"barışa" - Translation from Turkish to Arabic

    • السلام
        
    • للسلام
        
    • سلام
        
    • بالسلام
        
    Savaşın parçaladığı Libya'nın barışa ulaşmak için umutsuzca ihtiyacı olan idealler bunlar olmalı. TED هذة هي المثل التي مزقتها الحرب في ليبيا في حاجة ماسة لتحقيق السلام.
    Dünyanın uzun süredir kesintisiz bir barışa sahip olduğunu söylemiyorum. Open Subtitles لا أقول بأنّ العالم في تلك الفترة المتواصله من السلام
    Bu nedenle yatırımımızı gelişmekte olan ülkelerin, barışa içtenlikle bağlı, ileri görüşlü, becerikli ve azimli liderlerine yapmalıyız. TED لذلك .. علينا ان نستثمر بتطوير القادة المحلين وان نجعلهم يمتلكون المهارة والرؤية والعزيمة لجلب السلام
    Bir arkadaşım bana bunun barışa ulaşmada yardımı olacağını söylemişti. Open Subtitles لقد قمت بتأليف اغنية ، واعتقد انها الحل المناسب للسلام
    Haydi artık, insanlar barışa hazır değil diyemezsiniz. TED هيا، لا تقولوا لي أن الناس ليسوا على استعداد للسلام هناك.
    Benim Asya birliği dediğim, Güneydoğu Asya ulusları arasında bir barışa doğru evriliyor. TED إنها تتطور إلى ما أسميه باكس آسيانا، سلام بين دول جنوب شرق آسيا.
    Bizim barışa itiyacımız var ve liderlerimiz de barış sağlanmadan vazgeçmeyeceğimizi bilmeliler. TED نحن نحتاج الى السلام. نحتاج أن يعلم حكامنا اننا لن نهدأ حتى يعم السلام.
    Arka saflarda başlayan devrim diplomatları barışa zorlarken, ordu cephede savaşmaktadır. Open Subtitles إندلعت الثورة والساسة إلتمسوا السلام بينما واصل جيش تومينيا الكفاح
    Bu kadar kızgn ve nefret dolu bir adam böyle bir adam, barışa rehberlik edebilir mi? Open Subtitles هل يمكن لرجل ولدت أفكاره فى الغضب و الكراهية أن يقودنا إلى السلام
    Mareşale vereceğiniz her bir oy, barışa, refaha, adalete ve düzene verilmiş bir oydur. Open Subtitles التصويت لصالح المارشال تصوت لصالح السلام .لصالح الإزدهار، القانون و النظام
    Mareşale vereceğiniz her bir oy barışa, refaha, adalete ve düzene verilmiş oydur. Open Subtitles فوزه سيعني السلام الإزدهار، القانون و النظام
    İnsanoğlu, ıstırabı neşeye kavga-dövüşü de barışa tercih ediyor. Open Subtitles لا يعيش الانسان من أجل الفرح بل من أجل الأحزان وليس من أجل السلام بل من أجل المعاناة
    Dua ederek, yeryüzündeki barışa içiyorum. Open Subtitles أود أن أتلو صلاة وأشرب نخب السلام العالمي.
    Elim kalbime koyuyor ve ilan ediyorum ki Almanya'nın barışa ihtiyacı var ve tek dileği de barış. Open Subtitles و يدي على قلبي أعلن أن ألمانيا بحاجه إلى السلام و ترغب فقط في السلام
    Bana barışa giden yolun tepkiden değil etkiden geçtiğini öğretmişti. Open Subtitles علمتني الطريق الناجح الي السلام المبني علي سياسه الفعل و ليس رد الفعل
    Çatışma ve barışa yönelik birçok tehdit bulunmakta. TED هناك العديد من التهديدات للسلام والنزاع.
    Hunlar ve Romalılar arasındaki barışa içiyorum. Open Subtitles لهذا أن أشرب، للسلام بين الهون والرومان.
    Bazıları, Apophis gibi, büyük krallardır ve tanrıları olarak pekçok dünyaya hükmederler, ama onların barışa ihtiyacı yoktur. Open Subtitles البعض ، مثل أبوفيس هم قادة كبار و يحكمون عوالم عديدة كآلهة لها و لكنهم ليسوا في حاجة للسلام
    Her gün umuyorum ki politikacılar, diplomatlar, kalkındırma çalışanları çatışmayı barışa ve tehdidi umuda dönüştürebilirler. TED كل يوم أأمل أن السياسيين والدبلوماسيين والعاملون في التنمية أن يتمكنوا من تحويل الحرب الى سلام والخطر الى أمل
    Fedakarlığımıza uygun bir barışa ulaşmanın tek yolu budur. Open Subtitles هو الوسيلة الوحيدة للوصول إلى سلام مُلائم لتضحياتها
    2007'de, eski düşmanlar Muhalif Birlikçi ve Cumhuriyetçi liderler ilk defa yüz yüze geldiler ve politik güç paylaşımına ve barışa olan bağlılıklarını dile getirdiler. Open Subtitles في عام 2007 , القادة المتعارضون لـ الإتحاديين و الجمهوريين , أعداء تاريخيين. جلسوا وجهاً لوجه لأول مرة و أصدروا إلتزامهم بالسلام ومشاركة القوة السياسية.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more