İflasını beyan edip tahsildarı aramaktan başka çarem kalmayacak. | Open Subtitles | حسنا، سآخذ أي خيار سوى إعلان كنت مفلسة والذي يطلق عليه المضل. |
Malikâneyi kapatıp, doğuda daha iyi bir otlak bulmaktan başka çarem kalmayacak. | Open Subtitles | سوف يكون لي أي خيار سوى إغلاق عزبة وتجد لي المراعي أفضل شرقا. |
Ama o zaman siktiğim kelleni koparıp şekerlik olarak kullanmaktan başka çarem kalmayacak. | Open Subtitles | لكن حينها لن يكون لدي خيار سوى أن أقتلع رأسك اللعين |
Portekizin teklifini kabul etmekten başka çarem kalmayacak. | Open Subtitles | إذا لن يكون لدي خيار سوى قبول عرض "البرتغال" |