"bahaneyle" - Translation from Turkish to Arabic

    • العذر
        
    • الأعذار
        
    Ona göre, Danny harika bir bahaneyle hayatımı paramparça etmek için geri geliyormuş. Open Subtitles داني هو العذر المثالي لها لها لتشق طريقها إلى حياتي الخاصة تعرفي؟
    Rachel, bu bahaneyle alâkalı değil bu, insanların gözünün içine bakıp bunun doğru olduğunu ikna edebilmemle alâkalı ve ben bunu yapamam. Open Subtitles الأمر ليس بخصوص العذر هو بخصوص ان انظر لهؤلاء الأشخاص في أعينهم انه صحيح
    Bu bahaneyle en azından bir araya geldik. Open Subtitles على الأقل قد تقابلنا بسبب هذا العذر
    Dağıtıcıda seni her zaman bir bahaneyle görmeye gelen deli kadınım ben. Open Subtitles تلك السيدة المهووسة التي تختلق الأعذار لتأتي إلى محطة البنزين لتري لأي مدي بلغت
    Eminim veterinere bir bahaneyle gidersen onunla konuşabilirsin. Open Subtitles حسناً .. أنا متأكدة أنه بإمكانك إختلاق بعض الأعذار لـ رؤيتها في العيادة
    Harley o bahaneyle seni aramamı istedi böylece kimse neden işe gitmediğimi merak etmeyecekti. Open Subtitles أجبرني (هارلي) على الاتصال بك واختلاق ذلك العذر كي لا يتساءل أحد عن سبب غيابي عن العمل لا.
    Evet! Yuva yıkan kadın olmalarını hep aynı bahaneyle meşrulaştırmaya çalışıyorlar. Open Subtitles إنهم دائما يأتون بهذه الأعذار للتبرير
    O herhangi bir bahaneyle beni görmeye geliyor. Open Subtitles " يختلق الأعذار لكي يأتي لرؤيتي "

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more