Bu yüzden ilerde babasıyla bir görüşme yapma planım var. | Open Subtitles | لذا فإن لدي جدول لقاء مع والده في وقت لاحق |
O zaman en başından itibaren o yolda ilerlerdi ama babasıyla aynı yere gelene kadar üç kez yer değiştirmiş. | Open Subtitles | حينها كان سيختار ذلك الطريق من البداية إلا أنه قد غير مكانه ثلاث مرات حتى وصل إلى حيث يوجد والده |
Ona her şeyi anlattım ve o gerçek babasıyla tanışmayı çok istedi. | Open Subtitles | حسناً لقد أخبرتها كل شيء, وهي تريد أن تعيش مع والدها الحقيقي. |
Ama en komik yanı, kendini yatakta Mirjam'ın babasıyla bulman. | Open Subtitles | ولكن الجزء المضحك أنك وجدت نفسك في السرير مع والدها |
Gregory'nin babasıyla konuşmamız lazım, bizden ne sakladığını bulmamız gerek. | Open Subtitles | نحتاج للتحدث مع والد غريغوري ونكتشف ماذا يخفي عنا ايضا |
David'in babasıyla ayrıldığımızdan beri evde bir erkek olmadan yaşıyorum. | Open Subtitles | منذ انفصالي عن والد ديفيد كنت بدون رجل في البيت |
Ama babasıyla arasındaki gönül yarası bir türlü iyileşmek bilmiyordu. | Open Subtitles | ولكن الجرح الذي بينه وبين أبيه لم يُبدِي أي تحسُّن. |
Ve bir de Jane Fonda tüm sıkıntılarını giderip babasıyla güzel bir film çevirdiği için çok mutluyum açıkçası. | Open Subtitles | إنني سعيد جداً أن جين فوندا قامت بتوقيف كل الدعاوى المرفوعة من قبلها وقامت بصنع فيلم جميل مع أبيها |
26 yaşındaki bir hostesin babasıyla sorunlarını dinliyordum. Hadi. Bu yeterince bilgi içeriyor.. | Open Subtitles | . مضيفاً بالسادسة والعشرين، ولديه مشاكل مع والده ، تلك معلوماتٌ لابأس بِها |
Yine de babasıyla bağ kurması için en iyi yol bu. | Open Subtitles | تظل الطريقة الأفضل له للتواصل مع والده , هل تعلم ؟ |
babasıyla kardeşi daha yeni canlı canlı yakılan bu mu? | Open Subtitles | هل هو الذي كان والده وشقيقه محترقين على قيد الحياة؟ |
Bir viking, babasıyla birlikte sürgünde yaşamaya zorlanmış biri. | Open Subtitles | ولكنه فايكنج الذى عاش حياة منعزله فى المنفى مع والده |
Bu kızın merhum babasıyla arasında bir bağ kurmasına engel olduğunuz doğru mu? | Open Subtitles | هل هو صحيح بأنك تمنع هذه الفتاة من الأتصال مع والدها الميت ؟ |
Neyse ki babasıyla yaşanan nahoş durumları aşabildi de ailedeki yerini alabildi. | Open Subtitles | سيكون ذلك جيدا لاجتياز الأعمال المزعجة مع والدها وأخذ مكانها في العائلة |
Beyaz babasıyla, petrol üretim patlamasını takip etmek için batıya seyahat etmiş. | TED | سافرت مع والدها الأبيض غربًا، في أعقاب فترة ازدهار النفط. |
Bebeğinin babasıyla evlenmenin nasıl bir hata olacağını tahmin edemem. | Open Subtitles | لا أستطيع التخيل أنها ستكون غلطه أن تتزوجي والد طفلك. |
Ronny'nin babasıyla ilk yıllarımızda, Korku Odası'nda kendimi aptal konumuna düşürmüştüm. | Open Subtitles | جعلت من نفسي أضحوكه مع والد روني في غرفةِ الرعب |
Amerikalı kadının babasıyla iyi geçinirsen, kadını tavladın demektir. | Open Subtitles | عليك أن تكون على وفاق مع والد الفتاة الأميركية, فتصبح على وفاق معها |
Sürekli olarak babasıyla konuşuyor, sanki Nino yaşıyormuş gibi. | Open Subtitles | يستمرُ بالتحدثِ معَ أبيه كأنَ نينو ما زالَ حياً |
Kolyem olmadan moda tasarımcısı olmak isteyen evinde üvey babasıyla yaşayan biri olurdum. | Open Subtitles | بدونها فإنّي محض امرأة تطمح للغدوّ مصممة أزياء تقطن بيتًا مع أبيها بالتبنّي. |
Bunun babasıyla ilgisi yok. | Open Subtitles | اذا لم يكن له علاقه بوالده فأكيد سيكون له علاقه بوالدته |
babasıyla evleneli neredeyse bir yıl oldu ve.., şey, yakınız diye söyleyemem. | Open Subtitles | لقد كنتُ متزوجة بوالدها قرابة عـام و لم تكن علاقتنا معاً قوية. |
Evet, gençtik. Nasıl bir adam olduğumu ölçüp biçebilsin diye, ilk önce babasıyla konuştum. | Open Subtitles | حسناً, فعلناها ولكن بشكل محترم تحدثت لوالدها في الأول |
Uh,dinle, gelinin babasıyla temasa geçmemi ister misin... kadeh kaldırmayı, konuşmaları ve diğer herşeyi konuşmak için? | Open Subtitles | هل تريدني أن أتصل بوالد العروس؟ والخطاب وكل هذه الأمور؟ |
Birileri çok çok gururlu babasıyla yetişkinliğe yeni bir adım atan bir oğul mu arıyordu? | Open Subtitles | هل كان أحدكم يبحث عن ابن مع مسار جديد مشرق إلى سن المراهقة ووالده الفخور جداً؟ |
Peki, Danny'nin babasıyla işleri yoluna koyma şansınız var mı? | Open Subtitles | إذن أنت ووالد "داني" ليس لديكما أي فرصة لإنجاح الأمر؟ |
Sokaklara haber salmış, o hapis firarını Kleinfeld ayarladı... sonra da babasıyla kardeşini öldürdü diye. | Open Subtitles | سرت اشاعات ان ديفيد كلاينفيلد هو من دبر عملية الهروب ثم قتل أبوه وأخوه |
Ben de sana, vesayet alman konusunda anlaşma sebebimin, çocuğumuzun babasıyla, vakit geçirebilmesi için olduğunu hatırlatmak isterim. | Open Subtitles | دعني أذكّرك أن سبب موافقتي على الرعاية ليتمكن إبننا من قضاء الوقت مع أبّيه. |
babasıyla birlikte gözlerini Olimpiyat altınına diktiler. | Open Subtitles | هي ووالدها يحلمان بالفوز بالميدالية الأولمبية الذهبية |
- Bak, bence babasıyla konuşmak istiyor o. | Open Subtitles | -أصغ يا رجل، أعتقد انه يرغب في التحدث لوالده |