Ya bana yardım eder, ya karşı gelirsin. Başka seçeneğin yok. | Open Subtitles | إما أن تساعدنى أو تعارضنى ليس لديك خيار آخر |
Başka seçeneğin yok... aksi halde gelecek üç yılını tecritte geçirirsin. | Open Subtitles | الآن ليس لديك خيار أو ستقضي الثلاث سنوات القادمة في الحبس الإنفرادي |
Başka seçeneğin yok sanırım, hayatım, çünkü o biblo geri getirilemez. | Open Subtitles | اعتقد بانه ليس لديك خيار اخر، عزيزي لان ذلك التمثال متعذر الإبدال |
Başka seçeneğin yok. | Open Subtitles | ليس لديكِ خيار آخر |
Joey, Başka seçeneğin yok. Söz, tek başıma olacağım. | Open Subtitles | ليس لديك الخيار يا جوي سأكون هناك وحدي أعدك. |
- Bak, Başka seçeneğin yok. | Open Subtitles | ـ لذا، فيتعين عليك الذهاب لإعادته ـ إسمع، ليس لديك خيار آخر |
Bu durumda bebeği sahiplenmekten Başka seçeneğin yok. | Open Subtitles | حسناً, إذاً ليس لديك خيار إلا أن تبقي الطفلة |
Başka seçeneğin yok. Konuşmak zorundasın. | Open Subtitles | ليس لديك خيار ينبغي عليك الحديث عن هذا الأمر |
Dayanacaksın çünkü Başka seçeneğin yok. | Open Subtitles | يمكنك تحملها لأنه ليس لديك خيار آخر |
Gördüğün gibi bana satmaktan Başka seçeneğin yok. | Open Subtitles | أترى؟ ليس لديك خيار سوى أن تبيع لنا |
- Ona aşık oldum Alice. - Başka seçeneğin yok muydu sanki? | Open Subtitles | لقد أغرمت بها يا آليس - كما لو أنك ليس لديك خيار آخر؟ |
Başka seçeneğin yok. | Open Subtitles | ليس لديك خيار آخر |
Eğer Sid'i yakalamak istiyorsan, Korkarım ki Başka seçeneğin yok | Open Subtitles | (إذاكنتِتريدينالإمساكبـ(سيد، أخشى أنه ليس لديك خيار. |
Başka seçeneğin yok. | Open Subtitles | ليس لديكِ خيار آخر |
O anlamda... Başka seçeneğin yok. Sen busun, Alexandra. | Open Subtitles | ليس لديكِ خيار إنها ما بداخلكِ، (أليكاسندرا) |
Başka seçeneğin yok. | Open Subtitles | ليس لديكِ خيار .. |
Başka seçeneğin yok. | Open Subtitles | حسناً، ليس لديك الخيار أليس كذلك؟ |
Başka seçeneğin yok. | Open Subtitles | انت ليس لديك اختيار. |
Bana inanmak zorundasın. Başka seçeneğin yok. | Open Subtitles | ستضطرين لأن تصدقي كلامي لا يوجد خيار آخر لك |
Onu öldürmekten Başka seçeneğin yok korkarım. | Open Subtitles | عندها اخشى انهُ ليسَ لديكَ خيار عدا قتلهُ |
Willard, bak, Başka seçeneğin yok. | Open Subtitles | ويلارد، ملحوظة، ليس لك إختيار. |
Başka seçeneğin yok muydu? | Open Subtitles | -انه ليس هناك خيار آخر . -هل لم يكن هناك اي خيار آخر؟ |
Başka seçeneğin yok. | Open Subtitles | لا يوجد لديك خيار |
- Bu konuşmayı telefonda yapmam. Başka seçeneğin yok. | Open Subtitles | لن أفعل ذلك عبر الهاتف - ليس لديك أي خيار آخر - |
Başka seçeneğin yok mu? | Open Subtitles | لا تملك خيار ؟ أليس هذا هو الخطاب يا (ريموند) ؟ |