"bana zarar" - Translation from Turkish to Arabic

    • تؤذني
        
    • تؤذيني
        
    • إيذائي
        
    • يؤذيني
        
    • أذيتي
        
    • يؤذني
        
    • لتؤذيني
        
    • أنقذنى
        
    • إيذائى
        
    • لي الأذى
        
    • بأذيتي
        
    • آذوني
        
    • يؤذوني
        
    • يؤذونني
        
    • يؤذونى
        
    bana zarar vermeyin, olur mu? Çocuklarım ve bir kedim var. Open Subtitles لا تؤذني يا سيدي لدي أطفال في المنزل و لدي قط
    Yakalanacağımı biliyordum. Yeter ki bana zarar verme Batman. Open Subtitles علمت بأنه سيتم القبض علي فقط لا تؤذني يا باتمان
    Tamam, tamam. Ne zaman ne istersen yapacağım. Sadece bana zarar verme lütfen. Open Subtitles حسناً ، حسناً ، سأفعل أي شيء تريده في أي وقت تريده فقط لا تؤذيني ، أرجوك
    Taşlar ve sopalar kemiklerimi kırabilir ama isimler bana zarar vermez. Open Subtitles العصي والحجارة ستكسر عظامي ولكن الاسماء لن تؤذيني ابدا.
    Eğer bunu kabul edemeyeceksen ve bu kararımdan dolayı bana zarar vereceksen. Open Subtitles وإذا كنتِ لا تستطيعي تقبل ذلك وإذا كنتِ تريدين إيذائي لرفضي لكِ
    Beni terkettiğinde asla bana zarar vermek istememiş, söylediğine göre. Open Subtitles قال لي عندما هجرني أنّه لمْ يكن يُريد أن يؤذيني.
    Yakalanacağımı biliyordum. Yeter ki bana zarar verme Batman. Open Subtitles علمت بأنه سيتم القبض علي فقط لا تؤذني يا باتمان
    Lütfe yapma, yapma, yalvarırım bana zarar verme. Open Subtitles أرجوك لا، لا، لا. أرجوك لا تؤذني أرجوك إنني أتوسل إليك.
    Babama ve anneme zarar verdi. Lütfen bana zarar verme. Open Subtitles لقد آذى أبي و أمي من فضلك لا تؤذني
    Lütfen bana zarar verme. Ne istersen anlatacağım. Open Subtitles من فضلك لا تؤذني سأخبرك بكل شيءٍ تريده
    Asla bir anlığına dahi olsa bana zarar vermek isteyeceğini düşünmedim. Open Subtitles لم أعتقد للحظة أنكِ كنتِ تقصدين أن تؤذيني
    bana zarar vermeyeceksin, çünkü başka bir yolu var, Ke'ra. Open Subtitles لن تؤذيني يا كيرا , لان هناك طريقة أخرى .
    "Lütfen bana zarar verme bebeğim." Tanıdığı biriyle konuşuyor gibi. Open Subtitles أرجوك لا تؤذيني يا محبوبي يبدوا أنها تتحدث مع شخص تعرفه
    Ama beni bu kadar seviyorsan, neden hep bana zarar vermeye çalıştın? Open Subtitles ولكن اذا احببتني كثيراً فلماذا تحاول ان تؤذيني ؟
    Ama onlar sana ve bana zarar verirler. Şunu tut! Open Subtitles لكنهم لا يمانعون في إيذائك و إيذائي أمسكي بهذه العارضة
    bana zarar veremezler, Avusturya Büyükelçiliği bunu burunlarından getirir. Open Subtitles أنهم لا يستطيعون إيذائي السفارة النمساوية ستنظر بذلك
    Charles kötüymüş bana zarar vermek istedi. Open Subtitles لقد كنت محقا باركلي، تشارلز سيء، لقد حاول أن يؤذيني.
    Birinin bana zarar vermek için... onları incitebileceğini hiç düşünmedim. Open Subtitles لم أحلم يوماً بأن يحاول أحد أذيتي عن طريق إيذائهم
    Ve beni her zaman koruyup kollayacağını, kimsenin bana zarar vermemesini sağlayacağını biliyorum. Open Subtitles وأعرف أنّك دائماً ستهتمين بي وتحميني وأن لا يؤذني أحد أبداً.
    bana zarar vermek için yapabileceğin hiçbir şey yok, çocuğum. Open Subtitles ليس هناك شيء يمكنك عمله لتؤذيني يا طفلتي
    Canavar olmamın sebebi sensin, baba. Lütfen bana zarar vermeyin. Hatalıyım. Open Subtitles لقد أصبحت وحشاً بسببك ، والدى أنقذنى ، لقد أخطأت
    Şimdi bana zarar vermeye niyetin olmadığını göster bana yardım etmelisin. Open Subtitles الأن لترينى أنك لم تقصدى إيذائى يجب أن تساعدينى
    bana zarar verdiklerini bilmelerini istiyorum. Open Subtitles كل ما أريده هو أن يشعروا بأنهم سببوا لي الأذى
    bana zarar vermek isteyenlerin, kafasını karıştır ve onları bu yoldan geri döndür. Open Subtitles دعهم يعودون للحيرة، أولئك الذي يرغبون بأذيتي.
    bana zarar verenlerden daha fazlası bana yardım etmeye çalıştı Jon. Open Subtitles اكثر من الناس الذين حاولوا مساعدتي، يا جون من الذين آذوني
    bana zarar vermeye çalışan insanlar hakkında her zaman haklıyımdır. Open Subtitles أنا دائماً محق حين يتعلق الأمر بأناس يحاولون أن يؤذوني
    Merak etmeyin, bana zarar vermeyecekler. Open Subtitles لا تخافو من شيئ لن يؤذونني
    bana zarar vermek isteyen insanlar var. Open Subtitles هناك أشخاص يريدون أن يؤذونى

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more