"bastırmak" - Translation from Turkish to Arabic

• لقمع
• قمع
• يقمع
• كبح
• لسحق
• لإخماد

Böylece ben ne zaman yaratıcılığa baksam aynı zamanda onun hayattaki her şeyde baktığım çağrıştırmaları bastırmak için kullandığım bu duygu veya yetmezlik olduğunu düşünürüm.
ولهذ عندما انظر للابداعية انا ايضا افكر انها هذا الحس او عدم القدرة لقمع نظرتي في علاقات أي شئ في الحياة تحديداً.

Otoriter rejimlerde bu tür düzenlemeler azınlık görüşlerini bastırmak ve baskının kapsamını genişletmek amacıyla kullanılabilir.
وفي الأنظمة الاستبدادية، يمكن استخدام هذه الأنواع من السياسات لقمع آراء الأقليات ومواصلة كبحها.

Diğer pedofililerden habersiz şekilde onlar kâbul edilemez bu arzularını bastırmak zorundalardı.
كونهم منعزلين جغرافيا عن اشباههم الغلمانيين يجبرهم على قمع رغباتهم المرفوضة اجتماعيا

Bir kez daha bir kabile liderinin ayaklanmasını bastırmak için kiralandım.
استاجرت للمساعدة في قمع التمرد للزعيم العشائري الاخر

Evet, tüm o sıcak tavırlar bağışıklık sistemimi bastırmak içindi.
أجل، كل ذاك الهواء الساخن كان يقمع نظام المناعة لديّ

Kendine özgü bir çok kabiliyetin var ama bunlardan hiçbiri su yüzüne çıkmış duyguları bastırmak değil.
أنت تعلم أن لديك قدرات مهمّة تحت تصرفك، لكن كبح مشاعر تريد الظهور، ليست واحدة منها بالتأكيد.

30.000 Avustralyalının isyanı bastırmak için gizlice Burun'a gönderilmesini emretti.
أمر 30 ألف جندي استرالي سراً بالانتقال لمنطقة القرن الأفريقي لسحق التمرد

Moskova, protestoları bastırmak adına başlıca Doğu Avrupalı Komünistlerin mahkemelerinin gösterilmesi emrini verdi.
لقمع الإحتجاجات، أمرت موسكو بمحاكمات صورية لقياديّ أوروبا الشرقية الشيوعيين

Romanya'da sivil savaşı bastırmak için NATO mücadelesi devam ediyor.
في رومانيا إحتلال منظمة حلف شمال الأطلسي يَستمر في محاولة لقمع الحرب الأهلية المتزايدة

Bunun farkındayız. Vahşi doğamızı bastırmak için çok şey yaptık.
ندرك هذا، وقد عملنا كثيرا لقمع طبيعتنا العنيفة،

Muhalefeti bastırmak için son derece agresif yöntemlere ihtiyaç vardı.
تم إقرار معايير شديدة العنف لقمع المعارضة

Hızlı davranmanın en iyisi olduğuna onları ikna ettim yatırımcılar arasındaki korkuyu bastırmak ve devamlıIık için herkes aynı fikirde oldu ki Geiss ailesinin elleri dümende kalmalı.
لقد أقنعتهم بضرورة سرعة التصرف، لقمع أي مخاوف بين المستثمرين، ووافقني الجميع من أجل الاستمرارية

"Güney'in barbarları bastırmak için 6000 askere ihtiyacı var."
قطاع الجنوب بحاجة لـ6 الآف جندي لقمع البربر.

Seksi bastırmak kekelemeye sebep olabilir mi?
هل قمع الجنس يؤدي إلى التـأتـه؟

Başkan'ın, bu olayları bastırmak için bir girişimi var mı?
هل يتبع الرئيس سياسة في قمع المعارضين؟

Bu anıları bastırmak bir tür savunma mekanizması.
قمع تلك الذكريات هي ألية دفاعية

Anıları bastırmak çoğu evlatlık çocuğun savunma mekanizmasıdır.
-أجل قمع الذكريات هي آلية نسخ لكثير من أبناء التبني

İmparator bütün muhtemel ayaklanmaları bastırmak zorunda.
الإمبراطور يجب أن يقمع اي تمرد محتمل

Kadına veya adam için önyargı oluşturabilecek bilgileri bastırmak için..
لكي يقمع معلومات قد تضره أو تضرها

Düşman sesi bastırmak için hiç bir uğraş göstermiyor. Yani?
العدو لا يفعل شيئاً من أجل كبح الصوت

Tutkularımızı bastırmak için geçmişte çok uğraştık.
في الماضي كنا نسعى إلى كبح جماح مشاعرنا

SS bir darbe peşinde, ayaklanmayı bastırmak için ve Hitler'in Almanya'sını kurtarmak için Valkür'ü başlattık.
البوليس النازي يخطط لإنقلاب لقد بدأنا عملية فالكري لسحق التمرد , و حِفْظ المانيا الهتلرية

Gölgeler kitabımda, annenin şeytanı bastırmak için kullandığı mührü buldum.
وجدتُ العلامة التي إستخدمتها والدتكِ لإخماد الوحش في كتابِ الظلِ خاصتي