| 1982 yılında bir dağcılık kazası geçirdim, donmaya bağlı doku hasarı nedeniyle iki bacağımın da kesilmesi gerekti. | TED | عام 1982، وقع لي حادث أثناء تسلق الجبال، وكان لا بد من بتر كلتا ساقي نتيجة لتلف الأنسجة الذي سببه الصقيع. |
| Ertesi sabah kendime geldiğimde doktor bir bacağımın kesildiğini söyledi. | Open Subtitles | عندما استيقظت هذا الصباح أخبرني الأطباء بضرورة بتر ساقي |
| Şu bacağımın yan tarafındaki derin yaraya bak. | Open Subtitles | انظروا لهذا الجرح انظروا لهذا الجرح في أعلى جانب ساقي |
| Deri kesildiğinde, bacağımın vücudumdan ayrılması haşlanmış tavuğunki kadar kolay olacak. | Open Subtitles | عندما الجلد يُقْطَعُ، ساقي سَيَغْلي منفصل عن جسمِي بنفس سهولة ساق دجاجِ. |
| Karasakal'ın gemisi ve tayfası artık benimdir ve bu kılıç kayıp bacağımın diyetidir. | Open Subtitles | سأتخذ سفينة ذي اللحية السوداء وطاقمه، وكذلك سيفه كتعويض عن طرفي المفقود |
| Hepsi bacağımın mahvolması yüzünden. Asla eskisi gibi olmayacak. | Open Subtitles | كلّ هذا بسبب ساقى المكسُورة لن تعود أبداً كما كانت |
| Affedersin, hayatım, ama bacağımın üzerinde tepiniyorsun. | Open Subtitles | عفواً أيتها الفتاة و لكن هذه ساقي إن الشباب فوضويون |
| Yardım merkezindeki doktorların bacağımın bu kadarını almaları çok kötü olmuş. | Open Subtitles | أمر مؤسف أن الأطباء في المشفى لم يأخذوا جزءاً كبيراً من ساقي |
| Essex'deki doktorların bacağımın bu kadarını kurtarması kötü oldu. | Open Subtitles | أمر مؤسف أن الأطباء في المشفى لم يأخذوا جزءاً كبيراً من ساقي |
| Ne zaman dışarı çıksam, pisliğin teki lanet bacağımın bana yok olduğunu hatırlatıyor. | Open Subtitles | كل مرة أخرج فيها بعض الأوغاد يذكرونني بفقدان ساقي اللعينة |
| Ama bu ne köpeğini geri getirir, ne de bacağımın yeniden uzamasını sağlar. | Open Subtitles | ولكن ذلك لن يعيد لك كلبتك ليس اكثر من اعادتي لإنماء ساقي |
| bacağımın beni yavaşlattığını biliyorum ama daha iyisini yapabilirim. | Open Subtitles | أعرف أنّ ساقي تبطئني هنا لكنّي أستطيع أنْ أكون أفضل |
| Unut gitsin. bacağımın ağrısı hiç bitmeyecek sanıyordum. | Open Subtitles | انسى ذلك ،، اعتقد ان ساقي لن تقف |
| Ellerini tam bacağımın şurasına koy ve beni okşarmış gibi yap. | Open Subtitles | ـ على ساقي هنا ودلكها نوعاً ما |
| Acı veren kısım bacağımın olan kısmı değil.. | Open Subtitles | أنه ليس الجزء من ساقي الذي يؤذيني |
| Motosiklet, şansına bacağımın üzerine düştü. | Open Subtitles | لحسن حظ الدراجة فقد حطّت على ساقي |
| Böylece bacağımın acısını unuturum. | Open Subtitles | سيجعلني هذا أنسى الألم في ساقي |
| bacağımın altına olan kan ihtiyacı risk yaratıyor. | Open Subtitles | موزع الدم في ساقي اليسرى انكشف |
| - bacağımın ortasına geldi. | Open Subtitles | أنه يتسلق ساقي لاتقلقي , أنه فقط جائع |
| Her yağmur yağdığında bacağımın sızısından uyuyamıyorum hala! | Open Subtitles | إذا أمطرت السماء، لا استطيع حتى النوم بسبب ساقي! |
| Karasakal'ın gemisine ve tayfası artık benimdir ve bu kılıç kayıp bacağımın diyetidir. | Open Subtitles | سأتخذ سفينة ذي اللحية السوداء وطاقمه، وكذلك سيفه كتعويض عن طرفي المفقود |
| bacağımın normale dönebileceğini bilemiyorum, Maria! | Open Subtitles | لا أعلم اذا كنت سأستعيد ساقى ثانيه,ماريا |