"bardakta" - Translation from Turkish to Arabic

    • كوب
        
    • الكوب
        
    • أكواب
        
    • في الكأس
        
    • كوبٍ
        
    • قدح
        
    • الأكواب
        
    Cappuccinomu köpük bardakta alayım o zaman. Open Subtitles الأفضل أن تحضري لي الكابتشينو في كوب غير قابل للكسر إذن
    Portakal özü. Ayrı bardakta ekstra köpük. Open Subtitles ها ، واريد عصير البرتقال والرغوة الزائدة اريدها في كوب منفصل
    Bir bardakta okumuştum. Hiç unutmadım. Open Subtitles قرأت هذه المعلومة على كوب ذات مرة ولم أنساها أبداً
    bardakta gördüğüm yüz, sizin değildi, Ekselansları. Open Subtitles المحيا الذي رأيته في الكوب لم يكن محياكم ، سموكم
    Minoli Ve Russo , buzlu ... ..karışmış ama çırpılmamış ve limonlu.... ...soğutulmuş ama donmamış bardakta.. Open Subtitles سوف نحصل على مانولى جاف و روسوس على الأحجار ممزوجين, ليسوا معضوضين مع ليمون فى أكواب مبردة و ليست مثلجة
    bardakta böcek yok. Open Subtitles لا يوجد حشرات في الكأس ولابد أنها سكبت من زجاجة مختلفة
    Yani topluluğun başı derde girer diye bir de plastik bardakta. Open Subtitles اقصد، إنها حتى في كوبٍ للخارج فقط في حالةٍ كانت الدائرة في مشكلة
    Bana karakolda benzer bir bardakta çay teklif etmiştin. Open Subtitles لقد عرظتوا علي الشاي في قدح مشابه في مركز ابشرطة
    Savaş-karşıtı kankalarım sayesinde, bir ay boyunca her bardakta olacak. Open Subtitles سيظل هذا على كل الأكواب لشهر تحية للمعارضين للحرب
    - Yemekle birlikte bir bardakta anlaşmıştık, oylama bile yaptık. Open Subtitles نعم ، إتفقنا على إحتساء كوب واحد على الغداء لقد صوتنا على هذا
    bardakta ya da kasede biraz çorba alabilir miyim? Open Subtitles هل يمكن ان احصل على الحساء فى كوب او وعاء
    "Caroline", hafif buzlanmış bardakta servis edilen bir limon likörüdür. Open Subtitles "مشروب الكارولين" هو ليمون مسكر فى كوب فاتر بعض الشيء
    Ama yabancı ağızdan yerel dili dinlemek bardakta tangırdayan çakıla benziyor. Open Subtitles يبدو مثل صوت حصاة في كوب عفوا! لغتي الهندية جيدة جدا
    Yeşil, güzel bir bardakta olsa iyi olur. Open Subtitles ومن الأفضل أن يكون أخضر، الحلو وفي كوب متعة.
    -Buzsuz, susuz ve uzun bardakta. Open Subtitles انا ساقول لا ثلج ولا ماء وفى كوب طويل
    Buz ve su olmasın Büyük bardakta Open Subtitles انا ساقول لا ثلج ولا ماء وفى كوب طويل
    Ben büyük bardakta severim bazen. Open Subtitles .. السبب أني .. أحب، الكوب الكبير أحيانن
    Kağıt bardakta parmak izini bulduk. Open Subtitles هل قتل Q.T. التشويش. ونجحنا الطباعة خارج الكوب الورقي.
    Diğer bardakta farklı parmak izleri vardı. Open Subtitles هناك بصمات مُختلفة على الكوب الآخر.
    Gerçekten kâğıttan bardakta şampanya içilmemeli. Open Subtitles أنت حقاً لا يجب أن تشرب الشمبانيا في أكواب ورقية
    Topu havaya atın,bardakta yakalayın,bardaktan dışarı atın, havaya atın ve bardakla tekrar yakalayın. Open Subtitles إرميالكرة،وادخلهافيالكأس تخلصمنهاخارجالكأسبرميها ثم ادخلها في الكأس ثانية
    Yolda içmelik bardakta. Open Subtitles إنه في كوبٍ هش من الألياف
    Lale şeklindeki bardakta sıcak kanyak. Evet ya. Open Subtitles كونياك دافيء في قدح على شكل زهرة الخزامي
    Özel bir kahveye para saydığın zaman onu karton bardakta servis edip mahvetmek istemezsin değil mi? Open Subtitles حينما أنفقنا المال على قهوة العقار الخاص لم تخربها بتخدمتك لها في خزانة الأكواب أتعلم ؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more