Kafanı bacaklarının arasına koyarsan ve güneş şuradaki ağaçların üstündeyse onlara su verme zamanıdır. | Open Subtitles | إن وضعت رأسك بين ساقيك وكانت الشمس فوق الأشجار فإنه قد حان الوقت لسقيهن الماء. |
Tanımadığın bir grup insan karşısında küçük düşersin, rezil olursun ve kuyruğunu bacaklarının arasına alarak oradan kaçmak zorunda kalırsın. | Open Subtitles | ستشعر بالإحراج والمذلة أمام مجموعة كبيرة من الناس، وتضطر للخروج مخزياً وذيلك بين ساقيك |
Kuyruğunu bacaklarının arasına sıkıştırarak Bay Quarles'a gidip bütün olan bitenin Crowder'lardan öç almak için senin fikrin olduğunu söyleyeceksin. | Open Subtitles | اذهب مباشرةً للخف السيد " كوارلز " يتبع ذيلك ما بين ساقيك وأخبره |
Çakal kuyruğunu bacaklarının arasına sıkıştırıp sürünerek gitti. Güzel. | Open Subtitles | حسنا ، إبن الآوي قد طوى ذيله بين ساقيه و ذهب بعيدا |
Polis, Kira'dan o kadar korktu ki kuyruklarını bacaklarının arasına kıstırıp kaçtılar. | Open Subtitles | هل تقول بأن قسم الشرطة يدس ذيله بين ساقيه خوفاً من قدرة كيرا؟ |
Umarım uyurken hareket etmiyorsundur çünkü bacaklarının arasına fare kapanı koyacağım. | Open Subtitles | سوف ابقى مُستيقظاً حينما تكون نائماً... لأنني سوف أضع... مصيدة الجرذان بين رجليك. |
Kuyruğu bacaklarının arasına gider ve cinsel organlarını örter, kulakları düşer. | Open Subtitles | يدخل ذيله بين رجليه مغطيّاً أعضائه التناسليّة و يخفض أذنيه |
Neredeyse yukarıdayken elimi bacaklarının arasına soktum. | Open Subtitles | عندما كانت تقريبا على السلمة العليا لصقت يدي فيما بين ساقيها من الخلف |
Başını bacaklarının arasına sok. | Open Subtitles | ضِعْ رأسكَ بين سيقانِكَ. أنا سَأَحْصلُ عليك بَعْض الماءِ. |
Elini bacaklarının arasına soktuğunu gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيته يضع يده بين ساقيك |
Ellerini bacaklarının arasına koy. | Open Subtitles | ضع يديك بين ساقيك |
Başını bacaklarının arasına koy ve nefes al. | Open Subtitles | ضع رأسك بين ساقيك و تنفس. |
O zaman başını bacaklarının arasına göm, Gstaad'a gidip yaralarını sar. | Open Subtitles | ضع رأسك بين ساقيك إذاً و العق جروحك في (شتاد) |
Şimdi kuyruğunu bacaklarının arasına sıkıştır ve kaybol. | Open Subtitles | الآن، ضع ذيلك بين ساقيك واهرب |
Üzgünüm. Kuyruğunu bacaklarının arasına kıstırmışsın. | Open Subtitles | انظري لحالك بذيلك بين ساقيك. |
Ben hala onun bacaklarının arasına sarkan topları bir çift olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | اعتقدت انه ما زال لديه زوج من الكرات معلقة بين ساقيه. |
Gitmenize izin vermeden önce komutanınız buraya gelecek ve ordusunun önünde başını bacaklarının arasına alıp, kendi poposunu öpecek. | Open Subtitles | فبل أن ندعكم تغادرون يجب على قائدك أن يجتاز هذا الحقل ...ويظهر نفسه أمام هذا الجيش ...ضع رأسه بين ساقيه ... |
Başını bacaklarının arasına koymuş kendi kuyruğunu yemeye çalışıyordu. | Open Subtitles | كان رأسه بين ساقيه وحاول أن يأكل زيله. |
Ama hayır, gecenin bir yarısı kuyruğunu bacaklarının arasına sıkıştırıp ufak ufak yol almayı seçtin. | Open Subtitles | لكن لا، تسللت في منتصف الليل واضعا ذيلك بين رجليك... من أجله |
Kulakları düşer, kuyruğunu bacaklarının arasına kıstırır inler ve saklanmaya çalışırdı. | Open Subtitles | كان يدور حول الحديقة وهو رافع اذنيه وزيله بين رجليه يعوي ويحاول الاختباء |
Görünüşe göre, Christine'in müşterilerinden biri parasını geri istemiş, itiraz edince de bacaklarının arasına bıçağı sokmuş. | Open Subtitles | يبدو أن أحد عملائها طالب باسترداد ماله وحين أبدت اعتراضها دب سكيناً بين ساقيها |
Kafanı sok bacaklarının arasına. | Open Subtitles | أنت حسناً؟ ضِعْ رأسكَ بين سيقانِكَ. |