| Ve bana dokunmayı bırak ve bana o çılgın bakışını at. | Open Subtitles | و توقف عن لمسي و عن النظر لي بهذه النظرة المجنونة |
| Ön koltuktaki beyefendi arkadaşımın bakışını mükemmel bir şekilde taklit etti doğrusu. | TED | هناك رجلٌ يجلس امامي الآن ينظر إلي نفس النظرة |
| Bu bakışını tanırım. Çok gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيت هذه النظرة من قبل عدة مرات, اليس كذلك ؟ |
| Buradan kaçtın, biraz özgürlük senin dünyaya bakışını değiştirdi. | Open Subtitles | عندما تذهب بعيداً عن ذلك المكان, تذوق طعم الحرية يغير فيك نظرتك للعالم |
| Haydi dön arkanı, at şu buğulu bakışını ve yoluna devam et. | Open Subtitles | هيا بنا الآن، إرمقيني بتلك النظرة المتعالية وأكملي طريقك. |
| Sevmiyorsan da, bana... mezarlıktaki bakışını açıkla. | Open Subtitles | وإلا اشرحي لي تلك النظرة تلك النظرة التي رميتني بها في المقبرة |
| Bana bakışını tarif edemem. | Open Subtitles | لا أستطيع حتى أن أصف النظرة التي رمقني بها |
| Ha-ha-ha. bakışını görmen gerekirdi, bunun gibi bir şeydi: Ben bir eziğim. | Open Subtitles | كان يجب أن ترى النظرة المرتسمة على وجهك كانت مثل هذة: |
| ama onun o bakışını gördüm, gözlerindeki acıma duygusunu. | Open Subtitles | لكنني رأيت تلك النظرة في عينيها نظرة الشفقة |
| Başka oturacak yer yoktu, bu yüzden ürkütücü bakışını kes. | Open Subtitles | لا يوجد مكان آخر للجلوس, بإمكانك أن تنهي تلك النظرة المخيفة |
| Gözlerine bakarak şunu söyle eve kocanın son bakışını getirdim. | Open Subtitles | قل ذلك في عيونك بأنك أحظرت النظرة الأخيرة لزوجها |
| - Ne? Elimi sıkarken gözlerimin içine bakışını görmeliydin. | Open Subtitles | كان يجدر بك رؤية النظرة التي في عينيه حينما صافح يدايّ |
| Belli konularda onu sıkıştırdığımda bana şu bakışını atardı. | Open Subtitles | لو حاولت يوماً أن ألح على أمور معينة فتقوم بإعطائي تلك النظرة |
| Sürekli o bakışını yakalamak için bekliyorum ama yok. | Open Subtitles | لا أنفكّ أتوقّع تلك النظرة في عينك، و هي ليست هناك. |
| Yüzünde doğal bakışını korumaya çalışıyorsun ama gözün kaydığında boynuma bakıyorsun bacaklarıma ya da göğüslerime ve bunun nasıl olacağını merak ediyorsun. | Open Subtitles | تحافظ على نظرتك المحايدة جيداً ولكنني ألتقط حين تفلت منك السيطرة فأجدك تنظر إلى رقبتي |
| Senin bakışını yakalıyorum: konuş oğlum, beni ilgilendiriyorsun. | Open Subtitles | عندما لاحظتُ نظرتك التي تقول، "واصل الكلام يا صاح!" |
| O da bana baktı ve "Benimle oynayacak mısın" bakışını attı. | Open Subtitles | مثل .لاتفعل ثم نظر الى ونظر لى تلك النظره التى تقول هل ستلعب معى ام لا |
| Yanımda durduğun an bana bakışını seviyorum. | Open Subtitles | منذ اللحظة التي وقفت بها الى جانبي احببت طريقة نظراتك إالي |
| Çocuğumun bana merak dolu gözlerle bakışını hatırlıyorum. | Open Subtitles | أنا أتذكر طفلي الصغير وهو ينظر إلىّ ، عيونه مُمتلئة بالدهشة |
| Bu olay dünyanın kendisine olan bakışını kökten değiştirebilir. Kamuoyu bunu öğrendiğinde, verilecek tepkiyi hayal edebiliyor musunuz? | Open Subtitles | هذا ربّما يغير طريقة نظر العالم إلى نفسه تماماً، أتتخيلين كيف ستكون ردة فعل الناس حيال ذلك؟ |
| Hadi ama Leo Dayı, kadının sana bakışını gördüm. | Open Subtitles | بالله عليك يا خالي ليو، رأيت كيف ينظر النساء إليك. |
| O elbisenin içindeyken bana bakışını hatırlıyorum da... | Open Subtitles | انا اتذكر كيف كان ينظر لى فى هذا الفستان الاحمر |
| İnsanların ürünlere, şirketlere, insanlara bakışını değiştiririz. | Open Subtitles | نعمل على تغيير الطريقة التي ينظر بها الناس للمنتجات . و الشركات و لغيرهم من الناس حتى |