| Ben öleceğim. Öleceğim. Çocuklarıma kim bakacak. | Open Subtitles | سوف أموت سوف أموت قريباً, من سيعتني بطفلاي؟ |
| Sen ve annen, et için çapulculuğa çıktığınızda, ona kim bakacak? | Open Subtitles | لكن من سيعتني به عنما تخرجين أنتِ و أمكِ للغزو على اللحم؟ |
| Bana birşey olursa size bakacak birileri olacak. | Open Subtitles | وأعرف أنه إذا أصابني مكروه ستجدين من يعتني بك |
| Teyzem Marie ona sadece bir hafta bakacak ama hala dırdır ediyor. | Open Subtitles | أمي تعيش معي طوال السنة. عمتي يجب أن تعتني بها لإسبوع واحد |
| Ama eğer dinazorların ellerine bakacak olursanız mesela velociraptor'un pençeleri olan s.per fiyakalı bir eli olduğunu görürsünüz. | TED | ان نظرت الى ذراع الديناصور من فصيل فيلوسيرابتور والتي هي رائعة الشكل مع المخالب |
| Bayan Scarpula gelip çocuklara bakacak. Arabada buluşuruz. Peki. | Open Subtitles | ستأتي السيدة سكربولا هي ستعتني بالأولاد ، نلتقي في السيارة |
| Çok tatlı ve nazik biri. Kendisine bakacak birine ihtiyacı var. | Open Subtitles | إنه جذاب جدًا بالفعل كما أنه يحتاج لشخص ما ليعتني به |
| Sen gittiğinde bana kim bakacak... aşkım, benim kara meleğim? | Open Subtitles | من سيهتم بي يا حبيبي يا ملاكي بعد ان تذهب ؟ |
| Kim benim resmime bakacak? Ona bir kahve, lütfen. Merhaba. | Open Subtitles | من الذي سيريد ان ينظر الى لوحة لي ؟ مرحبا |
| Beş yıldır birlikteydik. Şimdi üçüzlere kim bakacak? | Open Subtitles | قضينا معاً 5 أعوام، من سيعتني الآن بالتوائم الـ3؟ |
| Biz hislerimiz hakkında konuşurken o da çocuğa bakacak. | Open Subtitles | لا يا حبيبتي هو سيعتني بالطفل بينما نتجاذب اطراف الحديث حول.. ,كما تعلمين.. |
| Kentten ayrıldıkları için hayvanlara bakacak kimse kalmıyor. | Open Subtitles | لأنهم سيرحلون وليس هناك من أحد سيعتني بها |
| Sebepsiz yere evden atıldığını söylüyor. Zavallı bir dul ve ona bakacak kimsesi yok. | Open Subtitles | إنها أرملة مسكينة و ليس لديها من يعتني بها |
| Zavallı bir dul ve ona bakacak kimsesi yok. | Open Subtitles | إنها أرمله مسكينة و ليس لديها من يعتني بها |
| Babanız size bakacak, Babanız size yem bulacak. | Open Subtitles | أبوكم هنا ليعتني بكم أبوكم الذي يعتني بكم |
| Çocuğa Olivia bakacaktı ama Olivia'nın kendine bakacak hali yoktu. | Open Subtitles | وكانت اوليفيا يجب أن تعتني به لكنها لم تعتني بنفسها |
| Ancak Çin, Vietnam ve eski Sovyet ülkelerine bakacak olursanız, burada işlerin daha karmaşık olduğunu görürsünüz. | TED | ولكنك لو نظرت للصين، لفيتنام ولعدد من دول الإتحاد السوفيتي السابق، ما يحدث هناك هو أكثر إشكالية. |
| Ona iyi bak derdim sana ama sanırım o, sana çok daha iyi bakacak. | Open Subtitles | كنت أود أن أقول أعتني بها لكن من الواضح أنها من ستعتني بك |
| Sen gittiğinde bana kim bakacak... aşkım, benim kara meleğim? | Open Subtitles | من سيهتم بي يا حبيبي يا ملاكي بعد ان تذهب ؟ |
| Ama o bakacak. Ben ona, senin bana baktığın gibi baktıracağım. | Open Subtitles | لكنه سيفعل.سأجعله ينظر لى مثلما تنظر إلى. |
| bakacak mısın yoksa çıkma mı teklif edeceksin? | Open Subtitles | ما الأمر؟ هل ستنظر إليها أو تواعدها للخروج؟ |
| Hareketin oldukça düzgün eğimine bakacak olursanız, aslında pek de düzgün olmadığını farkedersiniz. | Open Subtitles | لو نظرتم إلى منحنى الحركة السلس ذاك، ستلاحظون أنه ليس سلس في الواقع. |
| Görüşme sırasında o size aşağıdan bakacak. | Open Subtitles | على سبيل المثال رتبت لقاءكما بحيث سينظر نحوك لاعلي |
| Eğer bütün yangınlara bakacak olursak bir sürü misal bulabiliriz. | Open Subtitles | إن نظرنا في كلّ حريق منهم سنجد الكثير من الأنماط |
| Evet, en azından sığırlarına bakacak biri olacak. | Open Subtitles | حسنا، على الأقل سيكون لديك شخص ما للإعتناء بماشيتك |
| Ailemin beni ne kadar çok sevdiğini düşünmek güzel ama bana doğru düzgün bakacak imkanları yoktu. | Open Subtitles | احب ان اعتقد ان والداي احباني جدا لكن لم يكن لديهم السبل للعناية بي |
| Milyonlarca insan dünyaya içeri girmeden önce baktıklarından daha farklı bakacak. | TED | و الملايين سينظرون للعالم بطريقة مختلفة عن تلك التي كانت لديهم قبل دخولهم الغرفة |