bana öyle geliyor ki bunların bir çoğunu körükleyen onlar oldu. | TED | يبدو لي أن ذلك كان هو الدافع وراء الكثير من هذا. |
bana öyle geliyor ki, sadece bu bile işinden gurur duymanı sağlamalıdır. | Open Subtitles | يبدو لي مثل، ذالك لوحده سيختلق تأخذ على فخر أكثر في عملك. |
bana öyle geliyor ki arabanın plakası görüntülerde yok veya gizlediler. | Open Subtitles | يبدو لى أنه لا يوجد أرقام على الاطلاق أو أنها مغطاه |
Ve bana öyle geliyor ki savaştan sonra çığ gibi büyümeye başlayan seks ve kötü alışkanlık düşkünlüğünün sebebi,.. | Open Subtitles | لكن يبدو لى أن هذه الموجة من رذيلة الجنس الزائدة التى تجتاح العالم منذ الحرب |
Pekala. bana öyle geliyor ki, özür dilemeyeceksiniz, bu bir. | Open Subtitles | حسنا, يبدو الأمر لي و كأنه رقم واحد, بأنكم لن تعتذرون |
bana öyle geliyor ki, konuşma dili bir taraftaki bu zengin ve çok boyutlu düşüncelerin, diğer taraftaki konuşma hâline dönüştürülebilmesi için beyin tarafından icat edilmiştir. | TED | تبدو لي اللغات وكأنها ابتكار للدماغ لتحويل هذه الأفكار الغنية والمتعددة الأبعاد في كفة إلى محادثة في كفة أخرى. |
bana öyle geliyor ki o da senden hiç hoşlanmıyor. | Open Subtitles | شيئ ما يخبرني بأنك لا تعجبه كذلك |
bana öyle geliyor ki buradaki vazifemiz her zamankinden daha acil. | Open Subtitles | يبدوا لي أن مهمتنا هنا ملحة أكثر من اي وقت مضى. |
bana öyle geliyor ki; bütün hayatımız eksiksiz olsun diye çabalıyoruz. | Open Subtitles | على ما يبدو لي اننا جميعاً نكافح خلال حياتنا لنجعلها مكتملة |
Çünkü bana öyle geliyor ki sadece ateşle oynamıyor cehennem ateşine giriyor gibisin. | Open Subtitles | لأنه يبدو لي أنك لا تلعبين بالنار فحسب، بل تخطين إلى جحيم مستعرّ. |
CA: bana öyle geliyor ki nereye dönsen, sana ara sıra zorluk çıkaran insanlarla karşı karşıya geliyorsun. | TED | س أ: يبدو لي ، في كل مكان لكم أذهب إليه، تواجه أناسا تعطيك في بعض الأحيان أوقاتا عصيبة. |
bana öyle geliyor ki hepimiz yanlış yöne yöneltilmişiz. | TED | يبدو لي اننا جميعا موجهون الى الاتجاه الخاطئ. |
Belki önyargılıyım ama, bana öyle geliyor ki Suzy cana yakın genç bir bayan oldu. | Open Subtitles | من المحتمل أنا مضر، لكنه يبدو لي الذي سوزي لطيفة جدا الشابة. |
Yine de bana öyle geliyor ki... her kim beraber bir ömür harcarsa harcasın bizim o kısa anlarda yaşadığımızdan daha fazlasını yaşayamazdı. | Open Subtitles | يبدو لى ان الذين بقوا مدى الحياة معا لم يحصلوا على ما حصلنا عليه |
bana öyle geliyor ki, senin tek yaptığın süslenip partilerde sarhoş olmak. | Open Subtitles | يبدو لى أن كل ما تفلينه هو. أن تتزينى و تسكرى فى الحفلات |
bana öyle geliyor ki, kardeşin suçu üzerine yıkmış. | Open Subtitles | يبدو لى ان اخيك نوعاً ما تركك تحمل الحقيبة |
bana öyle geliyor ki birbirinizden haberdar olmak için bunu Oliver'a soruyorsunuz. | Open Subtitles | يبدو الأمر لي أنكما تسألان أوليفر لأن يُخبِر عن بعضكما البعض |
bana öyle geliyor ki, sen ve eski karın bu konularda biraz ensek davranıyorunuz. | Open Subtitles | يبدو الأمر لي وكأنه أنت وزوجتك السابقة مُتراخين حيال ما يحدث |
bana öyle geliyor ki, gerçekten tek bunun için mücadele etmek değerli. | Open Subtitles | تبدو لي كانها اشياء تستحق الكفاح من اجلها |
bana öyle geliyor ki adamları da onu sevmiyorlar. | Open Subtitles | شيئ ما يخبرني بأن رفاقه لا يحبونه أيضا |
bana öyle geliyor ki, adamlarınız etrafta dolaşıp, yerinde sayıyor. | Open Subtitles | يبدوا لي أنكم الرجال الذين تقفون في الوقت المناسب |
bana öyle geliyor ki aslında iki tür kapitalizm var. | TED | ويبدو لي أننا نملك نوعين من الرأسمالية. |
bana öyle geliyor ki, beni kurtaran hep sen oluyorsun. | Open Subtitles | يَبْدو لي نوعا ما بأنّك الوحيدة التي دائماً تهْبُّ لانقاذي |
bana öyle geliyor ki, ben buraya, gemiyi tekrar ele geçirme fırsatı için getirdiniz. | Open Subtitles | يبدو إلي أنكِ أحضرتيني إلى هنا لتكتشفي طريقة لإستعادة السفينة |