"bahanesiyle" - Translation from Turkish to Arabic

    • ذريعة
        
    • كعذر
        
    • للتهريب
        
    • تحت ستار
        
    • بزعم
        
    Elbette bir bara girip,oradaki bir bayana bir içki ısmarlayıp,... bir ilişki başlatmak bahanesiyle, onu cinsel... ihtiyaçlarım için kullanabilirdim. Open Subtitles يمكنني شراء شراب لسيدة تحت ذريعة العلاقة أغويها لإرضاء حاجاتي الجنسية..
    Sonra bir gün bir dava bahanesiyle ortadan kayboldu. Open Subtitles ثم في يوم من الأيام اختفى تحت ذريعة قضية
    İleriye dönük çalışanlar bir sürü kişisel bilgi vermişler sosyal güvenlik numaraları gibi banka detayları, hepsi güvenlik bahanesiyle arka plandaki çekler içinmiş. Open Subtitles الموظفون الجدد يقدمون طنا من التفاصيل الشخصية مثل أرقام الضمان الإجتماعي التفاصيل المصرفية و كلها تحت ذريعة
    Ona dokunmak bahanesiyle güneş kremi sürmek benim planımdı. Open Subtitles إستعمال واقي الشمس كعذر لتدليكها تلك حركتي
    Karısını onu dövmesinin bahanesiyle itham eden ağzı bozuk bir koca kadar da müşterek olabilir. Open Subtitles أو كزوج مسيء يلوم زوجته كعذر كي يضربها
    Sınırdan mal geçirme bahanesiyle sizden para kesiyorlar. Open Subtitles يعطونك حصّتك للتهريب خارج الحدود.
    Hayır, dava üzerinde çalışma bahanesiyle gideriz. Open Subtitles لا، سوف نذهب تحت ستار العمل على القضية.
    İddia makamı, yabancı biri ile uçuş ilişkisi bahanesiyle ifade sunarak... - ...bu işin altını oymak istiyor. - Bu çok doğru Sayın Yargıç. Open Subtitles الإدعاء يودّ قطع هذا بجلب الشّهادة بزعم بإتّصال بالطّائرة لغريب.
    - Ryder, profesörden kodunu kontrol etme bahanesiyle Dorie'nin dizüstünü istemiş ve sonra da hard diskine GPS yazılımı yerleştirmiş olmalı. Open Subtitles ربما سأل الأستاذ أن يحضر حاسوب دوري النقال تحت ذريعة التحقق من كتابتها
    Bunu göreve dönebileceğimi ölçme bahanesiyle yaptı ama beni kışkırtmaya çalıştığını biliyorum. Open Subtitles تحت ذريعة أنّه كان يقيس لياقتي للعودة لكنّي أعلم , أنّه كان يحاول إستفزازي و حسب
    Hırsızı yakalamaya çalışma bahanesiyle General birçok masum insanı yaralıyor. Open Subtitles تحت ذريعة محاولة إمساكاللص... فإن الجنرال يأذي... العديدمنالناسالأبرياء...
    Hastalık bahanesiyle yakınlaşmaya çalışma. Open Subtitles لا تستعمل رعاية المريض كعذر
    Sınırdan mal geçirme bahanesiyle sizden para kesiyorlar. Open Subtitles يعطونك حصّتك للتهريب خارج الحدود. {\pos(192,230)}
    O olaydan sonra, köpek edinme bahanesiyle başkalarını yakalamak için şifreli gönderiler yaparak kiralık suçluları listelemenin iyi bir fikir olacağını düşündüm. Open Subtitles بعد تلك القضية ، اعتقدت أنها قد تكون فكرة جيدة أن أقوم بنشر بعض المنشورات المُشفرة بقائمة من المُجرمين المُستعدين للتوظيف لأرى ما إذا كان بإمكاننا القبض على أشخاص آخرين وجميعها تحت ستار عمليات تبني للكلاب
    Bu size, bu konuyu bilime bir kanca atarak ileride kullanmanıza izin veriyor, çünkü Dünya Dışı Varlık Arayışı her tür bilimi içermekte, apaçık ortada ki biyoloji, gökbilimi, ayrıca jeoloji, hatta kimya, çok çeşitli bilim alanları bu "Biz E.T. 'yi arıyoruz" bahanesiyle sunulabilir. TED فيمكنك استعمال هذا كمصيدة للعلم, لأن SETI يحتوي على جميع أنواع العلوم, بديهياً, علم الأحياء, وبديهياً علم الكون, وأيضاً الجغرافيا, و أيضاً الكيمياء, تخصصات علمية متنوعة , كلها تعرض تحت ستار البحث عن المخلوق الفضائي.
    Sonra da Bay Clement'le yine görüşme bahanesiyle Papaz evine döndün. Open Subtitles ثم عدت إلى بيت الكاهن بزعم مقابلة السيد "كليمينت" مجدداً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more