Ama işte olay şu: başarıyı ustalığa dönüştürmemizi sağlayan şey ne? | TED | لكن إليكم هذا الشيء: ما الذي يجعلنا نحول النجاح إلى تفوق؟ |
-Bu başarıyı, isimlerini söylememe... gerek olmayan insanlar sayesinde elde ettiğini unutma. | Open Subtitles | النجاح لم تحصلي عليه بعد دون مساعدة أصدقاء يدعموك يظل ذلك مجهولاً |
Ancak pek azı dört başı mamur bir başarıyı temsil eder; örneğin Bosna-Hersek'te muhtemelen Gürcistan'dakinden biraz daha fazla bir başarıyı. | TED | ولكن كل هذا لايمكن ان يعبر عن النجاح واكبر مثال البونسة والهرسك وربما مثال جورجيا |
Bir numaralı beceri başarıyı farketme ve başarısızlığı farketme becerisidir. | TED | المهارة رقم واحد هو القدرة على التعرف على النجاح والقدرة على الاعتراف بالفشل. |
Yaratıcı bir şekilde, bu başarıyı iletmekte başarısız olduk. | TED | وإبداعيًا، قد فشلنا في تواصل هذا النجاح حتى الآن. |
Hasini etkisiyle elde ettiğim bu başarıyı düşündüğümde birlikte çalışma şansını yakaladığım kişileri düşünmeden edemiyorum. | TED | بينما أُفكر في هذا النجاح الذي صادفته مع تأثير حسيني، أواصل العودة إلى الأشخاص الذين كنتُ محظوظة بما يكفي للعمل معهم. |
Ama soru şu: Bu başarıyı nasıl uzun dönemli mutluluğa çevireceksiniz, özellikle, durulmak için doğru zamanın gelip gelmediğine nasıl karar vereceksiniz? | TED | لكن يأتي السؤال حول كيف تحول ذلك النجاح إلى سعادة طويلة الأمد بشكل خاص، كيف تقرر، متى يكون الوقت مناسبا للاستقرار؟ |
Bu kaçınılmaz değil fakat bunun üstesinden gelmek, uzun vadede başarıyı mümkün kılan şeyin derinlerine inmeyi gerektiriyor. | TED | هذا ليس أمرًا حتميًا، ولكن تخطيه يتطلب التعمق فى الأسباب التي تجعل النجاح ممكنًا على المدى الطويل. |
Peki Pixar o kadar aşçısına rağmen nasıl her seferinde başarıyı yakalıyor? | TED | لماذا إذن بيكسار بكل نجومها قادرة على تحقيق النجاح باستمرار؟ |
Ne kadar fazla üyeniz varsa, ne kadar fazla kullanılıyorsanız, insanlar o kadar fazla zaman geçiriyorsa. Ve başarıyı bu şekilde ölçüyoruz. | TED | كلما زاد عدد المستخدمين، كلما زاد الإستخدام، كلما قضى الناس وقتاً أطول، بهذه الطريقة نقيس النجاح حالياً. |
Tasarımcılar, başarıyı yeniden tanımlayabilirsiniz, | TED | المصممين بإمكانكم إعادة تعريف النجاح; بإمكانكم إعادة تعريف التصميم. |
İlerlemenin yolunun başarıyı yönetmekten geçtiğine inanıyorum. | TED | أعتقد أن الطريقة للتقدم هي أن نتعلم إدارة النجاح |
Bu insanların başarıyı, başkalarına yardım etmek ve aynı zamanda bununla uğraşırken kendinizi mutlu hissetmeniz olarak tanımlıyor olduğunu göreceksiniz. | TED | ترون أن هؤلاء الأشخاص يعرّفون النجاح بأنه أمر يساعد الآخرين وفي نفس الوقت يجعلك تشعر بالسعادة بأنك تقوم به |
Birkaç yıl önce, bu bakış açısını, başarıyı anlamak için diğer alanlardaki ağlarla birleştirerek geliştirebiliriz diye düşündüm. | TED | وقبل سنوات قليلة إعتقدت بأنني سآخذ فكرة الشبكات هذه والخبرة التي لدينا في الشبكات في مجال مختلف أي فهم النجاح |
Benim işim, başarıyı tekrar tanımlamasına yardım ederek onu yine muhteşem olmayı istemeye motive etmenin bir yolunu bulmaktı. | TED | مهمتي كانت معرفة كيفية تحفيزها لترغب بأن تكون عظيمة مجدداً، بمساعدتها على إعادة تعريف النجاح. |
Ne yazık ki, vefat etti ve bugün benim ve çocuklarımın gördüğü başarıyı göremiyor. | TED | ومن المؤسف أنه توفي ولا يمكنه رؤية النجاح مثلما نراه أنا وأولادي اليوم. |
Hayatı boyunca çalışan bir erkek bile başarıyı garantileyemez. | Open Subtitles | حتى الرجل الذي يعمل طوال حياته لا يمكنه أن يكون متأكدا من النجاح |
Tebrik ederim. Şans eseri kazandığın başarıyı tekrarladın. | Open Subtitles | تهانينا, لقد تمكنت من تكرار نجاحك الباهر |
Yaklaşım tarzım, başarıyı anında getirmişti. | Open Subtitles | طريقتي في الوصول إليه أثبتت نجاحاً لحظياً |
Tahminim başarıyı seninle paylaşacaktır. | Open Subtitles | أنا واثقة من أنه سيريد أن يتقاسم معك بعضاً من نجاحه. |
Bu konu başarıyı en çok neyin etkilediği konusundaki düşüncemi en üst noktaya yükseltiyordu. | TED | و هذا بدأ يعلو للقمة في تفكيري حول ما هي العوامل الأساسية للنجاح |
başarıyı getiren şey yanındakilerin sayısı değil inandığın şeylerin niteliğidir. | Open Subtitles | إن قوة الفرد الواحد القادر على الإقناع هي من يُحدد النجاح، وليس عدد التابيعن. |
Evan beklenen başarıyı sağlayamadı o yüzden bu haftayı bitirecek ve pazartesi ben sunmaya başlayacağım. | Open Subtitles | نعم. على ما يبدو ان الأمور لم تسر مع أيفان لذا هو سَيَنهي خلال الإسبوع وأنا ابدأ يوم الإثنين. |