Baba, açıklamak istiyorum. Dünyayı görmek isteyen genç bir kadındım, ve bu adam bana gösterdi. | Open Subtitles | كنت امرأة يافعة تريد رؤية العالم وهذا الرجل اللطيف أراني ذلك |
Tutuklandıktan sonra, Dedektif Rodriguez web sitesine yazdıklarını bana gösterdi. | Open Subtitles | بعدما تم توقيفه , الحقق رودريغيز أراني الأشياء التي تم وضعها على ذلك الموقع |
Sizden adam istediğinde ona yazdığınız mektubu bana gösterdi. | Open Subtitles | أراني الحرف الذي كتب له عندما التماسا للرجال. |
..ne kadar iyi olduğumuzu göstermek istedim.. ..onun yerine, o bana gösterdi ne kadar iyi olduğunuzu.. | Open Subtitles | كم نحن رائعون معاً، وبدلاً من ذلك هي من أرتني روعتكما معاً |
Cornell tüm kanıtları bana gösterdi. | Open Subtitles | أحضرتني إلى القسم و أرتني كل الأدلة كورنيل |
Sonra bir gün bana gösterdi ve büyük bir yıldızın serayo ile ilgilendiğini söyledi. -Yapabileceğimi sordu? | Open Subtitles | وقال إذا حظى بنجم مميز للغاية، هل سوف أنتج الفيلم؟ |
Jenkins kedinin cesedini bana gösterdi ve ben kendim de küçük kedimin gerdanlığını | Open Subtitles | جينكنز أرانى جثة القط, وانا بنفسى رأيت طوق القط |
- Bilmiyorsan, senin çıplak fotoğraflarını bana gösterdi. - Hadi oradan! | Open Subtitles | ــ أراني مرة صوراً عارية لكِ ــ هراء |
Yeteneğimin doğru ve güzel yanlarını bana gösterdi. | Open Subtitles | لقد أراني ما هو صالح وحقيقي في قدرتي |
Cody'yle Astor, hâlâ bazı şeylere önem verdiğimi bana gösterdi. | Open Subtitles | "أراني (كودي) و(أستور) أنه لا يزال بوسعي الاهتمام بشيء ما" |
Hatta bir not yazıp bana gösterdi. | Open Subtitles | حتى أنه كَتب مذكرات و أراني إياها |
Bana verildi. Depo bana gösterdi. | Open Subtitles | كلا، بل أُعطي لي، أراني إيّاه المستودع. |
Hiçbir şey yapmadı Iris. bana gösterdi. | Open Subtitles | لم يفعل بي شيء، ولكن ما أراني إياه |
Yüce Tanrımız sizin vasıtanızla hakiki elçinin ben olduğunu bana gösterdi. | Open Subtitles | والربّ أراني ذلك إنّي النبي الحقيقي |
-Ve partide onları bana gösterdi. -Ne? | Open Subtitles | ولقد أرتني ثدييها في الحفلة |
Kida bana gösterdi. | Open Subtitles | .كيدا أرتني كيف |
Matt: Onlar iyi şeyler tutmak nerede olduğunu Nora bana gösterdi. | Open Subtitles | إذًا (نورا) أرتني أين يحتفظون بالأصناف الفاخرة. |
Sonra bir gün bana gösterdi ve büyük bir yıldızın serayo ile ilgilendiğini söyledi. -Yapabileceğimi sordu? | Open Subtitles | وقال إذا حظى بنجم مميز للغاية، هل سوف أنتج الفيلم؟ |
Gazeteci bana gösterdi ve okudu bana! | Open Subtitles | بائع الصحف أرانى إياها و قرأها لى |
Geldiğini gördüm, birtanem. Ay bana gösterdi. | Open Subtitles | لقد رأيتك آتياً القمر أرانى هذا |