"bacaklarını" - Translation from Turkish to Arabic

• ساقيك
• ساقيها
• قدميك
• رجليك
• ساقيه
• قدميه
• ساقيكِ
• سيقانك
• ساقك
• رجليه
• سيقان
• رجليها
• قدميكِ
• الساقين
• أرجلها

Böyle dans ederken bacaklarını kafanın arkasına koymak gibi çılgın şeyler yapabiliyor musun?
مع كل ذلك الرقص، أيمكنك القيام بحركات خرافية مثل وضع ساقيك وراء رأسك؟

- Yere yat dedim orospu çocuğu! Yat ve bacaklarını aç!
ضع مؤخرتك على الأرض أيها القذر ابن العاهره,باعد بين ذراعيك و ساقيك,تحرك

Güzel bacaklarını size dolayıp sıkı sıkıya tutarken, size bakması sizin ona bakmanız.
عندما تلف ساقيها الجميلتين حولك بإحكام وتستمر بذلك, وتحدق إليك وأنت تحدق لها

Yeterince sert bas, seni bağlayan kol ve bacaklarını serbest bırak.
اضغط بقوّة كافية. سوف تحل قيود يديك وقيود قدميك. التي تربطك.

DH: bacaklarını biraz ayırabilir misin?
دان هولزمان : هلا باعدت قليلا بين رجليك

Eğer bacaklarını traş etseydi ona derdim ki kes onları!
لو انه فقط حلق ساقيه ,كما اقول له دائما احلقها

Ve küçük Gustav kollarını kullanamaz oldu ve de bacaklarını.
و جوتاف الصغير فقط القدرة على إستعمال يديه و قدميه

bacaklarını aç, boynumu yakala, tekrar aç.
إفتح ِ ساقيكِ , أمسكِ برقبتي , إفتح ِ ساقيكِ مرة أخرى

En başta benzin istasyonuna gelip gördüğümden emin olana dek usul usul yürüyerek seksi bacaklarını sergileyen sendin.
أول مرة تأتي إلى المحطة ، انك تعرضين ساقيك بشكل جنسي حتى أراهم.

Belki de ona borçlu kalmamızı istedi. Belki de bacaklarını beğendi.
وربما يريدنا أن ندين له بشىء وربما يحب ساقيك

Sağ ayağını biraz kaldır, bacaklarını da biraz daha aç.
ارفعي قدمك اليمنى قليلاً وباعدي بين ساقيك أكثر

Bence, Rose'a bacaklarını kapalı tutmasını öğretmek özel öğretmeni olarak senin görevin değil.
يبدو لي, ان تعليم روز كيف تجعل ساقيها مغلقتان لايندرج تحت مهامك كمعلمه

Orada, bu saldırıda bacaklarını kaybetmiş bir bayan daha var.
وهناك أيضاً سيدة هناك فقدت ساقيها في ذلك الإنفجار.

bacaklarını herkesten daha çok kaldırabilme nedenin işte bu.
هذا لأنك كنت تستطيعين ان ترفعي قدميك أعلى من أي أحد

Tanrı aşkına, Baldrick eğer şu komik kasıkbağını giyeceksen, en azından, bacaklarını ayırma.
حباً في الله, بولدريك، إن كنت سترتدي هذه الرقعة، فعلى الأقل ضُم رجليك سوياً.

Eğer bir numara yaparsa bacaklarını mı kırayıım, ama ortaklıktan vaz geçmeyeyim.
وإذا قام بأي حيلة هذه الـمرة، سوف أكسر ساقيه لكن ليس الشراكة

İsa ve kahrolası haçı üstüne yemin ederim ki beni budala yerine koyduğunu sanıyorsa, bacaklarını kırarım.
أقسم بعيسى المسيح على الصليب اللعين إن كان يظن أنه يجعل منى أحمقاً سأكسر قدميه

Kalanını sen çıkar, bacaklarını aç ve işimizi bitirelim.
والآن إخلعي الباقي وإفتحي ساقيكِ وسوف ينتهي الأمر

Sakin ol, dayan biraz, bacaklarını kapat, bacaklarını kapat, nefes al.
هوني على نفسك ، تحمّلي ! إغلقي سيقانك ! ، تنفّسي

Sonunda bacaklarını kıracak olsalar bile. Ama sanırım sen bunu zaten biliyorsun.
حتى وإن عنى ذلك كسر ساقك ولكن أعتقد أنكِ تعلمين هذا بالفعل

Boyunun kısalığından bacaklarını kesip onların yerine bunları takacak kadar nefret ediyordu.
لقد أحتقر جدا قصره لدرجة انه قطع رجليه وأرتدى هذا ليعطى نفسه طول

Okyanusun tüm suları bir araya gelse kar beyazı bir kuğunun siyah bacaklarını beyaza döndüremez.
إذ لا يستطيع كل ماء المحيطات قلبَ سيقان البجعة السوداء إلى البياض، وإن نقعتهما دوما بالفيض

bacaklarını açtı ve yok etmek istermiş gibi ekrana işedi.
تباعد بين رجليها و تتبول على الشاشة كما لو كانت تريد أن تنجسه

Şarkı söyleyemediğini ve bacaklarını bir haftadır traş etmediğini görecek kadar oldu.
كفاية لأعرف أنكِ لا تستطيعين الغناء و لم تحلقي قدميكِ منذ أسبوع

Robot, farenin sakat bacaklarını kullanmak için her şeyi denemesine izin veren güvenli bir ortam sağladı.
الروبوت يؤمن البيئة الآمنة التي تسمح للفأر للمحاولة بأي شيء ليتم إشراك الساقين المشلولتين

Aslında kendini dengelemesi için bacaklarını kullanması gerekiyor- ama hayır, kullanmıyor.
حتّى أنّ عليها استخدام أرجلها لموازنة نفسها، لا أناقة في هذا.