| Birlikte büyüdüğüm, en sonunda suça karışan insanlar için başka bir şey yoktu. | Open Subtitles | للأشخاص الذين ترعرعت معهم الذين إنتهى بهم المطاف متورطين في الجرائم لم يكن هناك شيء آخر يمكنهم فعله |
| Birlikte büyüdüğüm, en sonunda suça karışan insanlar için başka bir şey yoktu. | Open Subtitles | للأشخاص الذين ترعرعت معهم الذين إنتهى بهم المطاف متورطين في الجرائم لم يكن هناك شيء آخر يمكنهم فعله |
| İçinde İspanyol-Amerikan savaşında giydiği... üniformadan başka bir şey yoktu. | Open Subtitles | و بداخلها لا شئ لاشئ الا زيه فى الحرب الامريكية الاسبانية |
| İçinde İspanyol-Amerikan savaşında giydiği... üniformadan başka bir şey yoktu. | Open Subtitles | و بداخلها لا شئ لاشئ الا زيه فى الحرب الامريكية الاسبانية |
| Onunki değildi. Yedek lâstik ve bir palto. Arabada başka bir şey yoktu. | Open Subtitles | كان صندوقه مرتباَ لا شيء سوى إطار بديل وسترة مطر لا شيء آخر في السيارة |
| Sadece parazit vardı ama. Parazitten başka bir şey yoktu. | Open Subtitles | سوى تشويش، اعتقدت، لا شيء سوى تشويش |
| Ama yapacak başka bir şey yoktu. | Open Subtitles | و لكن لم يكن هناك شئ آخر بأمكاني القيام به |
| Hayır! Kesinlikle başka bir şey yoktu. | Open Subtitles | كلاّ، لم يكن هناك شيء آخر بالتأكيد |
| başka bir şey yoktu. | Open Subtitles | لم يكن هناك شيء آخر |
| Yapılacak başka bir şey yoktu. | Open Subtitles | لم يكن هناك شيء آخر لأفعله |
| Sadece parazit vardı ama. Parazitten başka bir şey yoktu. | Open Subtitles | سوى تشويش، اعتقدت، لا شيء سوى تشويش |
| Sonra çamurdan başka bir şey yoktu. | Open Subtitles | -ثمّ لا شيء سوى الوحل |
| İlişkide başka bir şey yoktu. | Open Subtitles | لم يكن هناك شئ آخر في تلك العلاقة |