Bu balmumu Poirot'ya, cinayette bir suç ortağı olduğunu da söyledi. | Open Subtitles | الشمع الذي أخبر بوارو إلى أن هناك شريكا في جريمة القتل |
Güneşe çok yakın uçtuğu için balmumu kanatları eridi ve öldü. | Open Subtitles | لقد طار قريباً من الشمس وجناحيه المصنوعة من الشمع ذابت، ومات |
Bu iki balmumu parçası kanıtlarla beraber torbanın içinden çıktı. | Open Subtitles | هذه القطع من الشمع وجدناها في الحقيبة مع بقية الأدلة |
Bu tamamen doğal, petrol ve zehirli madde içermeyen sörf tahtası balmumu. | Open Subtitles | كل هذ شمع طبيعي ، غير بترولي وغير سام خاص بركوب الامواج |
Ve o bıyıklarda herhalde o kadar çok balmumu vardır ki Madame Tussaud müzesini iki hafta idare eder. | Open Subtitles | وهذ الشارب يبدوا أن به شمع كاف ليجعل متحف الشمع يحتفظ به أسبوعين |
Bizi balmumu heykelleri sanıyorsan parasını ödemen gerek, biliyorsun. | Open Subtitles | إذا كنت تظنين أننا من الشمع فيجب أن تدفعي لنا |
balmumu heykeltıraşı ne zamandır ünlü biri sayılıyor? | Open Subtitles | منذ متى كان فنان الشمع مشهور هكذا لا أعلم .. |
Eve dönerken belki balmumu müzesine uğrarız diye düşündüm. | Open Subtitles | كنت أفكر في طريقنا للبيت ربما يمكننا المرور على متحف الشمع |
Şu balmumu gösterisini yapan Bayanda var ve eminim yatağının altındaki kutuda saklıyor ve odasını yangın korkusu yüzünden kilitlemiyor... | Open Subtitles | إذا كانت السيدة التي تمتلك معرض الشمع تملك المال و تحتفظ به كما أعتقد في صندوق , تحت سريرها |
İşte, bilirsiniz, hemen hemen balmumu dökümü gibi. | Open Subtitles | انظر، إنها مثل صب الشمع تقريباً كما ترى. |
New York ağustosta, devasa, eriyen bir balmumu müzesi gibi. | Open Subtitles | نيويورك في شهر أغسطس.. إنها كـ متحفُ كبير من الشمع الذائب |
Tüylerini tutan balmumu güneş yüzünden erimişti. | Open Subtitles | و الشمع الذي كان يلصق الريش معاً ذاب بسبب أشعة الشمس |
Aynı zamanda balmumu erzak listesi ve Dr. John Bartram'a ait olan Fransız toprağı örnekleri alınmış. | Open Subtitles | وهم أيضاً أخذوا الشمع من القوائم المعروضة وعينات من التربة الفرنسية التي تُنسب إلى الدكتور جون بارترام |
Bu gece balmumu yere gideceğim, gelmek istersen gel. | Open Subtitles | سأذهب إلى محل الشمع الرائع الليلة إذا أردت القدوم معي |
Yo, aşağıda ünlü film canavarlarının balmumu müzesi var. | Open Subtitles | يوجد بالأسفل متحف شمع لأشهر وحوش الأفلام السينمائية |
Harriet Tubman'ın Gwyneth Paltrow'yu yaptığı balmumu heykeline... 30 bin dolar harcadığını biliyor musun? | Open Subtitles | أتعلم بأنه صرف 30 ألف دولار على منحوتة شمع لهاريت توبمان تعاشر قوينيث بالترو؟ |
Beyaz balmumu. Tıbbi işlem için parlak ışık lazım. | Open Subtitles | شمع أبيض ,أحتاج لإضاء عالية لعملية جراحية |
Sesin kesiliyor. balmumu ve beyazlatılmış keten tohumu yağı buldum, hem onbaşı Lozada'nın vücudunda, hem de... | Open Subtitles | لقد وجدت آثار من شمع العسل و مبيض زيت بذر الكتان |
Birileri balmumu heykel gibi orada dikilmese iyiydi. | Open Subtitles | أو ربما إذا سيتوقف شخص ما عن الوقوف هكذا كتمثال شمعي |
balmumu sıvısını almıyorsun, değil mi? | Open Subtitles | انتي لا تنفخ لتحنيط السائل, صحيح؟ |
Daha ziyade Korku Odası'ndaki balmumu heykeller hoşuma gidiyor. | Open Subtitles | أعتقد أني أفضل التماثيل الشمعية بحجرة الرعب |
Arılar balmumu bırakır, bilmiyor musun? Hem bir böcek kullanıcısısın. Hem de bunu bilmiyorsun? | Open Subtitles | أنت تستعمل الحشرات، رغم ذلك لاتعرف صناعة شرانق النحل؟ |