bana söylediği gibi 17. güzergâhtaki eski fırın fabrikasına gittim. | Open Subtitles | لقد ذهبت الى طاحونة الطباخ القديمة على الطريق 17, كما أخبرني |
Cameron kendisine güvenmeni söyledi mi bana söylediği gibi? | Open Subtitles | هل أخبركِ كاميرون أن تثقي به كما أخبرني ؟ |
Sutherland'ın bana söylediği gibi, bu makaleyi anladık ve 'İşte budur' dedik. | TED | كما أخبرني "سثرلاند"، وصلنا إلى تلك المادة، وقال، "هذا كل ما في الأمر." |
O keşke benim erkek arkadaşım olsa ve birbirimize aşık olup "sekscilik" oynasak tıpkı Katherine Ramsay'in bisiklet barakasının arkasında bana söylediği gibi. | Open Subtitles | ليته يكون صديقي ونتحاب ونمارس المعاشرة (كما أخبرتني (كاثرين رمزي وراء مخزن الدراجات |
Kızım Casey'nin bir zamanlar bana söylediği gibi. | Open Subtitles | كما أخبرتني ابنتي (كايسي) مرة... |
Kardeşimin bir zamanlar bana söylediği gibi... | Open Subtitles | كما أخبرني أخي عنها في ذلك الوقت |
bana söylediği gibi en iyi TV'de izledim Şehir köy Aşağı "serisi seviyor" | Open Subtitles | يحبمسلسل"قريةالداونتاون " أفضل ما يشاهده على التلفاز كما أخبرني |
Yani bana söylediği gibi beş para etmez biri değildim. | Open Subtitles | ليس قطعة فاسدة كما أخبرني |
Gil, selefimin bana söylediği gibi makama ve madalyona saygı göster. | Open Subtitles | (كما أخبرني سلفي من قبل يا (جيل احترم المكتب , و احترم الميدالية |