ne farkı olduğunu açıkla. Open Subtitles اشرح لي لماذا ذاك الشخص الذي قتل النساء والأطفال في بغداد يختلف عن أبوك؟
    Bağdat'ta sarayın bodrumunda dostların Uday ve Kusay'ın, vatan hainlerini ağaç öğütücüsüne verdikleri söyleniyor. Open Subtitles لقد قِيل لي في قبو القصر في بغداد أعداء للولايه لقوا حتفهم من قبل زملائك عدي و قصي
    Eski doğunun rüya şehri Bağdat'ta bir cadde... Open Subtitles شارع فى بغداد ، مدينة الإحلام للشرق القديم
    Bunun Bağdat'ta olduğunu söyledim, ama kulak asmadılar. Open Subtitles قلت لهم ان هذا حدث فى بغداد لكنهم لم يهتموا بذلك
    Eylül ayının 1'in de Bağdat'ta kanlı bir gün yaşandı. Open Subtitles لقد كان الاول من سبتمبر يوم دامى فى بغداد
    Eğer konuyu Aladdin'e bağlayacaksan, aklında olsun o hikaye Bağdat'ta geçiyordu, Afganistan'da değil. Open Subtitles اذا كنتى ستقومين بلعب دور علاء الدين فقط ضعى فى اعتبارك أنه حدث فى بغداد وليس أفغانستان
    Amerikan güçleri, Bağdat'ta sabahın erken saatlerinde birkaç yüksek profilli tutuklama gerçekleştirdi. Open Subtitles القوات الأمريكية قامت بالعديد من الأعتقالات المهمة في سلسلة الهجمات المبكرة على بغداد
    1-2 mayısta Bağdat'ta Bremer vardı. Open Subtitles جاء بريمر الى بغداد يوم 12 مايو.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more