"bataklıklar" - Translation from Turkish to Arabic

    • المستنقعات
        
    • مستنقعات
        
    Suyla çevrili ve bununla tanımlanan bir eyaletiz, ama yüzyıllardır bataklıklar ve sulak alanlar mücadele edilmesi gerekli engeller olarak görüldü. TED نحن في ولاية يحيط الماء بها، ولعدة قرون، اعتبرت المستنقعات والأهوار عقبةً يجب التخلص منها والتغلب عليها.
    bataklıklar ve sivrisineklerden kurtulmak için ödenek istemekteyim. Open Subtitles أريد ضماناً بخصوص مشكلة المستنقعات في دومبيز
    Bir zamanlar, bataklıklar içinde sıtma ve ölümlerle boğuşuyorduk. Open Subtitles والتي أعادت الحياة وأحدثت فارق في وسط المستنقعات الأبدية
    Versailles'daki bir kişinin isteğiyle bataklıklar bahçelere dönüşüyor. Open Subtitles أعظ لأجل الإله في فرساي رجل واحد حولها من مستنقعات إلى حدائق
    Bu bataklıklar, yoğun ormanlar, sadece tank savunmasını sağlar. Şimdi de ağır kar başladı. Open Subtitles هناك مستنقعات و غابات زائد الدفاعات المضادة و الجليد
    Ulu dağlar ve tüten bataklıklar arasında... burası dünyanın en bereketli vahşi sahası. Open Subtitles محاطة بجبال شامخة و مستنقعات فوارة هذه الأرض هي أخصب ملاذ للحياة البرية على وجه الأرض
    Tuzlu bataklıklarda; yüksek bataklıklar alçak bataklıklar ve tuz düzlükleri vardır. Open Subtitles يـوجد في المستنقعات المــالحة، مستنقعــات عــالية،
    Geriye bataklıklar, yosunlar ve garip görünümlü kuşlar kalacak. Open Subtitles لا شيء سوى المستنقعات و الطحالب و الطيور غريبة المظهر
    bataklıklar, ördekgagalı Ouranosaurus gibi birçok büyük dinozor için sığınaktı. Open Subtitles المستنقعات مأوى للعديد من الديناصورات الضخمة كالأورانوصورات بطيات المنقار
    Ama önüne çıkacak olan bataklıklar, çöller ve uçurumlar konusunda bilgi vermez. Open Subtitles لكنها لا تملك نبذة عن المستنقعات والصحراء و الشقوق الأرضية التي ستواجهها طوال الطريق
    Ve bu haritadan da görebileceğiniz gibi, Burada inanılmaz coğrafi imzalar olan ve karadaki yerleşim için doğal dalga kırıcı görevi gören limanın dışındaki adalar serileri ve tuzlu bataklıklar ve plajların bir matrisi bulunmakta idi. TED ويمكنك أن ترى من هذه الخريطة، هذا التوقيع الجغرافي المدهش من سلسلة من الجزر التي كانت في المرفأ ومصفوفة من المستنقعات المالحة والشواطئ التي خدمت تضعيف موجة الطبيعة لتسوية المرتفعات.
    Rohacek'e giden bataklıklar donmuş. Veba kökü yaralara iyi gelir. Open Subtitles المستنقعات متجمدة - هذه الزهرة تعالج الجروح -
    Gideceğimiz yer orası. Vikinglerin bataklıklar fiyortlar ve tuhaf ışıklarla kaplı ülkesi. Open Subtitles انه حيث سنذهب- الأرض الفايكنغ بلاد المستنقعات والخلجان-
    Bu bataklıklar suyun yenilenip, tazelenmesi için gereklidir. Open Subtitles لا غنى عن هذه المستنقعات ...المائية لإعادة تجديد وتنقية المياه ايضا
    Peşimden gelecekleri bekleyen bataklıklar var. Open Subtitles لدينا مستنقعات هناك للناس الذين يأتون للبحث.
    Yani çiftlikler, bataklıklar var. Open Subtitles أعني ، يوجد هنا مزارع و مستنقعات - أجل -
    Ölü bataklıklar. Open Subtitles مستنقعات الموتى
    Ohio'da bataklıklar mı var? Open Subtitles - أهناك مستنقعات في أوهايو؟
    bataklıklar, halat ve kim bilir daha neler. Open Subtitles مستنقعات و حبل
    bataklıklar, ip ve aklına gelebilecek en iyi ne varsa Open Subtitles مستنقعات و حبل
    bataklıklar, halat ve kim bilir daha neler. Open Subtitles مستنقعات و حبل

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more