başka bir güne ertelemeyeceğim. | Open Subtitles | لن أؤجلها ليوم آخر إذا لم يستطع فعلها، فأنتي ستفعلين |
Onu tekneye getirmem için başka bir güne ihtiyacım var. Oltaya gelmedi. | Open Subtitles | احتاج ليوم آخر لأستطيع أن اُركبها على متن السفينة |
Evet. başka bir güne program yapmaya çalışıyorduk. | Open Subtitles | أجل ،نحن نحاول أن نضع ذلك في جدول المواعيد ليوم آخر |
Belki de bunu başka bir güne ertelemeliyiz. | Open Subtitles | ربما نكتفي بهذا القدر ونفعله في يوم آخر |
Onu da başka bir güne bırakalım. | Open Subtitles | سنزروه في يوم آخر. |
Ah, ilk yolu başka bir güne bıraktım, Yolun başka yollara çıktığını bilmeden, Geri dönüp dönmemekte kararsız kaldım. | TED | آه، لقد تركت الأول ليوم آخر! حتى بعد معرفة أن كلاً منهما يوصل للآخر، ترددت إذا ما كان علي العودة. |
O gelmiyor, adamım. Onunla başka bir güne ihtiyacım var. | Open Subtitles | لن تأتي يارجل , احتاج ليوم آخر معها |
Korkarım ki bu sahnelemen başka bir güne kalacak. | Open Subtitles | "أخشى من أنه على "إعتدادك بنفسك أن ينتظر ليوم آخر |
Açlık haplarınızı başka bir güne saklayalım. | Open Subtitles | لنترك حبوب جوعك ليوم آخر. |
- Onlar başka bir güne artık. | Open Subtitles | إنهن ليوم آخر |