"bahçene" - Translation from Turkish to Arabic

    • حديقتك
        
    • فنائك
        
    • فناء منزلك
        
    • ساحتك
        
    Sonunda da köpeği bahçene işediği için_BAR_komşunu infaz edeceksin. Open Subtitles ثم ينتهي بك الأمر باعدام جارك,لأن كلبة تبول في حديقتك
    Sayılır. Yani, kendi bahçene kurma diye her sene değiştiriyorlar, ama... Open Subtitles نوعاً ما, أقصد أنهم يغيرونه كل عام حتى لا تنسخه في حديقتك الخاصة
    Baksana, pislik herif bahçene kamp kurmuş. Open Subtitles وقطعة القذارة هذا ، يخيّم على حديقتك الأمامية
    Farzet ki adamın bir arka bahçene gelip seni aptal yerine koydu Open Subtitles ..إفترض إن رجل جاء إلى فنائك الخلفي وجعل منك سخرية
    Hiç eve geldiğinde bizi arka bahçene bira fıçısı yuvarlarken gördün mü? Open Subtitles هل سبق و أن عدت إلى منزل لتجدنا نرمي براميل الجعه في فنائك الخلفي ؟
    Arka bahçene bir Fransızın girdiğini nereden anlarsın? Open Subtitles كيف عرفت أن الفرنسيون كانوا في فناء منزلك
    Bana göre ise; evine gelirsin ve bahçene bakarsın. Open Subtitles الطريقة التي أنظر إليها ترجع للبيت تراقب عملك تراقب ساحتك
    Baksana, pislik herif bahçene kamp kurmuş. Open Subtitles وقطعة القذارة هذا ، يخيّم على حديقتك الأمامية
    Diyordum ki, zaman zaman bahçene biraz çekidüzen verip çatı oluğunu temizlesen nasıl olur? Open Subtitles لذا كنت أتسأل إذا الأن وبعد .. أن كنت ترغب في ترتيب حديقتك. و تنظيف مزاريبك؟
    O zaman kafatası nasıl oldu da senin arka bahçene gömüldü? Open Subtitles إذا كيف لجمجمتها أن يعثر عليها مدفونة في حديقتك الخلفية
    bahçene koyman için sana bir tabela veriyorlar ve Noel günü jüriler gelip ödülleri dağıtıyor. Open Subtitles إنهم يعطونك لائحة لتضعيها في حديقتك وثم في يوم عيد الميلاد يأتي الحكام ويسلمون الجوائز
    Orada mı diye bakmak için bahçene gittim. Open Subtitles عدتُ إلى حديقتك لأرى إن كان مايزالهناك.
    Arabamı ön bahçene park etmiş olabilirim. Open Subtitles لذلك ربما ان وقفت في حديقتك
    Onları bahçene gömebilirdin. Open Subtitles كان يمكنك أن تدفنهم في حديقتك
    Bunu bahçene sık. Open Subtitles رش حديقتك فحسب.
    Kendi bahçene kanıtları gömmek biraz aptalca olmaz mıydı? Open Subtitles إنه لأمر غبي أن تدفن الأدلة في فنائك الخلفي أليس كذلك؟
    Trenin biri raydan çıkıp senin bahçene dalıyor ve sen hala işe geliyorsun öyle mi? Open Subtitles لذا لقد خرج القطار عن السكة الحديدة مندفعا الى فنائك الخلفي وانت تاتى الى العمل ؟
    Frizbimin, bahçene düştüğü gün hayatımın en şanslı günüydü. Open Subtitles فنائك في الطائر صحني فيه سقط الذي اليوم حظي يوم كان
    Manyak gibi bir kredi kartı borcun ya da bahçene gömdüğün bir eski karın ya da bana anlatmadığın garip bir durumun var mı? Open Subtitles هل لديك دين لبطاقة ائتمانية مزورة أو زوجة سابقة مدفونة في فناء منزلك أو أي شيء غريب لم تخبرني به ؟
    Tanrı yardımcım olsun, seni kendi arka bahçene gömerim, hem de gözümü bile kırpmadan. Open Subtitles بالتالي فليساعدني الرب على دفنك في ساحتك ولا تفكر في ذلك مرة أخرى

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more