Merlin sadece bir uşak ama tanıdığım en baş belası uşaktır. | Open Subtitles | إنهُ مجرد فتىً خادم لكنهُ اكثر خادم مزعج عرفتهُ على الإطلاق |
baş belası aptalın tekisin. Sonunda nalları dikeceksin. | Open Subtitles | أنت غبي مزعج, وقد ينتهي بك الأمر مقتولاً |
Sıcak Dudak, bir baş belası olmana karşın çok iyi bir hemşiresin. | Open Subtitles | قد تكونين مزعجة يا شفاه متّقدة لكنك ممرضة ماهرة |
29 senelik Federal hapishane döneminde mahkumların saplantısı, muhafızların da baş belası olan tek şey, kaçmaktı. | Open Subtitles | طوال 29 عام كإصلاحية فدرالية الشيء الوحيد الذي أهوس نزلائه وأصبح مصدر إزعاج لحراسه هو الهروب |
baş belası bir adamın, üstelik resmi bana taşıttı. | Open Subtitles | شخص كان مزعجاً حتى قبل أن أتعامل بلوحاته. |
Bu şişelerle doğanın baş belası olan, pet şişelerden sonsuza dek kurtuluyoruz. | Open Subtitles | بهذه العبوات سنقضي على الحاجة في استخدام عبوات المياه البلاستيكية التي هي آفة البيئة |
Buradaki her şey beni büyüledi, fakat baş belası olmak istemem. | Open Subtitles | يسحرني كل شيء هنا لكن لا أريد أن أكون مزعج |
- Sen doğduğundan beri böyle bir baş belası mısın? | Open Subtitles | - هل ولدت وأنت مزعج لهذا الحد؟ - حسناً .ماذا |
Utah'daki destek kovboyları gerçek bir baş belası olduğunu düşündü. | Open Subtitles | ..قبل أن يسمح لك ببيعه، ولكن رعاة البقر صناع المكملات في يوتاها رأوا أن هذا أمر مزعج |
Ama senin ne kadar baş belası olduğun ve benim bunları görmezden geldiğimi biliyor musun? | Open Subtitles | ربما كنت مزعجة أتعلم كم من المرات كنت مزعجاً وأنا تجاهلت ذلك؟ |
Yanımda oturan kadın tam bir baş belası. | Open Subtitles | أسف لازعاجك المرأة اللتي اقعد بجوارها مزعجة الى حد ما |
Sırf sen istedin diye baş belası bir muhabiri yeniden işe aldım. | Open Subtitles | وقمت باذلال نفسي لمذيعة مزعجة لانك طلبتها بالاسم |
Biz çoğu zaman bir baş belası olarak ayak altında dolaşıyorduk. | Open Subtitles | ,كنا عقبة في طريقهما .مصدر إزعاج لهما معظم الوقت |
Onları gıdıklayan baş belası sineklerden kurtarıyorlar. | Open Subtitles | السحالي تخلّصهم من الذباب التي يمكن أن تكون مصدر إزعاج حسّاس |
Hâlâ Tanrı kompleksine sahip bir baş belası olduğunu düşünüyorum ve onu üzersen seni öldürürüm ama seninle olmasına sevindim. | Open Subtitles | ما زلتُ أعتقد أنّكَ مصدر إزعاج ذو مشكلة مع الرب وسوف أقتلكَ لو آذيتَها لكنّي سعيدة أنّكَ بحوزتها |
Bak, baş belası olmak istemem, ama.. burayı çok fazla değiştiriyorsun. | Open Subtitles | لا أريد أن أكون مزعجاً لكنك تغيرين أشياء كثيرة هنا |
Minnacık ama tam bir baş belası. | Open Subtitles | إنه صغيرة جداً، في الوقت نفسه هي آفة كبيرة |
Biliyor musun, Graves bu kadar baş belası olduğunu söylememişti. | Open Subtitles | هل تعلمين, غريفز لم يخبرني ابد بأنك مزعجه |
Dinle, o baş belası kocandan kurtulup, yalnız bir hafta sonu geçirmek istersen, bana haber ver yeter. | Open Subtitles | شكراً و اسمعي إذا أردت الأستمتاع بإحدى عطل نهاية الأسبوع أعلميني إذا أردت التخلص من زوجك المزعج |
Babası için, politika açısından tam bir baş belası. | Open Subtitles | يعتبر شوكة حقيقية بأعين والده، من الجانب السياسي |
-Çok saygılı davrandı, baba. -Tam bir baş belası. | Open Subtitles | ـ إنه على قدر من الاحترام ياأبي ـ هو لا يعدو أن يكون مصدر ازعاج لعين |
Biliyorsun, rehberlik öğretmenleri... - ...baş belası olabiliyorlar. | Open Subtitles | أتعلمين، مستشارات التوجيه يمكن أن يكونو مزعجين |
- O bir baş belası. - O karda yürür izini belli etmez. | Open Subtitles | انه مثير للمشاكل ذلك الالياس ثرثار للغايه |
Hayat benim için çoğu zaman baş belası olmuştur. | Open Subtitles | الحياة بالنسبه لى جمليه |
Neden aileler böylesine baş belası olmak zorunda? | Open Subtitles | .. لماذا يجب على هذه العائلة أن تكون مثل الألم في المؤخرة ؟ |
Bu eşitlik işi aslında baş belası bir şey. | TED | موضوع المساواة في الواقع هو ألم في المؤخرة. |
Seninle ilk tanıştığımda tam bir baş belası olduğunu düşünmüştüm. | Open Subtitles | عندما قابلتكِ لأول مرة لم استطع التصديق كم كنتِ مُزعجة |