"badem" - Translation from Turkish to Arabic

    • لوز
        
    • اللوز
        
    • اللوزة
        
    • باللوز
        
    • لوزة
        
    • ألموند
        
    • واللوز
        
    • كاللوز
        
    • عجينة اللّوز
        
    Şekerlemeler, bonbonlar, nugatlar, karameller, Badem ezmesi, şekerlemeler, tamam mı? Open Subtitles سكاكر و حلوى و مكسرات و كرملة و جوز و لوز موافق؟
    Parçalardan birinin içine soktugun o sey Badem mi? Open Subtitles أهذا لوز لتوك أدخلته في واحدة من القطع ؟
    Badem ezmesini seversin sanmıştım. Open Subtitles أعتقدت أنكِ تحبين مرزبانية. مرزبانية: حلوى لوز وسكر
    Amigdala, beynin her iki yarısının derinlerinde Badem şeklinde bir organdır. TED وهي عضو يشبه في شكله حبة اللوز ويوجد عميقاً في كلا شقي الدماغ
    Burası bütün arıcıların, arıların Badem ağaçlıklarına gittiğinin ertesi akşamı toplandığı yerdir. TED وحيث ان جميع مربي النحل يأتون بعد ليلة من نقل المناحل الى بساتين اللوز.
    Badem büyüklüğünde beyaz bir şeyin ortasında mavi-yeşil bir şey var. Open Subtitles ... إنه شيء كبير له شكل اللوزة نوعاً مـا ... أبيض اللون بـه شيء دائري أزرق مخضر في المنتصف
    - Badem, ayva macunu, kuru kayısı, incir marmeladı ve... Open Subtitles لوز مراكانو , معجون السفرجل مشمش مجفف , مربى التين و عنب , يم
    Şehre son geldiğimde çölde doğru düzgün Badem bulamadığını söylemiştin, ben de düşündüm ki... Open Subtitles قلت أنك لم تستطع إيجاد لوز جيد في الصحراء، لذا فكرت...
    Evet ama daha önce ikinci düğünümde Badem jölesi vardı aslında hem ikinci hem de dördüncü de vardı o yüzden belki bu sefer farklı bir şey deneme zamanı gelmiştir. Open Subtitles نعم لكن كان لي حلوى لوز وسكر في زواجي الثاني حسنا زواجي الثاني وزواجي الرابع لذلك ربما يكون حان الوقت لتجربة شيء مختلف قليلا
    Badem oldugunu biliyorsun, degil mi? Open Subtitles تعلم أن هذه حبة لوز اليس كذلك ؟
    Badem büyüklüğündeydi. Open Subtitles هو كَانَ حجمَ a لوز مُتَبَيّض.
    Ve size Badem yağlı kurabiye getirdim. Open Subtitles وجلبت لك كعكة زبدة لوز
    Birkaç yudum aldıktan sonra çayın Badem tadında olduğunu söyledi. Open Subtitles بعد بضع رشفات .. قالت ان للشاى مزاق اللوز
    Badem, iki ardışkuşu, bir sepet incir... Open Subtitles حزمة من اللوز , طيور السمان وسلة من التين
    Yara biraz Badem kokmaya başladı... bu iyi değil. Open Subtitles رائحة الجرح أصبحت كرائحة اللوز و هذا غير جيد
    Kanser yapıyor. İlla yiyecekseniz bari yanında Badem yiyin. Open Subtitles إنها مسببة للسرطان, على الأقل إذا أردت أكل ذلك, تناول بعض اللوز
    Ray, yeşil fasulyeye Badem koydum. Open Subtitles راي، لقد وضعت اللوز مع الفاصوليا الخضراء.
    Prader-Willi sendromu kısa boylu, düşük tansiyonlu, Badem gözlü... ve tırnak kemirme saplantısı olan kişilerde görülürmüş Open Subtitles تتميز هذه المتلازمة بالهيئة القصيرة نقص التوتر عيون بشكل اللوز وقضم أظافر مهووس
    - Badem değil de siyanür olabilir. Open Subtitles اللوزة تم إخترقها غاز السيانيد
    Hiç Badem, üzüm, domates, marul ve ananastan yapılmış bir salata yediniz mi? Open Subtitles هل تناولتم يوماً سلطة باللوز و العنب و الطماطم و الخس و الأناناس ؟
    Cenazeyi ailesine gönderdiğimde kafasından içeriye bakıpta bir Badem gördüklerinde, Open Subtitles لا اريد ان ارسل الجثة لاهلة ويكتشفون وجود لوزة في رأسة,
    - Badem değil de siyanür olabilir. Open Subtitles (ألموند) يضاجع. ‫"‬سيانيد" ‫(‬ السيانيد هو غاز سام )
    Karısına selofan kağıt paket içerisinde çikolata kaplı Badem gönderin. Open Subtitles ارسل لزوجتة فستق مغطاة بالشوكلا واللوز بصندوق مغلف بالسيلفون ، شهية.
    Tek tip tarım kültürü arılar için iyi olan ekinlere kadar yayıldı, örneğin Badem. TED بل إن تلك الزراعات الأحادية تقضي حتى على المحاصيل الجيدة بالنسبة للنحل، كاللوز.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more