Bu birçok Batılı elitin kendi siyasi düzenleri hakkında yaptığı bir iddia, kibir, Batı'nın şu anki sorunlarının kalbindedir. | TED | إنه الإدعاء العالمي الذي تدّعيه العديد من النخب الغربية حول نظامهم السياسي، الغطرسة، التي هي أساس علّة الغرب الحالية. |
Şu takındığınız Batılı edaları sizi bir eş sahibi yapmaya yetmiyor ama, hödükler! | Open Subtitles | إنها التقاليد الغربية التى تتبعها ،التى منعتك من إيجاد زوجة أنت شاب أحمق |
Şimdi rahat çemberimizin dışına çıkmamız gerekiyor Batılı dostlarımızın dışına. | TED | علينا الآن أن نصل ما هو أبعد من الدائرة المريحة لأصدقائنا الغربيين. |
Batılı herhangi birinin buna inandığına bahse girerim. | TED | وانا اراهن ان الجميع في العالم الغربي صدق فكرة |
binlerce insanın konferanslarıma geldiği Pakistan'dan henüz döndüm, çünkü her şeyden önce dostça bir Batılı ses duymaya özlem duyuyorlardı. | TED | لقد عدت لتوي من باكستان حيث جاء الآلاف فعلياً إلى محاضراتي لأنهم كانوا يرغبون أولاً في سماع صوت غربي صديق. |
New York'ta yaşıyor ama o Batılı bir sanatçı olmaya çalışmıyor. | TED | تعيش في مدينة نيويورك، لكنها لا تحاول أن تكون فنانة غربية. |
1945 yılında Batılı müttefikler, Sovyetlerle yazılı bir anlaşma yapmıştı. | Open Subtitles | ،في 1945 وقّع الحلفاء الغربيون على اتفاق مكتوب مع السوفيت |
O Batılı gözlerle baktığın zaman gördüğün ilk şey kahverengi deri. | Open Subtitles | عندما تنظرين بتلك العيون الغربية البشرة البنية هي أول شيئ ترينه |
Sonraki 15 yıl boyunca ünlü Batılı markaların ilk Rus kampanyalarını tasarladı. | Open Subtitles | خلال السنوات الخمس عشرة اللاحقة لقد صمم النسخ الروسية من السلع الغربية |
Bu Batılı domuzlara karşı dik durmalıyız topraklarımızı işgal ediyorlar | Open Subtitles | يجب ان ينتفض ضد هذه الخنازير الغربية الذين يحتلون أرضنا. |
Batılı güçlerin ve medya kuruluşlarının bize karşı savaş açtıkları bir sır değil. | Open Subtitles | ليس سرا بأن القوى الغربية ووسائل الإعلام الخاصة بهم يشنون حملة صليبية ضدنا |
Bu arada, diğer Batılı ulusların yarı bütçesine sahiptik. | TED | بالمناسبة، كان لدينا نصف ميزانية الأمم الغربية الأخرى. |
Yani Batılı hükümetler kendi vatandaşlarına karşı kullanabilmeleri için totaliter devletlere bu araçları sağlıyorlar. | TED | بالتالي الحكومات الغربية تزود الحكومات الاستبدادية بأدوات تمكنها من عمل ذلك تجاه مواطنيها |
Batılı insanlar, kırk yıl boyunca sosyalist ülkelerdeki insanları meraklı gözlerle izledi. | Open Subtitles | ستظل شعوب البلدان الاشتراكية تنظر إلى الغرب لمدة أربعين عام وهم مندهشون |
Klişeleşmiş Batılı bakış açısının aksine, Harem, Sultan'ın oyun bahçesi değildi... | Open Subtitles | على عكس التحريف المقصود من الغرب لم ذلك بغية اللهو واللعب |
El-Kaide'nin, Batılı haçlılara karşı İslam'ın koruyucusu olduğu iddiaları Iraklı Müslümanların kanlarına gömüldü. | TED | أي إدعاء ادعته القاعدة بأنها حامية الإسلام ضد الصليبيين الغربيين غرق في دماء المسلميين العراقيين |
Bir kaç Batılı firma sade ve ucuz yeniliği müşterileri için daha ucuz ürünler yaratabilmek için benimsiyor. | TED | العديد من الشركات الغربية الآن تتبنى الابتكار المُقتَصِد لخلق منتجات بأسعار معقولة بالنسبة للمستهلكين الغربيين. |
Katilleri ceza bile almıyor. Bugün pek çok Batılı kadın için feminist diye adlandırılmak bir hakaret. | TED | بالنسبة لأغلب النساء في العالم الغربي اليوم أن تدعى امرأة بأنها مناصرة لحقوق المرأة عبارة عن إساءة وسب لها |
Şimdi, bu hareketlerle karşı karşıya kalarak son zamanlarda, Batılı konuşmaları çoğu zaman iki hatalı cevap sundu. | TED | بعد مواجهة هذه الحركات في السنوات الأخيرة ، قدّم الخطاب الغربي غالباً رأيين خاطئين. |
Bulduğum her fikir bir şekilde başarısız oldu ya da hayata geçirmek için fazla riskliydi çünkü, şimdi dürüst olalım, Yemen'in bir çok yeri Batılı bir ekip için fazla tehlikeli. | TED | وكانت كل أفكاري فاشلة، أو لربما كانت شديدة الخطورة، لأن الحقيقة هي، أغلب اليمن خطر جداً لفريق غربي. |
Ve bir aktivist de Batılı bir şirketle imzalanmış bir anlaşma buldu, Mısır güvenlik güçlerine dinleme teknolojilerinin satış anlaşması. | TED | وأحد الناشطين للحقيقة وجد عقداً من شركة غربية لتزويد قوات الأمن المصرية بتقنيات التجسس. |
Tüm Batılı arkadaşlarım, kız arkadaşlarıyla... kapalı kapılar arkasında hayatın tadını çıkarıyorlar. | Open Subtitles | كل أصدقائى الغربيون مع صديقاتهم يستمتعون بالحياة خلف الأبواب المغلقة |
Kishorilal gibi insaniyetli bir adamın evinde yarı Hint, yarı Batılı. | Open Subtitles | يا عزيزتى.. فى منزل رجل خير مثل كيشوريلال النصف هنود والنصف الآخر غربيون |
Kendimizi belli etmemek için maksimum derecede dikkat ediyorduk ama gittiğiniz yerde büyük, siyah çantalı, Batılı adamlar yoksa ve siz de büyük, siyah, çantalı, Batılı adamlarsanız dikkat çekiyorsunuz. | Open Subtitles | كنّا نحاول بالطبع أن نكون متحفّظين للغاية ولكن لا شيء متحفِّظ بوجود غربيين في مكان لا يوجد به غربيون بحقائب سوداء كبيرة |
Düşünceleriniz İspanya'da, Portekiz'de ve diğer Batılı ülkelerde geçerli. | Open Subtitles | إنهم قانونيّون في أسبانيا و البرتغال و دول غربيّة أخرى ؛ |
Ordu, eğlence yerleri ya da Batılı kültürünü çağrıştıran her yeri kapatmak ve engellemek için elinden gelenin en iyisini yapıyordu. | Open Subtitles | ثم أغلقت نهائياً صالات الرقص و أى شكل من أشكال الترفيه ...قدم إلينا من الدول الغربيه بذل العسكريين قصارى... |
Derinlerin Sakini, Batılı Riful? | Open Subtitles | ريفول ... الغرب |