Efendim, her yere baktık ama Çingene kızdan hiç iz yok. | Open Subtitles | سيجي,لقد بحثنا في كل مكان و ليس هناك اثر للفتاة الغجرية |
Efendim, her yere baktık ama Çingene kızdan hiç iz yok. | Open Subtitles | سيجي,لقد بحثنا في كل مكان و ليس هناك اثر للفتاة الغجرية |
Bir baktık, alarm verilmiş. Düdükler, sirenler, askerler koşuşturmaya ve kamyonlara doluşmaya başladı. | Open Subtitles | نظرنا إلى الأعلى، كان جهاز الإنذار قد انطلق صفير صفارات الإنذار، والجنود يتراكضون |
Bildiğimiz kadarıyla varlığından bile emin değiliz, ve her yere baktık. | Open Subtitles | غير متواجد بعد بقدر علمنا , لقد تحققنا من كل مكان |
Maymunlar, sürüngenler ve zürafaların evlerine baktık. | Open Subtitles | فتشنا منزل القرود، منازل الزواحف، منازل الزرافات |
Nabzına baktık. Neredeyse yok. Onu buradan götürmeliyiz yoksa onu kaybedeceğiz. | Open Subtitles | لقد تفقدنا من نبضه, هو بالكاد علي قيد الحياه يجب ان ننقله و الا سوف يموت |
Şunlara baktık; tam suça, kısmi suça, İsveç veya İskandinav modeli ve yasallaştırmaya ve tüm bunların nasıl zarar verdiğine. | TED | لذلك بحثنا في التجريم كاملا، تجريم بصفة جزئية، نموذج السويد أو لدول الشمال والتشريع، وكيف أنهم كلهم يسببون الضرر. |
Ve dolaşmaya başladık, tüm araba firmalarına baktık. | TED | لذا ذهبنا و بحثنا في كافة شركات السيارات |
Elimizden geldiği kadar baktık ama bulamadık. | Open Subtitles | إنه صعب ، لقد بحثنا لكن لم نتمكن من العثور عليهم. |
Her yere baktık, farkında mısın? Hep aptallık yapıyorsun, Julien! | Open Subtitles | لقد بحثنا في كل مكان أنت دائماً تمزح يا "جولين" |
Heryere baktık Hiç yolcu yok | Open Subtitles | نحن بحثنا كل المكان لا يوجد هناك اى مسافرين |
Yüksek ve düşük sosyoekonomik seviyedeki insanlara baktık ve onları iki durumda inceledik. | TED | الذي فعلناه هو أننا نظرنا إلى حالات الناس الاجتماعية والاقتصادية المتدنية والمرتفعة ونظرنا إليهم في حالتين |
Ve bu çeşit köprülere baktık ve kırılan bir şeyin güzel bir şey olduğunu hissetmekten kendimiz alamadık. | TED | و بعد ذلك نظرنا في هذه الأنواع من الجسور ولم تمنعنا من الشعور انه شيء جميل ينكسر. |
Üç şeye baktık: barış merkezleri, düzeltici adalet ve ekonomi merkezleri ve hareketli köyler. | TED | لقد نظرنا إلى ثلاث أشياء: مراكز صنع السلام، مراكز العدالة التجديدية والاقتصاد التجديدي والقُرى المنبثقة. |
Başkentteki tüm Rus restoranları mülkiyetine baktık ve bir tane bulduk. | Open Subtitles | تحققنا من سجلات الملكية لكل المطاعم الروسية بالعاصمة ووجدنا مطعماً واحداً |
Telefon kayıtlarını zaten inceledik ve kuru temizlemeciye de baktık. | Open Subtitles | أوه، إحزر ماذا؟ لقد تحققنا بالفعل من سجلات الهاتف وتحرينا عن المغسلة |
Tuvaletlere de baktık, 10 m. lik bir derinliğe kadar tüm alanı taradık. | Open Subtitles | حتى المراحيض الخارجية. فتشنا جميع الأرضيات حتى عمق 20 قدم. |
Kim olduklarına, doğum tarihlerine bile baktık ama belediyede bile kayıtları yok. | Open Subtitles | أجل، وقد تفقدنا حتى أماكن وتواريخ الميلاد وموظف البلدية لم يكن لديه سجل لهم |
Hep akıllı telefonlara tersten baktık. | TED | الآن، جميعنا قد تفحصنا الأجهزة الذكية من جميع الجهات. |
ve sınav salonundan çıktık, birbirimize baktık ve sorduk, " Nasıl geçti?" | TED | ونسير خارجين، ننظر الى بعضنا البعض ونقول: كيف ابليتم؟ |
Bu nedenle doğumdan hemen sonra DNA'ya baktık ve şu soruya yanıt aradık: Annenin bu değişikliğe neden olması mümkün mü? | TED | لذا فحصنا حمضها النووي في وقت مبكر بعد الولادة، لنرى إن كان من الممكن أن الأم تضع علامات. |
Tüm binalarına baktık. Sahip olduğu bir bina kaydı yok. | Open Subtitles | راجعنا جميع ممتلكاته وما من سجلّ على امتلاكه أيّ مبنى |
Ayrıca kemiklerin mikroyapısına da baktık. Burada Spinosaurus kemiklerinin iç yapısının çok sıkı ve aralıksız olduğu ortaya çıktı. | TED | وأيضًا ألقينا نظرة على البنية المجهرية الدقيقة للعظم، للهيكل الداخلي لعظام السبينوصور، وتبين لنا أنها غليظة جدا وصغيرة الحجم |
Atlara biz kendimiz baktık. Bakım parası için de onları çalıştırdık. | Open Subtitles | نحنُ اعتنينا بالخيول بأنفسنا نحن قمنا برعايتهم لتدفع لهم |
Son olarak da, Scartelli'nin mali bilgilerine baktık da. | Open Subtitles | اخراً وليسَ اخيراً "لقد سحبنا تمويل "سكارتيلي |
Müzede tren saatlerine baktık. | Open Subtitles | دقّقنَا جداول مواعيد القطاراتَ في المتحفِ. |
Çörek sarayına gittik, bardak boyama yaptık bulutlarda hayvan şekillerine baktık yağcılık müzesine gittik. | Open Subtitles | ذهبنا لمحل الدوناتس ورسمنا على الأكواب وبحثنا عن أشكال حيوانات في السحاب وذهبنا لمتحف الزبدة |
Orada oturup 20 dakika çiğneyip biten bir ilişki içinde birbirinize baktık. | Open Subtitles | جلسنا نمضغ لمدة 20 دقيقة نحدق ببعضنا البعض في علاقة منتهية |