| Kurtulmayı başaranlar içinse anne ve babalarının becerilerini öğrenebilecekleri yepyeni bir macera başlıyor. | Open Subtitles | بالنسبة للطيور الصغيرة ،التي تنجح باجتياز الفقمات هناك تحدّيات جديدة تعلّم مهارات آبائهم |
| çocukları küçük olduğundan babalarının gücünü göremediler ve ondan bir şey öğrenemediler. | Open Subtitles | ولكن الولدين لم يتمكنا من تقدير قوة والدهما والتعلم من أخطائه. |
| Sebebi de babalarının onlara ders vermek için tek kollu adam kullanmasıydı. | Open Subtitles | منذ ان أستخدم أبيهم رجل ذو ذراع واحد ليلقنهم درساً |
| Ve eğer sen değişmezsen, babalarının şey olduğunu söylerim onlara şeytani. | Open Subtitles | وإذا لم تتغير فيجب أن أخبرهم أن أباهم فاسد |
| Bana en azından bir gün süre verin, hem sürgün edilecek olmam üzerine düşüneyim, hem de babalarının... tamamen terk ettiği çocuklarım için bir an önce yardım arayayım. | Open Subtitles | أعطني على الأقل يوم للتفكير بشأن المنفى ولسؤال المساعدة لأطفالي لأن أبوهم الآن تركهم بالكامل |
| O sırada, bir dost, bir dostunun çekicini kaybedecek ve gençler, babalarından kalan ve babalarının bir gece evvel saat sekiz gibi oraya koyduğu eşyaların yerini bilmeyecek. | Open Subtitles | في تلك الأوقات, سيفقد الصديق مطرقة صديقه ولن يعرف الصغار أين أغراض أبائهم |
| Annelerinin tecavüze uğradığını ve babalarının parmaklarının doğrandığını gören çocuklarla çalışıyorum. | TED | أعمل مع الأطفال الذين رأوا أمهاتهم يُغتصبن، وأصابع آبائهم تُقطع. |
| Bir iki gün içinde bebekler kendi anne veya babalarının yüzlerini tanıyarak tepki vermeye başlarlar. | TED | ثم يومين أو ثلاثة بعد ذلك يبدأ الأطفال بلإنتباه إلى وجوه أمهاتهم و آبائهم. |
| Sekiz yaşında çocuklar babalarının öldürülüşünü izlesin diye mi? | Open Subtitles | حتى يرى المزيد من الأطفال بسن الثمانية آبائهم وهم يقتلون أمامهم؟ |
| Şimdi çocuklarıma babalarının öldüğünü nasıl söyleyebilirim, onu düşünüyorum. | Open Subtitles | وعليّ الآن إيجاد وسيلة لإخبار طفليّ بأنّ والدهما توفي |
| şimdi çocuklarıma babalarının öldüğünü nasıl söyleyebilirim, onu düşünüyorum. | Open Subtitles | وعليّ الآن إيجاد وسيلة لإخبار طفليّ بأنّ والدهما توفي |
| Çocuklarımız var. İlk endişem, babalarının cinsel sapık olduğunu... öğrenmemelerini sağlamaktı. | Open Subtitles | كان إهتمامي الأول التأكّد ألاّ يعرفوا أنّ والدهما كان منحرفاً |
| Olamaz! Çocuklarıma babalarının bir ödül alacağını görebileceklerini söylemiştim. | Open Subtitles | أخبرت أطفالي بأنهم يستطيعون رؤية أبيهم وهو يستلم جائزة |
| babalarının hayatını nasıl kazandığını veya neden sürekli taşındıklarını bilmezlerdi. | Open Subtitles | لم يعلموا كيف يقتات أبيهم أو لماذا ينتقلون في كثير من الأحيان |
| Kapıyorsun demek. Geç olmaya başlamıştı zaten. Çocuklarım muhtemelen babalarının nerede olduğunu merak ediyordur. | Open Subtitles | ها قد أغلقتَ ، الوقت تأخر، أطفالي قد يتسائلون أين ذهب أباهم |
| Zamanında yetişip Ahmet'in yaşam elmasıyla babalarının hayatını kurtardılar. | Open Subtitles | لقد وصلوا فى الوقت المناسب لينقذوا أباهم بتفاحة الحياه التى مع أحمد |
| Arkadaşlarına, vs. babalarının neden bir güvenlik riski olduğunu mu açıklamak zorunda kalacaklar? | Open Subtitles | هلسينبغيأن يفسروالأصدقائهم... لماذا أبوهم مسجّل خطر؟ |
| On beş yıl sonra, arkadaşların babalarının şirketlerinin sahibi olacaklar. | Open Subtitles | بعد خمسة عشر سنة، أصدقاؤك سيملكون شركات أبائهم |
| Hiç de olmaz. Çocuklarım, korkunç babalarının masum kurbanlarından başka bir şey değiller. | Open Subtitles | بلى على العكس أولادي، ضحايا بريئة لوالدهم الفظيع |
| Diğer çocukların ana babalarının daha çok boş vakti vardır belki. | Open Subtitles | لربّما الأطفال الآخرون عندهم آباء لديهم كثير من الوقت بأيديهم |
| Onlar da babalarının gücünü Harun'un oğullarına pay etti, böylece artan sayıda kurban ve iman ayini için... yeterli sayıda yüce rahibi oldu. | Open Subtitles | اشترك مع أبناء هارون اكتمال قوة اباهم لتوفير كهنة قيمين بأعداد وافرة بتزايد طقوس التضحيه والعبادة |
| - Jeffords demişken belki kızlarınız, babalarının çizimlerini çöpe attığını bilmek isterler? | Open Subtitles | بالحديث عن جيفوردز ربما بناتكم يريدون ان يعلموا ان ابوهم رمى رسوماتهم بالقمامة |
| babalarının benimle neler yaptığını söyleyebilirdim. | Open Subtitles | كان يجب أن أخبرهم ما كان يفعله آباءهم معي |
| Harishchandra, bütün oğulların babaları senin gibi düşünmeye başladığında... kızlar babalarının yanında yük olmayacak. | Open Subtitles | هاريشاندرا جي، لو فكر آباء كل الأولاد مثلك.. لن تكون البنات أعباء على آبائهن بعد الآن |
| Ve babalarının sevdikleri için gereken her şeyi yapacağını. | Open Subtitles | وأن أباهما سيفعل أي شيء من أجل من يحبهم |
| Kurbanla arkadaş olmasının sebebinin babalarının küçükken birlikte çalışmalarıymış. | Open Subtitles | قال أنه صديق الضحية لأن أبويهما كانا يعملان معاً. |
| O kızlar kendi hayatlarından vazgeçmeye razı olabilir ama söz konusu babalarının hayatı olunca o kadar da heveskâr olmayabilirler. | Open Subtitles | ربما كانت هاتان الفتاتان على استعداد ،للتضحية بحياتيهما ولكن ربما قد لا تظلا بالإصرار .ذاته عندما يتعلق الأمر بحياة أبيهما |