| Ve aslında dedi ki-- Bir bakayım bu şey çalışıyor mu. | TED | وقال، في الواقع، دعوني أرى ما إذا كان يعمل هذا الشيء. |
| Sözüme inan. Şu kuponu kontrol et aptal! - Kupona bir bakayım. | Open Subtitles | ــ أنا أقول لك إفحص الورقة با مغفل ــ دعني أرى الورقة |
| Bir dakika burada bekleyin. bakayım cemaat merkezi açık mı? | Open Subtitles | انتظر لحظة هنا سأرى ما إذا كان النادي الاجتماعي مفتوحا |
| Ben yukarı çıkıp bir bakayım. Hasar fazla ise ben öderim. | Open Subtitles | سألقى نظرة هناك وأرى إذا كنت فقدت أيّ بلاط من السقف. |
| Kızlarıma bakayım. | Open Subtitles | من الجيد عودتك للبيت سيد مارش دعوني ارى فتياتي |
| Ne kadar bakarsam bakayım, burada yanlış giden bir şeyler var. | Open Subtitles | لا يهم كيف أنظر اليه لكن حصلت على شيء خاطئ هنا |
| İzin ver de bakayım. 1, 1, 1, 0, 1... | Open Subtitles | دعـني أرى , واحـد1 , واحـد1 ,واحـد1 , صـفر0 ,واحـد1 |
| - Önce bir şeye bakayım. - Önce ben bir şeye bakacağım. | Open Subtitles | أولاً دعينى أرى شيئ معين دعنى أنا أرى ما عندك فى البدايه |
| Pekâlâ, dur bakayım eğer nişanlımınsa onu tanırım. Lisedeyken bir motor kafayla çıkıyordun. | Open Subtitles | حسنا , دعني أرى إذا كنت أعرف خطيبتي واعدتي راكبي دراجات في الثانوية |
| bakayım biri size yardım edebilecek mi bu konuda. Özür dilerim. | Open Subtitles | دعني أرى إن كان بإستطاعتي إيجاد شخص ليساعدك في ذلك عفواً |
| Ben gidip şef ne yapıyor bir bakayım o zaman. | Open Subtitles | أفضل الذهاب حتى أرى عمل الطهاة هم على أستعداد مدهش |
| Ben bir gidip bakayım, sen de bu arada keyfine bak. | Open Subtitles | لماذا لا أذهب أنا لكي أرى وأنت يمكنك أن تريح نفسك |
| Ben gidip Nancy ve Mindy yardım çağırabilmiş mi bakayım. | Open Subtitles | أنا سأرى إذا عبرت نانسي وميندي إلى الحرس الوطني الجوي. |
| Telefon, internet ve seyahat kayıtlarıyla ilgili ne bulabiliyorum bir bakayım. | Open Subtitles | حسناَ سأرى ما يمكنني إيجاده في مدى هاتف الانترنت وسجلات السفر |
| Bırak da bakayım. Bak, olayların planladığımız gibi gerçekleşmediğinin farkındayım. | Open Subtitles | لنلق نظرة اصغ، أدري بأن الأمور لم تسير كما خططنا |
| Ofis çalışanı: Baharatlı nohut ezmesi?BM: Bi bakayım. | TED | موظف التوصيل: فلافل؟ بي أم: دعني القي نظرة. |
| Çevrede Alman yok, Teğmen. Bir de sokağa bakayım. | Open Subtitles | انا لم ارى ايا من الالمان بالمره , سيدى سوف اتفحص بالخارج |
| Neden böyle yapıyoruz? Çünkü yapmak zorundayız, bir seçim yapmalıyız, buraya mı bakayım yoksa oraya mı bakayım? | TED | لماذا نفعل ذلك؟ لأنه يجب علينا فعله.. يجب علينا أن نختار, هل أنظر هنا أو أنظر هناك؟ |
| En iyisi gidip kimse bacağımla ilgilenir mi diye bir bakayım. | Open Subtitles | سأذهب لأرى إن كان هناك شخص ما يساعدني في الإعتناء بقدمي |
| Bölge savcısının ofisini arayıp savcıda ne olduğuna bakayım mı? | Open Subtitles | ربما نتصل المدعى العام نرى ما لدى المدعى فى ملفه؟ |
| - Yakınlardaydım da bir uğrayıp oğullarımın nasıl geçindiklerine bakayım dedim. | Open Subtitles | لقد كنت في الحي وقلت أمر عليكم وأرى كم تقدم أبنائي |
| Gerekçeler listeme bir bakayım. -Evet, burada. | Open Subtitles | دعني أتحقق من قائمة الأسباب نعم ، موجود هنا |
| Ned'in mahallesinde bu silaha sahip biri olup olmadığına bakayım. | Open Subtitles | حسناً سأتفقد الحاسوب لأرى أي أحد في الحي يملك واحداً |
| Bekle biraz. Bir şeyi kontrol edeceğim. Eski görüntüye bir bakayım. | Open Subtitles | . تمهل ، دعني أتفقد شيئاً . دعني أتفقد الملقم القديم |
| Tamam, sen dolaba bak. Ben de yatağın altına bakayım. | Open Subtitles | حسناً , أنتِ إبحثي في الخزائن وأنا سأبحث تحت السرير |
| Ben çıkıp... Ben dışarı çıkıp bir bakayım. | Open Subtitles | أنا تواً سَأَخْرجُ للتحقق أَنا فَقَطْ سأتحقق بالخارج |
| Ofise bir bakayım hemen geleceğim ve o kalçaları açacağız. | Open Subtitles | سأذهب للمكتب و اعود حالاً سأرى الأمر و اعود لنرى ما يمكن فعله بهذه التعرجات |
| Yemek her şeyin ilacıdır. Hadi bakayım avcı suratını göster. | Open Subtitles | الطعام يصلح كل شيء حسنًا، أرني وجه الصيد الخاص بك |