Yakalanmadan hemen önce bağlantıyı buldum. Olayları tüm çıplaklığıyla açıklayabilecek bir tanık. | Open Subtitles | وقبل أن يمسكوا بيّ وجدت الرابط شهود يمكنهم فتح القصة على مصراعيها |
Ve ikincisi de insanlar gerçek bir bağlantıyı deneyimliyor gibi görünüyorlar. | TED | و الثاني هو يبدو ان الناس يجربون الاتصال الفعلي |
Ve utanç gerçekten bağlantısızlıktan korkma olarak kolayca anlaşılır. Acaba bendeki bir şeyi diğerleri görse veya bilse bağlantıyı hak etmeyebilir miyim? | TED | والخجل يعرف بسهولة شديدة كالخوف من فقدان الإتصال. هل هناك شيء بشأني إذا عرفه الناس عني أو رأوه، فلن أكون مستحقة للتواصل. |
Kesinlikle, fakat sen zaman makinesinin kullanma kılavuzunu göndermeden önce, bağlantıyı kuramamıştım. | Open Subtitles | بالضبط , لكنني لم أجري العلاقة حتى أرسلت أدوات آلة الزمن للتحليل |
Işığın rengi, frekansı ve enerjisi arasındaki hassas matematiksel bağlantıyı buldu. | Open Subtitles | وجد صلة رياضية دقيقة بين لون الضوء، تردده والطاقة الناتجه عنه. |
Sabit disk berbat durumda ama sanırım kurbanlarımız arasındaki kayıp bağlantıyı buldum. | Open Subtitles | القرص الصلب معطوب، لكن أعتقد أنّني عثرت على الرابط المفقود بين ضحايانا. |
HIV/AIDS ile tüberküloz arasındaki yakın bağlantıyı belgelemeye başladım. | TED | لقد بدأت بتوثيق الرابط الوثيق ما بين نقص المناعة المكتسبة\الإيدز مع الُسل. |
İşleyen sistemlerin olmayışı, hepimizin sahip olduğu bu bağlantıyı koparıyor. | TED | وغياب الأنظمة الفاعلة يكسر الرابط الذي أتى بكم جميعاً لهذه المقاعد الليلة. |
Bütün proje bununla ilgiliydi, insanlığın bu küçük parçalarını yeniden canlandırmak, insanlara bu bağlantıyı geri vermekle ilgiliydi. | TED | وهذا كل ما كان هذا المشروع عليه، حول استعادة تلك القطع الصغيرة من الإنسانية، وإعادة ذلك الاتصال إلى أحدهم. |
Afrika'da yaşamak uçta olmaktır, mecazi ve gerçek anlamda 2008'den önceki bağlantıyı düşündüğünüzde. | TED | إن العيش في افريقيا هو بمثابة العيش على الحافة مجازا، وحرفيا إلى حد بعيد عندما نتذكر وسائل الاتصال قبل 2008. |
Önce, bilgisayarının ve e-posta sunucusunun arasındaki bağlantıyı şifrele. | TED | أولا يجب تشفير الاتصال بين حاسوبك وخادم البريد الالكتروني. |
8 gündür çok yakından izliyordum, bağlantıyı kaybetmiştik. | Open Subtitles | تمت مراقبتي عن كثب لـ8 أيام، وفقدنا الإتصال. |
Ama o aptal şeyle bağlantıyı tam olarak sağladığım söylenemez. | Open Subtitles | ولكن يبدو أني لا أستطيع الحفاظ على الإتصال بهذا النظام اللعين بالرغم من ذلك |
Ama o aptal şeyle bağlantıyı tam olarak sağladığım söylenemez. | Open Subtitles | ولكن يبدو أني لا أستطيع الحفاظ على الإتصال بهذا النظام اللعين بالرغم من ذلك |
Aşırı mastürbasyonla... politikacılık mesleğinin seçilmesi arasındaki bağlantıyı ilk ben keşfettim. | Open Subtitles | أنا أول من قام بشرح العلاقة بين الأستمناء الزائد عن حده و الدخول الى عالم السياسة. |
Bu iyi çünkü artık Corman ile Salvadorlular arasında bir bağlantıyı bulduk. | Open Subtitles | هذا جيد لأننا نملك الآن صلة بين كورمان و السلفادوريين |
Dünya'nın Kahramanları, bu bağlantıyı saldırılarımızı koordine edebilmek için kurdum. | Open Subtitles | أبطال الأرض , لقد قمت بإنشاء هذا التواصل لتنسيق هجومنا. |
Tamam ama mavi gözakı ile soygun şüphelisi arasındaki bağlantıyı kuramadım. | Open Subtitles | حسناً لكنني لا أرى الإرتباط بين الإزرقاق العيني ومشتبه مخزن الخمور |
Arandaki bağlantıyı koparmalısın yoksa senin için gelmeye devam edecek. | Open Subtitles | عليك فك الارتباط وإلا ستستمر بالعودة اليكِ |
Ama sizinle aynı tecrübeyi paylaşmamış bir kişi ile o bağlantıyı kurmak oldukça zor olur. | TED | أما الشخص الذي لم يشاركك أي تجربة سابقة سيكون من الصعب جدا إيجاد مثل تلك الرابطة. |
Bombayı durdur, bağlantıyı kes. | Open Subtitles | حسنا , أستمع لى جيداْ اريدك أن توقف القنبلة أقطع الأتصال |
Kullandığımız servisleri düşünün, tüm bağlantıyı tüm eğlenceyi tüm iş ve ticareti. | TED | فكر بكل الخدمات التي نستخدمها كل الاتصالات كل أنواع التسلية و كل أنواع الأعمال و التجارة. |
Elbette kayıtları değiştirdiler böylece kimse bağlantıyı fark edemeyecek. | Open Subtitles | بالطبع هم غيروا جميع السجلات ولا أحد سيلاحظ النمط |
Ama manastıra gittikten sonra bağlantıyı kaybettim. | Open Subtitles | لكنّي فقدتُ الإتّصال بك عندما أُرسِلتُ إلى الدير |
bağlantıyı şunun gibi bir rögarda sağlıyorlar. Gerçekten de 5000 millik kabloların girişleri burada. | TED | وترتبط في فتحة كهذه تماما، هنا حيث يصل السلك ذو ال5000 ميل. |
Aramızdaki bağlantıyı bir şekilde bulmuş galiba. | Open Subtitles | أعتقد أنه عرف الصله بيننا بشكل ما |