"babanla birlikte" - Translation from Turkish to Arabic

    • مع والدك
        
    • مع أبيك
        
    • مع والدكِ
        
    • مع ابيك
        
    • وابوك
        
    • مع أبيكِ
        
    • أنا ووالدك
        
    O gün babanla birlikte okulun dışında bekliyordum. Open Subtitles لقد أمضيت الوقت مع والدك خارج المدرسة في ذلك اليوم
    Evet, ama bugün bir itirafta bulunursa, babanla birlikte evine gidebilirsin. Open Subtitles أجل , ولكن يمكننا الحصول على إعتراف اليوم. يُمكنكَ الذهاب إلى البيت مع والدك.
    babanla birlikte görev yapan "Walter Beck" adlı birine ait kayıt bulamadım patron. Open Subtitles لمعرفة إذا كان يمكن أن اجد اسم والدته قبل الزواج. يا رئيس، ليس هناك سجل من أي والتر بيك، من الذين خدموا مع والدك.
    Nihayet babanla birlikte kaçmak harika bir şey olsa gerek. Open Subtitles أعتقد أنه من الرائع أنك استطعت أن تخرج مع أبيك
    Gölde babanla birlikte, gördüğün şeyi çizsen Open Subtitles أن تقول شيئا بإمكانك أن ترسم لي صورة بما رأيته ذلك اليوم مع أبيك
    Bu akşam babanla birlikte şehirdışına gideceklerini söyledi. Open Subtitles لقد قالت بأنها ستغادر البلدة الليلة مع والدكِ.
    Scarlet, sen ve benim bir çatı altında yaşamamız harika ama... babanla birlikte uğraşman gereken sıkıntılar da arttı. Open Subtitles تحت سقف واحد ولكن بجعبتك الكثير حالياً مع والدك
    babanla birlikte jimnastik salonunun ortağı değil miydi? Open Subtitles ألم تملك الصالة الرياضية مع والدك بالشراكة ؟ أين ذهب هذا المال ؟
    babanla birlikte burada kaldıklarında aralarında geçen önemli bir şey. Open Subtitles حدث شيء كبير بينهما عندما كانوا هنا مع والدك
    babanla birlikte buranın güvenliğini sağlıyorlardı. Open Subtitles أنه مع والدك كان بينهم أتفاق في الحفاظ على السلام في الحي
    Duvar'ın kuzeyine ilk kez babanla birlikte çıkmıştım. Open Subtitles أول مرّة ذهبت بها شمال الجّدار، كانت مع والدك.
    Yaşlı babanla birlikte para toplamaya ne dersin? Open Subtitles أترغب بجمعُ العملات مع والدك المسن؟
    Buraya babanla birlikte çok gelirdiniz. Open Subtitles كنت تأتي إلى هنا كثيراً مع والدك
    babanla birlikte zaman geçirmelisin. Open Subtitles يجب ان تمضي بعض الوقت مع والدك
    Senide babanla birlikte arabaya koymalıydım. Open Subtitles وجب علي أن اضعك في تلك السيارة مع والدك
    - babanla birlikte büyüdük. Open Subtitles خرجنا من تلك الشوارع ونشأنا مع والدك
    Aslında mutfakta otururken senin bana küçük bir kızken babanla birlikte kahvenizi nasıl paylaştığınızı anlattığını hatırladım. Open Subtitles حقيقةً، لمّا كنتِ جالسةً في مطبخي تذكّرتُ عندما أخبرتِني عن كيف تشاركتِ القهوة مع أبيك في مخزنه عندما كنتِ طفلة
    Mike Franks adında biri eskiden babanla birlikte çalışırdı. Open Subtitles كان هناك رجل اسمه مايك فرانك كان يعمل مع أبيك.
    Bundan sonra babanla birlikte Seul'de yaşayacağını duydum. Open Subtitles سمعت بأنك تعيش مع أبيك في سيول
    babanla birlikte olmam sana ne hissettiriyor. Open Subtitles ما شعوركِ حقاً و أنا مع والدكِ ؟
    Mancınıklara yerleştirecek kadar gerçek asker bulabilirsen belki hedefini 10 denemede 1 kez vurabilirsin ama tüm gerçek askerler, babanla birlikte savaşıyor. Open Subtitles لو أن لديك جنود حقيقيون لتسليح المنجنيق فربما تصيب هدفك مره من 10 مرات ولكن كل الجنود الحقيقون مع ابيك في ريفرلاندز
    Sadece babanla birlikte seninle ne kadar gurur duyduğumuzu bilmeni istiyorum. Open Subtitles فقط اعلم كم انا وابوك فخوران بكونك ابننا لنا
    Eğer yapmak istemiyorsan hemen babanla birlikte eve dön. Open Subtitles وإذا لم تريدي أن تقومي به إذهبي إلى البيت مع أبيكِ الآن
    Şimdi müsaade edersen babanla birlikte kendimizi romantik bir fanteziye kaptırmaya çalışıyoruz. Open Subtitles أنا ووالدك نحاول نسيان أنفسنا في هذه المخيلة الرومنسية

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more