Cep telefonları sinir bozucular. Çünkü her zaman işle bir bağlantım olması gerekiyormuş gibi hissettiriyor. | TED | الهواتف المحمولة مزعجة لأنها تجعلني أشعر بأني يجب علي البقاء على اتصال بالعمل دائمًا. |
Ama benim o sıralarda pek güvenilir olmayan bir bağlantım vardı... çünkü o zamanlarda hiçbir yerden ot alınamıyordu. | Open Subtitles | لازال لدي اتصال ، لايبدوا منطقيا لأنك لاتستطيع الحصول على أي شيء هناك |
Yemek şirketleri ile bağlantım üzerinde ismim olan yemek kitabım yok. | Open Subtitles | لا أملك أية... معارف بقناة الطهي أو كتاب طهو من تأليفي |
Onunla tek bağlantım Birlikte olduğumuz yerlerdi | Open Subtitles | صلتي الوحيدة به كانت الأماكن التي زرناها معاً يوماً |
Bir sürü bağlantım var, bunların bir kısmı saygın olmaktan uzaktır. | Open Subtitles | لدىَّالعديدمن الإتصالات, بعضمنهاأقلمنمحترم. |
bağlantım bana bir ipucu verdi. Ben de biraz araştırma yaptım. | Open Subtitles | اذن ، أحد معارفي قدّم لي معلومات سرّية ، وأجريتُ بعض |
Ayrıca sana yardım etmek istesem dahi o tarz bir bağlantım yok. | Open Subtitles | بجانب, حتى لو أردت مساعدتكِ, ليس لدي اتصالات من ذلك النوع |
Ve şimdi Ruslar ile olan bağlantım koptu. | Open Subtitles | والآن فقدت اتصالي بأصدقائي الروس ماذا أفترض ؟ |
Konvoy ile telsiz bağlantım yok. | Open Subtitles | لا يوجد اتصال لاسلكى بالموكب و أنتظر تأكيد أرضى |
Sen gerçekten Kenneth Woods'un öldürülmesi ile bağlantım olduğuna | Open Subtitles | هل تعتقد حقا هناك اتصال بين القتل كينيث وودز ولي |
Bu hikayeyi açığa çıkaracak bir bağlantım var. | Open Subtitles | لدي جهة اتصال سوف تحصل على هذه القصة بها. |
Yemek şirketleri ile bağlantım üzerinde ismim olan yemek kitabım yok. | Open Subtitles | لا أملك أية... معارف بقناة الطهي أو كتاب طهو من تأليفي |
İsviçre'de bir bağlantım var, sırf ben olduğum için.... neyse, bize iyi bir anlaşma önerebilir değil mi? | Open Subtitles | لي معارف في سويسرا، حيث هذا أنا سيعقدوا معنا صفقة جيدة، إذاً... |
- Sen Edith'sin, değil mi? - Arkadaşlarıma Londra'daki bankalarla bağlantım olduğunu söylememi istedi. | Open Subtitles | لقد أخبرنيّ لكيّ أخبر رفاقيّ أنّ لديّ معارف مصرفية في "لندن". |
Benimle gelecekle tek bağlantım olduğunu bilmelisin. | Open Subtitles | ينبغي أن تعرفي أنك صلتي الوحيدة بالمستقبل. |
Dünyayla kalan tek bağlantım sensin. | Open Subtitles | أنتِ صلتي الوحيدة المتبقية إلى العالم |
Birçok bağlantım var, bazıları tanınmışlardan daha az. | Open Subtitles | لدىَّالعديدمن الإتصالات, بعضمنهاأقلمنمحترم. |
Sinagog'daki bağlantım... bana ilk hafıf makineli silahlarım olan İsrail yapımı Uzilerimi sağlayacaktı. | Open Subtitles | معارفي فى الكنس اوصلتنى الى سلاحى الاول، رشاش اوزي اسرائيلى الصنع |
Burada güvenilir bir Yunan bağlantım var. | Open Subtitles | لدي اتصالات يونانية يعتمد عليها هنا.. |
Raava'yla olan bağlantım kopmuş olsa bile hala onun varlığını hissedebiliyorum. | Open Subtitles | رغم أن اتصالي بــرافا قد تم قطعه فأنا لا أزال أحس بوجودها |
Sana derdimi söyleyeceğim, karşımda hiç dinlemeyen bir kadın var. Morgdaki bağlantım onu doğruladı. Ceset bu gece erken saatlerde bulunmuş. | Open Subtitles | سأخبرك ما مشكلتي، لدي امرأة هنا لا تصغي إلي مصادري تؤكد اكتشاف جثة الليلة |
Sahil güvenlik bölümündeki bağlantım bana veritabanlarına giriş izni vermişti. | Open Subtitles | مصدري بقسم الإنقاذ أعطاني السماح للدخول إلي قاعدة بيانات المنقوذين. |
bağlantım mekana girdiğimde gördüğüm ilk kişiydi. | Open Subtitles | . وسيطي , كان اول رجل إلتقيت به . عندما دخلت الي المكان |
bağlantım yerel politikaya karışmadığın sürece güvenliğini koruyabileceğini garanti etti. | Open Subtitles | إتصالي طمأنني أنت ستكون بعيد عن الأحداث المحلية فبإستطاعته ضمان سلامتك |
Beyaz Saray'daki bağlantım söz vermiyor ama bizi buluşturmaya çalışıyor. | Open Subtitles | وسيلة أتصالي بالبيت الأبيض انها لا تقدم أي وعود, لكنها تحاول ان تحدد لنا مقابلة |
Miami'de iki tane bağlantım var... Sen ve Lucy... | Open Subtitles | أنا عندي مُساعدان معروفان هنا في ميامي ... ( أنت و ( لوسي |
Sıradaki bağlantım gibi: Feromonların kimyasal dili. | TED | مثل رابطي التالي اللغة الكيميائية للفيرمونات |